Beyaz kelebekler uçuşurken...
Sevdiklerinize, vakti geldiğinde okumaları için tek tek mektup yazıyorsunuz. Pullarını yapıştırıp adresleri dolduruyorsunuz. Doktorun yaptığı genel aneztezide kulanılan tiyopental kimyasal maddesi şırıngası ile uykuya dalıyor ve 10 dakika sonra nefesiniz kesiliyor, kalbiniz duruyor, acısız ölüyorsunuz.
Erdinç Utku (Brüksel)Ölümünüz, kendi isteminiz doğrultusunda, içinde beyaz kelebekler olan kırmızı bir kutunun açılması ve kelebeklerin uçuşmasıyla duyuruluyor... Yunanca orijinalinde “iyi, güzel ölüm” anlamına gelen ötanaziden, insanın yaşamının dayanılmayacak bir hale gelmesi sonucu kendisinin ya da yakınlarının isteğiyle tıbbi yardımla acısız bir şekilde hayatına son vermesinden bahsediyorum. Tedavisi olmayan bir kas hastalığının pençesindeki olimpiyat şampiyonu Belçikalı paralimpik atlet Marieke Vervoort 40 yaşında 22 Ekim’de Diest kentinde ötanazi ile kendi yazmadığı yaşam senaryosunu kendi isteği ile sonlandırdı. Özenle yazıp pulladığı mektuplar da sevdiklerine ulaşmıştır mutlaka...
BAŞBAKANINDAN EDEBİYATÇISINA
Vervoort bu yolu seçen ilk ünlü değil tabii ki! Yazar Hugo Claus’tan eski Belçika Başbakanı Wilfried Martens’a kadar birçok ünlü Marieke Vervoort gibi ötanaziyi seçti. Adı yıllarca Nobel Edebiyat Ödülü’yle çağrıştırılan Alzheimer hastası Hugo Claus, 19 Mart 2008’de 78 yaşında hayatını sonlandırma kararı verdi. Tedavisi mümkün olmayan bir kanser türüne yakalanan gazeteci Tuur Van Wallendael, 18 Kasım 2009’da 71 yaşında ötanaziyi tercih etti. Nobel Tıp Ödüllü Profesör Christiande Duve, 4 Mayıs 2013’te 95 yaşında sessizce dünyamıza veda etti. Belçika Hıristiyan demokratlarının önemli isimlerinden eski başbakan Wilfried Martens’ın 9 Ekim 2013’te “77 yaşında evinde öldüğünü” duyurmuşlardı. 5 yıl sonra, Martens’ın pankreas kanseri ameliyatı sonrası, ötanazi yolunu seçtiği ortaya çıktı.
2002’DE YASALAŞTI...
Bu yılın 18 Ocak tarihinde ise ahlak profesörü filozof Etienne Vermeersch Belçika’da yasallaşması için yaşam boyu mücadele ettiği ötanaziden yararlandı. Vermeersch, 80’lerden beri kürtaj ve ötanazi gibi konularda fikir önderliği yapıyordu. Mario Verstraete ile 2002’de ötanazi yasasının ilk taslağını hazırlamıştı. Belçika’da verilen “onurlu bir şekilde ölme hakkı” mücadelesi sonucunda ötanazi, 23 Eylül 2002’de yasalaştı. Belçika, ötanaziye ‘Evet’ diyen Hollanda’dan sonra dünyadaki ikinci ülke oldu.
Ötanazinin simge isimlerinden MS (Multiple Skleroz) hastalığına yakalanan Mario Verstraete, yasadan ilk yararlanan oldu ve 30 Eylül 2002’de kendi isteğiyle dünyamızdan ayrıldı. Verstraete’ın ötanazi yasası mücadelesi 2012’de Belçikalı yönetmen Nic Balthazar tarafından Türkçeye “Hayatımın Kararı” olarak çevrilen “Tot Altijd” adıyla beyazperdeye aktarıldı.
Ötanaziden yararlanabilmek için bilincinin yerinde olması, yazılı başvuru yapılması, en önemlisi de tedavi edilmesi artık mümkün olmayan ve katlanılmaz bir acı veren fiziksel ya da psikolojik bir hastalığın bulunması koşulları aranıyor. Belçika’da 5 yıl önce de çocukların, ebeveynlerinin onayıyla ötanazi yapmalarına olanak tanındı.
2018 sonu itibarıyla Belçika’da yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana 19 bin 435 ötanazi başvurusu yapıldı. Bu sene 20 binin geçileceği kesin. Ötanazi seçenlerin üçte ikisi 70 yaşın üzerinde. Yüzde 41’i ise 80 yaşından büyük. Çocuklarda ötanazi uygulaması ise çok sınırlı sayıda. Şimdiye kadar 18 yaşın altında 3 çocuk için uygulandı.
Marieke Vervoort, ötanaziyi seçebilme hakkının önde gelen savunucusuydu. Ötanazi hakkının kendi hayatı hakkında söz sahibi olma şansını verdiğini savunuyordu: “Gerçekten korkuyorum. Ancak bu ötanazi belgeleri zihnimi rahatlatıyor. Çünkü biliyorum ki o noktaya geldiğimde, bu belgelere sahibim. Eğer sahip olmasaydım, şimdiye kadar intihar etmiş olurdum diye düşünüyorum..” Vervoort ötanazi tartışmasını tekrar alevlendirerek ve göndeme taşıyarak ölümüyle de ötanazi sözcülüğü yapmış oldu.
TAMAM DİYEBİLMEK...
“Unumu eledim, eleğimi astım. Yeter” diyenlerin de ötanazi hakkından yararlanabilmesi savunuluyor. Flaman Liberalleri Open VLD partisi Başkanı Gwendolyn Rutten, 29 Ekim’de De Morgen gazetesinde yayımlanan yazısında “insanlar yaşamlarının artık sona erdiğini düşündüğünde” de ötanazi mümkün olmalı dedi. Neredeyse herkes bu konuda görüş bildirdi. Konunun tekrar gündeme gelmesinin nedeni Flaman bölgesinin ünlü radyo seslerinden 91 yaşındaki Lutgart Simoens’ın “çok az fiziksel problemlerim var ama artık yeterince yaşadım” çıkışıydı. Hayat yorgunlarının ya da “artık yaşamını tamamladığını” düşünenlerin de ötanazi yaptırabilmesini savunması ve “Bunu suç ya da öldürme olarak görmüyorum. İnsani bir durum” demesiydi. Open VLD, 21 Kasım’da federal meclise ötanazi yasasında değişiklik önerisi sundu. Demans hastalarının da daha önceden, hafızaları yerindeyken bildirmek koşuluyla ötanaziden yararlanabilmelerini istedi. Daha önce de Flaman Sosyalistleri SPA benzeri bir tasarı sunmuştu.
erdincutku@binfikir.be