Beyoğlu’nda kültür sanata yer açılıyor!
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Beyoğlu Kültür Yolu Projesi için adım atıyor. Galata ve Pera’nın çehresinin değişeceğini söylüyor. Bakan’ın verdiği bilgiye göre, Cenevizlilerden kalma kuleyi ve meydanı ortaya çıkarmak için bölgede yıkım yapılacak. İBB ile sözleşmesi biten Galata Kulesi’nin işletmesi ihaleyle özel sektöre verilecek.
Yazgülü AldoğanÇıldır Gölü üzerinde atlı kızaklar ve Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy bir arada olunca anı fotoğrafı çektirmek şart olur.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, geçen günlerde Galata ve Pera’da yaptığı incelemelerden sonra Galata Kulesi önünde ayaküstü Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’nden bahsetti. Uzun yıllardır burada yaşadığım ve Galata’nın hak ettiği değeri bulmasını beklediğim için konunun ayrıntılarını öğrenmeyi çok istiyordum. Bunu görüşmek için Bakan’ın Kars Gezisini fırsat bildim. Ayrıca uzun yıllar sonra Çıldır ve Sarıkamış’ı tekrar görmek de heyecan vericiydi. Geziye, kalabalık bir gazeteci grubuyla uçakla Erzurum’a giderek başladık.
Oradan Doğu Ekspresi’ne binerek Kars’a hareket ettik; yolda özel olarak toplantı için hazırlanmış vagonda hem Bakan’ın projelerini dinledik, hem de özlediğimiz karı gördük. Bakan Ersoy’un uzun süredir üzerinde çalıştığı “Ege Turizm Merkezi, Çeşme Projesi”, “Beyoğlu Kültür Yolu Projesi”, “Belek ücretsiz halk plajları” ve “Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın” projelerini tartıştık.
Koronavirüs dolayısıyla Asya’dan gelemeyecek turistlerin yaratacağı yüzde 3’lük azalma etkisini aşmak için İngiltere Krallığı, Belçika, İspanya, Polonya ve Avusturya ülke vatandaşlarına vize uygulaması tek yönlü olarak kaldırıldı. Beyoğlu Kültür Yolu’nu ise Bakan Ersoy’la özel olarak da konuştuğumuz için oradan başlayalım:
BEYOĞLU’NDA KÜLTÜR SANAT
Bakan’ın bu projesi biraz da GalataPort’la bağlantılı. Ersoy, 5 Nisan’da ilk cruise’ların gelmesiyle hayata geçecek olan Galataport projesini üç kez gezmiş. Deniz turizminde büyük patlama yaratacağına ve 2022’de cruise’lar için yeni bir port gerektireceğine inanıyor; çünkü şimdiden rezervasyonlar dolmuş; bu yüzden Yenikapı’da yeni bir port için ihale açılmış bile. Gemiyle gelecek turistler için GalataPort, oradaki iki müzesiyle yaşam alanı yeterince değerli ama elbette şehri de gezecekler. İşte bu rota “Beyoğlu Kültür Yolu” ile başlayacak. Turistler Karaköy ve Tophane’den Galata’ya gelecek, meydanı ve kuleyi gördükten sonra Serdarı Ekrem Caddesi’nden Tünel’e, yani İstiklal Caddesi’ne çıkacak. Galata’da iki büyük değişiklik yapılacak: Cenevizlilerden kalma kuleyi ve meydanı ortaya çıkarmak için ortada bulunan, daha önceden yıkım kararı alınmış ama yıkılmamış Yiğitbaşlar’a ait büyük pasaj yıkılarak burası etkinliklerin de yapılacağı doğal bir amfiye dönüşecek.
Galata Kulesi’nin işletmesi ise BelTur’dan alınıp özel sektöre ihaleye çıkılacak. Burada Bakan’a sorum, “Kule, daha önce özel işletmedeyken İBB’ye verilmişti. Şimdi İBB’de yönetim değiştiği için mi tekrar özele veriliyor” oluyor. Bakan, kısaca “İBB’nin sözleşmesi ocak ayında bitti, yenilemiyor, ihaleye çıkıyoruz” diyor. Galata civarında üç kulenin daha varlığını öğrenmiş, onlar da restore edilecek. Tünel’de Tarık Zafer Tunaya yine kültür merkezine dönüştürülüyor. İhalesi martda yapılacak, hazirana yetişecek; alt katında tiyatro ve bir cep sineması var, gündüz çocuk, gece belgesel filmler gösterilecek. Tiyatro kiralanacak, her akşam oynayacak. Giriş katı ise galeri, sergi alanı gibi değişik etkinliklerde kullanılacak.
KIRMIZI HALILI GALALAR
İstiklal Caddesi’nde de Atlas Sineması yenilenecek, girişteki dükkânlar kamulaştırılmış, eylülden itibaren kırmızılı halılı film galaları burada yapılacak. Üst katta sinema müzesi, alt katta ise after gala partileri yapılması planlanıyor. Grand Pera’daki Emek Sineması’nın da Devlet Tiyatrolarının kullanacağı mekâna dönüşmesi için anlaşma yapılmış. Atatürk Kültür Merkezi’nin inşaatı da çok hızlı yürüyor ve yıl sonuna yetişmesi bekleniyor.
