'Beyaz gömleği çıkartıp çiçekli şalvarımı giydim'
ODTÜ İşletme mezunu Aslı Aksoy, 13 yıl süren profesyonel yöneticilik kariyerini bırakarak toprakla uğraşmaya başladı.
Leyla Kılıç
Geride duran başarılı kariyerini bir kenarda bırakıp toprağın ona verdiği güç ile üretim dolu bir hayata adım atan Aslı Aksoy, hayatını “Toprak, toprağına kök salmak, kendi memleketimde ticari değer yaratacak bir üretim modeli, hayalim olmuştu” diye tanımlıyor.
ODTÜ İşletme mezunu Aslı Aksoy, 13 yıl süren profesyonel yöneticilik kariyeri sırasında “Aklımın bir köşesinde toprakla uğraşmak vardı” diyor. New York’ta tanıştığı kuşkonmaz ile hayallerine bir adım daha yaklaşan Aksoy, “Ana vatanı bizim coğrafyamız olmasına; Ege’de yabani türlerinin kısmen bilinmesine karşın genel olarak ülkemizde tüketiminin çok zayıf olması, burada potansiyel bir fırsat olduğuna inancımı kuvvetlendirdi ve çıkarttım beyaz yaka gömleğimi, giydim çiçekli şalvarımı” diyor. Kuşkonmaz üretimine devam eden Aksoy bir yandan da sağlığa faydalarıyla bilinen sade yağ üretimi yapıyor.
-Tarım çalışmalarına nasıl başladınız?
İstanbul’da doğal ve organik ürünler üreten bir firmada Pazarlama Müdürü olarak çalışırken 2014 Aralık ayında Ortaca’da 2.5 dönümlük ilk kuşkonmazlığımı kurdum. Aldığım olumlu sonuçlar ve öğrenme sürecimi takiben, 2015 Aralık ayında, Muğla’nın bu kez Yeşilçam Köyü’nde 24 dönümde ilk büyük kuşkonmaz tarlamı kurdum. Kasım 2016’da İstanbul’daki işimden ve hayatımdan istifa ederek, köye yerleştim.
-Sizi destekleyen en önemli etken neydi?
Ailem! Başta babam! Dikimden tarlanın çapasına, her şeyi birlikte yaptık onunla. Eğer tüm kariyerinizi bırakıp o güne kadar sadece romantik düzeyde ilgilendiğiniz toprağa dönme kararını verdiyseniz, en önemli destek önce en sevdiklerinizden, ailenizden geliyor...
-Kadın gücünü çalışmalarınızda nasıl var ettiniz?
Bana bu işe başlarken yapamazsın dediler. Tarlayı kiralamışım fidelerimi dikiyorum, kahvedekiler bıyık altından gülüyor. Tarlalarda sadece kadınlar çalışıyorken bana bu iş kadın işi değil diyorlar. Komşularım olan 7 kadın komşum ile başladık işe, ilk günden bugüne aynı çekirdek ekiple çalışıyorum.
-Kuşkonmaz çalışmalarınızın size, çevrenize, çalıştığınız kadınlara ve ekonomiye nasıl bir etkisi oldu?
Tohumundan elde edilen kuşkonmaz fidelerini tarlalara dikiyorsunuz. Fideler 2 yıl titiz bir bakımdan sonra üç yaşlarında azar azar ürün vermeye başlıyor. Her bahar toprağın belli bir ısı derecesine ulaşmasıyla uyanan kuşkonmaz kökleri sürgün vermeye devam ediyor. Köyümüzdeki hane sayımız 70’i geçmez. Yıl içinde yarattığımız iş potansiyeli ile 11-15 haneye gelir kaynağı yarattık.
-Sadeyağ aklınıza nereden geldi?
Gökova’nın havasından suyundan mı, baharda doğanın coşturduğu envai çeşit otla beslenmelerinden mi, bizim köylerin ineklerinin sütünden yoğurt, o yoğurttan da enfes tereyağları yapılır. Babaannemden kalma alışkanlık, biz bu tereyağını alıp, sadeyağ yaparız. Yani tereyağının özünü, sütün saf yağını elde ederiz. Buzdolabına bile gerek yoktur saklamak için, kilerin serin bir köşesine dizi dizi sıralanır kavanozlar... Bozulmaz sadeyağ!
-Sadeyağın faydaları nelerdir?
Kolay bozulmaz, enerji kazanımı ve kilo vermeye yardımcıdır. Yüksek ısıya dayanıklıdır, kolay yanmaz, sade yağda kızartma bile yapılır.