Beydili Yörüklerinin yüzlerce yıllık geleneği: Püse

Beydili Yörüklerinin yüzlerce yıldır geleneksel olarak çam ağacının çıralı bölümlerinden zahmetli bir işlemle elde ettiği 'halk ilacı' niteliğindeki 'püse', Isparta'nın Sütçüler ilçesi Sarp Dağı'nın eteklerindeki 400 yıllık Beydili Köyü'nde hala üretilip kullanılıyor.

DHA

1250 metre rakımdaki köyde yüzlerce yıldır keçi çobanlığı ve arıcılık yaparak yaşamlarını sürdüren Yörükler, püseyi karın ağrısı, yara tedavisi ve kesiklerin iyileştirilmesinde kullanıyor. Beydili Yörüklerinden 76 yaşındaki Nurullah Altıntaş, çam ağacının terletilmesi yoluyla damıtılan çıranın, kaynatılarak katrana dönüşmesi sonucu elde edilen siyah ve koyu kıvamlı püsenin, çocukluğundan bu yana köyünde kullanıldığını söyledi. Altıntaş, “Yaralara, kesiklere iyi gelir. Karın ağrılarında bir bezin üzerinde karnın üstüne konulur" dedi. Eskiden Yörüklerin çarık giydiğini hatırlatan Altıntaş, “Püse akşamdan çarıkların altına sürülüp toprağa gömülerek üzerine biraz su dökülürdü. Sabaha çarıklar topraktan çıkarıldığı zaman yumuşacık olurdu. Ayağı vurmazdı" diye konuştu. 

TOROSLARDAKİ OTLARIN SAYISINI BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL

Yörüklerin mayıs ve haziran aylarında doğadaki ot ve çiçekleri toplamaya başladığını anlatan Altıntaş şunları söyledi:

“Toroslardaki bitkilerin sayısını bilmek mümkün değil. Otları mayıs ve haziran ayında toplarız. Genellikle ıhlamur, kekik, adaçayı, oğlanotu toplarız. Oğlanotu kalbe iyi gelir. Altınotu çay gibi demlenerek içilir. Böbrek taşlarına iyi gelir. Bozçalba toplarız. O da bronşite iyi gelir. Günümüzde böyle şeylere çok fazla rağbet edilmiyor. Ama bizim çocukluğumuzda çok kullanılırdı. Bu gelenekler yok olmaya başladı." 

BEYDİLİ 400 YILLIK BİR KÖY

Beydili'nin 400 yıllık bir köy olduğunu anlatan Nurullah Altıntaş, Oğuz Türklerine bağlı Bozok kolundan bir boy olan Beydili Yörüklerinin Anadolu'da pek çok ilde aynı adla köyler kurduklarını anlattı. Isparta, Antalya, Sivas, Malatya, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Karaman, Ankara ve Denizli'de yaşayan Beydili Yörüklerinin Beğdili, Badıllı adıyla da anıldıklarını anlatan Altıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlçemizle köy arasında Sarp Dağı vardı. Kış döneminde yoğun kar yağardı. 3 metreye ulaşırdı karın kalınlığı. O zaman yol yoktu, su yoktu, elektrik yoktu. 5 ay kendi halimize yaşardık. 1980'lerde köy, Sarp Dağı'nın batısına nakledildi. Şimdi köyümüz Sütçüler ilçesine 18 kilometre. Artık yol, su gibi sıkıntımız kalmadı."

Altıntaş, eski köy Beydili'nin varlığını koruduğunu, yeri kurulan köyün ise Çimenova adını taşıdığını aktardı.