Beşiktaş’ı şahlandıran kırmızı!
İki bölümlük bir maçtı, kırmızı öncesi oyun dengede kaldı, Diagne atılınca Beşiktaş şahlandı.
Arif Kızılyalınİki bölümlük bir maçtı; kırmızı kart öncesi ve kırmızı kart sonrası..
Bu tip maçlarda futbolcular çok dikkatli olmalı. Diagne dikkatsizdi. Zaten saçı ile başı ile uğraşmaktan futbola fazlaca vakit ayıramayan Senegalli, ayağını fazlaca kaldırıp topa kafayla müdahaleye gelen rakibinden kaçamayınca kırmızı gördü. Net kırmızı mı? Tartışmaya açık, sarı ile kırmızı arasındaydı, ancak faul direkt kafaya olduğu için Cüneyt Çakır kırmızıya hükmetti.
İşte o andan sonra maç değişti, daha doğrusu dönüştü.
Dengede giden maç yerini Beşiktaş'ın her anı ile oyuna hükmettiği bir mücadele bıraktı.
İsterseniz ilk bölüme bir bakalım. Galatasaray'ın çift ön liberosu Taylan-Etebo maçı kilitlemeye yönelikti. Belli ki bu yoğun maç trafiğinde Fatih Hoca 1 puan iyi puan diye düşünmüştü. Emre Kılınç dururken Etebo ne denli doğru tercihti tartışılır, ama ilk bölümde Galatasaray istediği şablonu oturtuyordu.
Keza Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın da farklı bir görüntü çizmedi raki Terim'den. Ev sahibi Beşiktaş da benzer görünüm sergiledi. Kendi sahası olmasına rağmen kontrollü oyunu yeğliyordu. Larin'in süratine güvenmişti; bir de Aboubakar'a, ama bu bölümde Luyindama'nın yıpratıcı defansı bu ikilinin gücünü azalttı. Yine ilk 11 tercihindeki Oğuzhan Özyakup ileri oynayan bir futbolcu gibi gözükmesine karşın o sanki ön liberoymuş gibi bir misyon üstlendi, merkeze geldi sürekli.
Böyle olunca da gol pozisyonları karşılıklı hatalara kaldı.
İlk bölümde Marcao bir hata yaptı, Larin kaleciyle karşı karşıya atamadı. Keza Marcao'nun Beşiktaş kalesine yolladığı ve çizgiden çıkarılan topta da Siyah-Beyazlı savunmanın yerleşim hatası vardı.
Onun dışında taktik fauller, risk alınmadan oynanan futbolumsu bir şey ile maçın neredeyse üçte biri gitti.
Bu görüntü kırmızı kartın çıktığı 59. dakikaya kadar sürdü.
İşte o anda, Diagne ama amatörlük deyin, ama laubalilik ayağını kafa hizasına çıkarınca derbide tüm yetki ev sahibi Beşiktaş'a geçti. Sağlı, sollu geldiler. Elbette Sergen Yalçın'ın Oğuzhan-N'Koudu değişikliği de 1 kişi fazla oynayan Beşiktaş'ın gücüne güç katmıştı, ama Kara Kartal'ın golü 'Geliyorum' dedi.
Üst üste 5-6 kornerin dengesini bozduğu Galatasaray defansı Luyindama'nın çabası ile ayakta kalıyordu bu dakikalarda. Ancak Marcao'nun ceza alanı içinde sektirdiği top, Josef'le buluşunca Galatasaray kalesi düşüverdi. Sonrasında Fatih Hoca, risk aldı, golcü Oğulcan'ı çıkarıp hava hakimiyeti yüksek Donk'u hücuma yolladı, ancak alınan riskler ve 1 kişi eksik oynamanın verdiği dezavantaj beraberliği değil 2. golü getirecekti. Resmen 3'e 1 yaptılar ve N'Koudu ile farkı açtılar.
Sergen Yalçın bu galibiyette baş rolü oynadı, Diagne ile birlikte. Çünkü Galatasaray'ın Senegallisi atılmasa, Sergen Hoca o riskleri almayabilirdi. Ama fırsatı geri çevirmedi genç teknik adam; tebrik etmek gerek.
Evet, Galatasaray ligin ilk bölümünde haddinden fazla yenilgi aldı. İç sahada Fenerbahçe'yi yenemedi, Beşiktaş'a kaybetti, Diagne'siz kaldı, Falcao zaten kayıp, yönetimin de futbolcu almaya niyeti yok; bu bağlamda Galatasaray'ın işi eskilerin ifadesiyle, "Allaha kalmış.."