Beyoğlu'nda 'el' değiştirme operasyonu

Yaklaşık bir aydır gündemimizde, Beyoğlu'nda yapılan mekan kapatmalar hepimizi meraklandırdı. 21 Haziran ve 4 Temmuz tarihlerinde Beyoğlu esnafı yürüdü ve eylem yaptı. Biz de önce BEYDER'e daha sonra 9 Haziran'da mekânı kapatılan iki işletmeciye neler olduğunu sorduk.

cumhuriyet.com.tr

Beyoğlu’ndaki esnaf gergin. Tam yaz geldi, işler açılacak dendiği sırada üst üste yapılan baskınlarda ya “kapanma saatin geçmiş”, “ruhsatının tarihi geçmiş” deniyor ya da “TAPDK ruhsatın yok” diyerek ağır cezalar kesiliyor, bazen de müşteriler kaldırılarak işletmenin kapısına mühür vuruluyor. 2005 yılında değişen eğlence yerleri açma ruhsatlandırma yönetmeliği, “Bu yönetmelik yürürlüğe girmeden önce mevzuatına uygun olarak ruhsatlandırılmış bulunan işyerleri yeniden ruhsatlandırılmaz” diyor. Ancak buna karşın, polis memurları süresizleştirilen ruhsatlara tarihi geçti, yenileyeceksin diyerek yüklüce de bir miktara mal olacak bir borcu yoktur kağıdı istiyor. Önümüzdeki günlerde mühürlenmeyen işletmelere para cezalarını ödemeleri için verilen bir ay dolacak. Ve sonra olanları hep birlikte göreceğiz.

Tahir Berrakkarasu, derneklerine bağlı işyerleri için ruhsatsız çalışmalarının mümkün olmadığını söylüyor. Yaşanan karmaşayı ise şöyle açıklıyor: “2005 yılında ruhsatlar emniyetten belediyeye geçti. Geçerken, 2005 yılında alınan ruhsatlar yönetmelikle süresiz hale getirildi. Zabıta geliyor, ruhsata baktığında 2007’de bitmiş olduğunu görüyor. Ancak polis memurunun yasalardan haberi olmayabilir. Tuttuğu tutanağı durumdan haberdar olan belediyenin iptal etmesi lazım ancak tam aksine bu tutanakları onayıp cezaya dönüştürüyorlar.”

Her işletmenin borcu var

Berrakkarasu, işyerini cezadan kurtarmak ve ruhsatlarını geri almak için işletmecilerden borcu yoktur kağıdı istendiğini ancak bu kağıdı alabilmek için en az 50 bin lira kadar para ödemeleri gerektiğini vurguluyor. Bu paraya çevre temizlik vergisi, eğlence vergisi ve idari para cezaları dahil. “Bugün 45-50 milyar civarında borcu var her işletmenin. O ruhsatın baskı altında yenilenmesini isterken amaç o parayı tahsil etmek. Bu uyarı, haciz, icra yoluyla olur ama mühürlemek olmaz. Ruhsatını yenilemeye gidiyor insanlar, bu borçları ödemeden ruhsatını yenilemeyiz, dükkanını da kapatırız diyorlar” diye anlatıyor Berrakkarasu. Eskiden 6.90 lira olan eğlence vergisinin günde 15 liraya çıktığını anlatan Berrakkarasu, bu uygulamanın metrekare gözetmeden yapıldığını da ifade ediyor.

Berrakkarasu bir işletmenin ruhsat başvurusunda bulunduktan sonra önünde bir ay bulunduğunu, bu süreçte belediyenin teftiş zorunluluğu olduğunu anlatıyor ve eğer bu süreçte mekana teftiş için gidilmezse ruhsatı almış kabul edildiğini ifade ediyor. Resmi olarak teftişe gelmek ya da tebliğde bulunmak yerine sözlü olarak “imarda problemin var”, “itfaiyeye git” gibi bahaneler iletiliyor işletmecilere. Bu durum da 5-6 ay sürüyor. Berrakkarasu: “5 ayda bir kağıt belediye binasında birinci kattan dördüncü kata çıkmaz mı? Ben kağıtla konuşsam kendi kendine çıkar. Bu adam ruhsat harcı yatırmış, makbuzu var, SSK, KDV, stopaj ödemiş sonra sen ruhsatını vermediğin bu işletmeyi ruhsatı yok diye kapatıyorsun. Ona resmi olarak sen ruhsat alamazsın da demiyorsun. Bu 170 yerin içinde bir tanesi bile hijyenden ya da asayişten ceza alan yok. Polis gelip sağlık muayenelerine bakıyor. Üstelik bu sağlık muayenesini de onların belirlediği hastanelerde yaptırılması gerekiyor. Belediyeden içkili lokanta ruhsatı alıyoruz, üzerine TAPDK’dan da bir ruhsat almamız gerekiyor. TAPDK ruhsatlarını almayanların içkilerine el konuldu. Vahim olan el koyma kararları yoktu ellerinde.”

Tüm bunlara ek olarak mesul müdür belgesi ve asayiş konusunda uygundur belgeleri var. Örneğin polis mesul müdür belgesini görmek istiyor. İşletmenin mesul müdürü olmayabiliyor. Buna rağmen yine de belge yoksa isteniyor. Bu belgeyi almak da 2 bin lira. Asayiş konusunda uygundur belgesi de üç aylık turizm ruhsatı için 2 bin lira. Ve bunların tüm makbuzlarında şartsız bağış yazıyor.