Bergama Uluslararası Tiyatro Festivali'nden izlenimler
.
Dikmen GürünBergama-Berlin hattı
Bergama Uluslararası Tiyatro Festivali’nin Yönetmeni Eren Arıkan. Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi mezunu. Halen Berlin’de yaşıyor. Aynı şekilde, Festivalin Program Koordinatörü Özgür Bahçeci de Boğaziçi’nden sonra Yüksek Lisansını Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde tamamladı. Şimdi Berlin’de doktorasını yapıyor… Festivalde çalışan, oyunları izlemeye gelen gençlerin çoğunu tanıyorum İstanbul Tiyatro Festivali’nden ya da İstanbul Üniversitesinden, Maltepe’den, Kadir Has’tan…Eren gibi, Özgür gibi o kadar çok genç çalıştı ki Festivalde o yıllarda... Kuşaklar arasındaki buluşmalar, anıları tazelemeler güzel oluyor. Düşünüyorum da, tiyatro alanında bir kuşağın yetişmesinde payı olan kurumlardan biridir İKSV ve Tiyatro Festivali.
Eren Arıkan; “Festival fikrinin temel çıkış noktalarından biri Bergama ve Berlin arasındaki tarihi ve kısmen sorunlu ilişkinin tiyatro düzleminde tekrar gündeme gelmesini sağlamak olarak özetlenebilir” diyor. “Bergama tarihi bir tiyatro kenti. Antik dönemde toplam seyirci kapasitesi 100.00’i bulan tiyatroları var. Lokasyon olarak İstanbul, İzmir gibi merkezlere yakın, ama bir taraftan da kendi kimliğini çok da kaybetmeyecek kadar uzak.” Almanya – Türkiye arasında kurulan tarihi köprünün bugün yeni bir biçimde devam ettiğinden söz ediyor Arıkan ve bu festivalin de bir anlamda yeni ilişkilere, yeni üretimlere motivasyon sağlayacağının altını çiziyor.
Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç’in Festival’in arkasında durmasıyla, maddi ve manevi destek vermesiyle atılıyor Bergama Tiyatro Festivali’nin temelleri. Festival fikrine inanan Anadolu Efes’in katkılarını da ayrıca belirtmek gerek. Bergama halkı ise zaten benimsemiş durumda bu etkinliği.
Festival Bölümleri
Program dört ana bölümden oluşuyor: “Berlin-Bergama” Bölümü son yıllarda Almanya Tiyatro sahnesinde öne çıkan göç ve göçmen odaklı oyunlardan ve de Berlin-Bergama arasındaki tarihsel ilişki çevresinde dönen panellerden oluşuyor. “Asklepion” Bölümü, adını antik tedavi merkezinden alıyor. 3500 kişilik Asklepion Tiyatrosu’nda Das Das’ın sahneye koyduğu “Joseph K” ( maalesef izleyemedim) ve de Festivalin onur konuğu olarak davet edilen Theodoros Terzopoulos ‘un rejisiyle Attis Tiyatrosu’nun bıçak gibi keskin “Ajax, The Madness” oyunları sahnelendi. Yine bir oyunculuk dersi verdi Terzopoulos ve ekibi… Öte yandan, dünyanın en dik tiyatro mekanı olarak bilinen 100.000 kişilik Antik Tiyatroyu karşıdan görmek bile insanı büyülüyor. ’“Müdahale” Bölümünde Bergama’nın çay bahçelerinde tiyatro gösterileri, Asklepion’un geniş bir alana yayılan tarihi kalıntılarında bu tedavi merkezine dair performanslar, büyüleyici Kızıl Avlu’da Mihran Tomasyan’ın dans gösterileri vardı. “Birlikte Yapalım” bölümü ise proje yönetimi, oyunculuk ve dans atölyelerine ayrılmıştı…
Evet, dolu-dolu bir programdı ve ne yazık ki hepsine yetişemedim. Yine de söyleyecek şey çok, ama yer dar. Sonuçta; inanıyorum ki Bergama Uluslararası Tiyatro Festivali 2019 yılında ve sonrasında da devam edecektir.