Böylece artan tiyatro, sinema ve kültür merkezleri ile Beyoğlu şimdiki alışveriş caddesinden tekrar eski kültür sanat günlerine dönecek sözü veriliyor. Bakan Ersoy’un bu projede vakıf ve şahısların elindeki restorasyona muhtaç binaları mülkiyeti kendilerinde kalmak koşuluyla kiralama ile yenileme ve kullanma projesi de gündemde. Ki bu Beyoğlu bölgesi için çok yararlı. Kendisine Galata Kulesi’nin en iyi görüntülendiği yer olan ve turistlerin çok rağbet ettiği Büyük Hendek Caddesi’ndeki kaldırımlara mallarını yayan elektrik toptancılarını ve Zürafa Sokağı’ndaki malum yeri hatırlatıyorum. Değişimin, iyileştirmeler oldukça kendiliğinden geleceğini, zorlamayı tercih etmediklerini, Zürafa Sokak konusunda sorumluluğun ise belediyede olduğunu söylüyor. Oysa belediyenin değil valiliğin sorumluluğunda, kapısında ise zabıta değil, devletin polisi bekliyor! Manukyan’ın avukat oğlu, annesi öldükten sonra kendisine ait işletmeleri bıraktı, ama Sümbül Yaşar Karasu’ya ait olanlar hâlâ etkin. Kültür Yolu’nun üzerinde böyle bir “etkinlik” biraz yersiz kaçıyor. Bakan, konuyu inceleteceğine söz veriyor.
ÇEŞME’DE AÇILACAK KANAL YOK AMA İSTİMLAK VAR!
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un Kars gezisinde açıkladığı projelerden en büyüğü “Ege Turizm Merkezi - Çeşme” ki içinde Didim’i de barındırıyor. Bu projenin önemli noktalarından biri kamulaştırılacak alanlar olması. Ama yürekler hoplamasın, kamulaştırma alanlarının tamamının boş olduğunu söylüyor Bakan. Buraların tahsisi için 2021 yılı son çeyrekte ihaleye çıkılacak, yüzlerce ihale yapılacak. “1 milyar dolar gelir beklentimiz var. Bu gelir ile altyapıyı biz yapacağız. Hazine mülkiyetindeki arazilere kaynağını belli ederek gerçekleştirilecek olması örnek bir proje” diyor. Tahsisler yapılırken çevre dostu olması şart koşulacak. En fazla 2 katlı otellere izin verilecek. 100 bin yatak hedefleniyor.
Alanın tamamı kamu alanı olup 5 bin 954 hektar, kamulaştırılacak alan ise 190 hektar. Taralı alanlar 230 hektar olup özel mülkiyet ve kamulaştırma kapsamında değil.
Bu projeye niçin gerek duyulmuş? Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 40’ı Antalya, diğer 40’ı Marmara Bölgesi’ne gidiyor. Ege’nin payı sadece yüzde 10! Turizmi 81 ile ve bütün bir yıla yaymak gerekiyor. Ege’de turizme açık yer de çok az. Buralardaki ikinci konutlar kısa bir süre için kullanılıyor. Çeşme ve Didim merkezli projede sahile 100 metreden yakın yerleşim olmayacak. Cannes’daki gibi sahiller herkese açık olacak. Arkasında yol ve park, bahçeler bulunacak, yani turizm tesisleri denize sıfır olmayacak. Çeşme’nin sezonunun kısa olması, burada golf ve sporcuların kamp yapabileceği otelleri zorunlu kılıyor. Bakan havaalanı tartışmasına nokta koyuyor, “Gerek yok, İzmir Havaalanı çok yakın, otoyol yeterli. Havaalanı değil, helikopter pisti planlanıyor.” Golf alanları için suyun yetersiz olduğunu bildiklerini söyleyen Bakan Ersoy, belli ki ayrıntıları da çalışmış: “DSİ ile gölet yapacağız. Biyolojik arıtma golf sahalarının su ihtiyacını karşılayacak” diyor. Antalya’daki golf otellerinin tamamının dolu olduğunu da hatırlatan Ersoy, bölgede yapılacak küçük statlarla futbol takımlarının da kamp yapmasının sağlanacağını, sporcuların sadece antrenman yapmak değil, aynı zamanda maç yapma gereksiniminin de olduğunu belirtiyor.
Ayrıca bölgede lavanta bahçesi, agro turizm alanı, termal merkez ve sağlık turizmine yönelik klinik, detoks otelleri için de tahsis yapılacak. Geniş kitleler için kongre, fuar ve etkinlik merkezi de festivaller için hazırlanacak.
ÇOCUKLAR SİNEMAYA
Sinema, tiyatro demişken kısaca “Sinemaya gitmeyen çocuk kalmasın” projesiyle Doğu ve Güneydoğu’da 2 milyon çocuk hedefinin, 2019 yılında 1 milyon çocuk için gerçekleşmiş olduğunu da anlatıyor. 55 ilçede 75 bin çocuğun yararlandığı “SinemaTIR”ı ile proje, çocukların yoğun ilgisiyle devam ediyor. “Sineması olmayan il kalmasın” projesinde sadece iki il kalmış: Şırnak ve Ardahan.