Berkin'in annesi: O an hiç gözümün önünden gitmiyor... Artık birleşme zamanı

İstanbul’dan Şırnak’ın Cizre ilçesine giden bir grup anne, incelemelerde bulundu. Gözlemlerini anlatan Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, Cizre'de kendisi gibi çocukları için çırpınan anneler gördüğünü söyledi.

CHA

Aralarında Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’ın da olduğu Gezi Aileleri, Suruç Aileleri Dayanışması ve Cumartesi Anneleri, yardım için gittikleri Cizre ile ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde Cizre ziyaretlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Gezi protestolarında başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle ölen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, son dönemde bölgede yaşananları zulüm olarak niteledi. Kendisinin de baskı mağduru olduğunu ve 1994’da İstanbul’a geldiğini ifade eden Gülsüm Elvan, “Bu zulüm bugün de devam ediyor. Burada da oğlumu öldürerek aynı acıyı verdiler.” dedi.

Cizre’ye yaptıkları ziyarette ise yine kendisi gibi oğlu ve yakını için çırpınan annelerin haykırışını duyduğunu dile getiren Elvan, ”Orada şunu gördüm; bir annenin çırpının gördüm. O an hiç gözümün önünde gitmiyor. Tıpkı oğlum için hastanede yoğum bakım ünitesi önünde çırpındığım gibi. O annede kendimi gördüm yine. Anne çırpınıyor çocuğunu almak için. Vicdan mı bu? Namaz kılıyorlar, namazdan çıkıp orada kimse yok. Kimse yoksa, bırak gidip görsünler, orada kişi olup olmadığını görsünler.“ ifadelerini kullandı.

‘KÜRT-TÜRK-ALEVİ-SÜNNİ AYIRIMI KALMADI, ARTIK BİRLEŞME ZAMANI’

Elvan, konuşması devamında şunları dile getirdi: “Oraya gittiğimde en azında bir yaralı alırım, yaralarını sararım, oğlumu kurtaramadım bir tane kurtarayım dedim. Ama maalesef olmadı. Yine engel, yine engel. Yine gideceğim. Onları oradan alana kadar gideceğiz; durmayacağız. Ben anneyim, yaralı bir anneyim. Artık Kürdü, Türkü, Alevisi, Sünnisi diye bir şey kalmadı. Birleşmemizin zamanı. Ne olur bir daha bir çocuğumuz öldürülmesin! Ölümlere dur demeliyiz.”

Toplantıda konuşan sanatçı Pınar Aydınlar ise, Cizre'de bodrum katındaki yaraların günlerdir zor koşullarda yardım beklediğini belirtti. Aydınlar şunları söyledi: “Hem de ölümlerine ve feryatlarına HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın paylaştığı ses kayıtlarıyla tanık olduk. Çok acı bir süreç yaşıyoruz. Ses kayıtlarıyla canlı yayınlarda ölümlere tanıklık yapıyoruz.”

‘BÜTÜN ANNELER ACILARINI BİRLEŞTİRSİN’

Oğlu Murat Yıldız'ı 19 yaşında gözaltına alındıktan sonra bir daha göremeyen Cumartesi annesi Hanife Yıldız ise, yaralılara acil şifalar dileyerek ailelerin acılarını paylaştıklarını dile getirdi. Yıldız, “Biz oraya acaba bir yaralıyı bir hastaneye götürebilir miyiz diye gittik. Bu bize çok mutluluk verecekti. Bu mutluluğu yaşatmadılar. Bir tane cenazeyi alıp toprağa versem sanki oğlumu bulmuş kadar olacaktım. Onu da bize tattırmadılar. Devletin zulmü her yerde aynı şekilde devam ediyor. Biz hiç kimsenin ölmesinin taraftarı olmadığımız için oradayız. Ne Kürt'ü, ne Türk'ü, ne askeri ne polisi. Ne yazık ki orada yaşananlar çok kötü. İnsanlar tedirgin, korkuları var. Ben bir anne olarak asker, polis annesi bütün annelere sesleniyorum. Bütün anneler acılarını birleştirsin. Sadece tabutlara sarılıp ağlamakla bu iş durmayacağını biliyorlar ve çocuklarını düşünüyorlarsa. Biz bunların hiçbirinin olmaması için oraya gittik.” şeklinde konuştu.

‘SARAY’IN SAVAŞINA KARŞI BARIŞI SAVUNUYORUZ’

Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden Hacer Elçin de 28 tane sivil insanın bodrum katta göz göre göre ölüme mahkum edilemeyeceğini söyledi. Elçin şunları dile getirdi: “Orada canlarımı bu sefer alamamış olabiliriz. Tekrar gittiğimizde alacağız. Biz hem Suruç annesiyiz, hem Cumartesi annesiyiz, hem Gezi annesiyiz hem Roboski annesiyiz hem barış annesiyiz. Hem de bugün Cizre’de bodrum katında sivil insanların inlemeleri kulaklarımızda çınlıyor. Asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz savaş istemiyoruz. Biz Sarayın savaşına karşı barışı savunuyoruz.”