Beyoğlu’nun erken baharı
Alper Taş’ın CHP adayları içerisinde geleneksel CHP seçmeninin dışındaki kesimlerden de oy alma potansiyeli en yüksek aday olduğunu söylemeye gerek yok. Kuşkusu olanların dün Ses Tiyatrosu’ndaki buluşmayı görmelerini isterdim.
MUSTAFA K. ERDEMOL
Kentsel dönüşümün semt emekçileri için bir felakete dönüştüğünü belirten Alper Taş’ın vaatlerinden en çarpıcısı “hiçbir mahalleye yanımda müteahhitle gitmeyeceğim” demiş olması bence. Müteahhidin yönlendirmesiyle bir kent planlaması yapılmayacağını biliyor oluşundan ötürü bunu vaat ettiği çok belli. Beyoğlulular da müteahhit yönlendirmeli AKP belediyeciliğinin semte ne kadar zarar verdiğini yaşayarak öğrendikleri için Taş’ın yanındalar.
Dünkü toplantıda hem işyerlerinin önünden masaları kaldırılan esnaf, hem kentsel dönüşüm yoluyla semtten sürülmek istenen özellikle Anadolu kökenli emekçi hem de semtin kadim sakinleri olan azınlıklar da yer aldıysa nedeni AKP belediyeciliğinin mağdurları olmalarındandır.
Onca yıldır İstanbul’un dünyaya en açık yüzü olagelmiş Beyoğlu’nun AKP’nin belediyecilik anlayışının bir sonucu olarak gittikçe renksizleştiği sır değil. Bir zamanlar eğlence yerleriyle, kültür sanat mekânlarıyla son derece canlı bir yaşamın olduğu Beyoğlu, her İstanbullunun her türlü zevkine seslenen bir yerdi. Alper Taş, “Beyoğlu’nu geri alacağız” dediğinde alkışların uzun sürmesinin bir anlamı olmalı bu nedenle.
Beyoğlu’nun gerçekten büyük sorunları var. Kadınlar için özellikle ciddi bir güvenlik sorunu yaşıyor semt. Bu nedenle “karanlık bir tek sokak kalmayacak” vaadi de özellikle önem taşıyor Taş’ın.
Ne vaat ettiyse, hangi projeyi önerdiyse (burada anlatabilmeye olanak yok) “hepsini birlikte yapacağız” diyen biri Taş. Bunu “Dayanışma Uygarlığı” olarak adlandırıyor. Çok yerinde bir adlandırma bu.
Alper Taş, daha kazanmadan bir bahar havası estirmiş görünüyor semtte.
Dün Ses Tiyatrosu’nda olanlar tanıktır buna.