"Benim bir bilgim, izlenimim yok"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Ergenekon diye tanımlanan bir örgütün CHP'deki çatışmalarda bir unsur olduğuna dair benim hiçbir bilgim, görgüm, izlenimim yoktur'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Karayalçın, parti yöneticileri ve ilçe belediye başkan adaylarıyla Ankara'nın çeşitli ilçelerinde şehir turu yaptı. Genel merkezden seçim otobüsüyle hareket eden ve güzergahındaki yurttaşları selamlayan Baykal, Demetevler'de bir pastanede basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Baykal, Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamede ''kendisinin CHP'nin başından indirilmek istenmesine yönelik iddialar'' bulunduğunu belirterek, değerlendirmesini soran bir gazeteciye şu yanıtı verdi:
''İddianameyi görmedim. İddianamede neyin olduğuna yönelik sağlam bir bilgim yok ama söyledikleriniz benim de kulağıma geldi. İddianamede benim adımın geçmiş olması ve CHP'nin adının geçmiş olmasının değerlendirilmesi gerekir. Demokratik siyasi yaşam içerisinde bu partide tartışmalar geçirdik, yarışmalar yaptık. Kongreler, kurultaylar geçirdik. Bunları bütün Türkiye ilgiyle izledi. Parti içinde benimle mücadele eden kişilerin, ekiplerin arkasında Ergenekon denilen örgütü andıracak herhangi bir grubun bulunduğuna dair bir gözlemim, hiçbir izlenimim olmadı.

Normal demokratik yarışmaları yaptık. Bazen kaybettim bazen kazandım. Ama hiçbir zaman ne Ergenekon'dan dolayı kaybettiğimi ne de kazandığımı ne de son zamanlarda beni değiştirmeye yönelik kampanyalarda Ergenekon diye bir kuruluşun olduğunu düşünmedim. Bana bunu düşündürecek hiçbir somut işaret görmedim. Elbette siyasi hayat içinde bize yönelik mücadele yapanlar vardır. Bu mücadeleyi yapanların arkasında bazı güçler vardır. Bu güçlerin bir kısmı Türkiye'nin içindeki, bir kısmı Türkiye'nin dışındaki güçlerdir. Bunlar demokratik siyasal yaşamın doğal uygulamalarıdır. Bunun ötesinde Ergenekon diye tanımlanan bir örgütün CHP'deki çatışmalarda bir unsur olduğuna dair benim hiçbir bilgim, görgüm, izlenimim yoktur.''
 

 

''Tavrım haksızlıklara maruz bırakılanlardan yana"

Baykal, bir gazetecinin ''(Ben Ergenekon'un avukatıyım) demiştiniz. Ergenekon'u savunmaya, Ergenekon davasında taraf olmaya devam edecek misiniz?'' sorusuna, ''Söylediğim çok açık, CHP'nin içindeki çatışmalarda Ergenekon diye bir örgütün yer aldığına dair hiçbir izlenimim olmamıştır'' karşılığını verdi.

Kendisinin Ergenekon soruşturması kapsamında haksızlıklara karşı olduğunu ifade ettiğini vurgulayan Baykal, tavrını hukuktan ve haksızlıklara maruz bırakılan insanlardan yana koyduğunu söyledi. İnsan hakları ihlallerine karşı olduklarını belirten Baykal, bu davada ulusal ve uluslararası hukuk standartlarının, yargılama koşullarının ihlal edildiğinin açık olduğunu ifade etti. Bunun tartışılır bir yanı olmadığını, bu tavır içinde bulunanların yanlış yaptığını kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu, AB'deki ilgili çevrelerin değerlendirmesidir. AİHM'deki hukukçuların değerlendirmesidir. Türkiye'de içinde AKP'lilerin de bulunduğu 75 tane baronun ortak değerlendirmesidir. Bu, eski Yargıtay başkanlarının, hukukçuların değerlendirmesidir. Buna karşı çıkacak hiçbir ciddi hukukçu yoktur. Karşı çıkanlar da hukukçu kimliğiyle değil siyasetçi kimliğiyle karşı çıkmaktadır. Burada hukuk dışı uygulama yapılıyor, insan hakları ihlal ediliyor. Bunu dile getirmek herkesin görevidir, elbette benim de görevimdir. Şimdi böyle dedik diye, bana karşı mücadele verenlerin arasında Ergenekon'un ikinci iddianamesi 'Ergenekon'u destekleyen çevreler var' dedi diye ben buna destek mi vereceğim? Benim öyle bir gözlemim yok ne ben ne CHP'deki herhangi bir kişi ne aklı başında siyaseti gözlemleyen, değerlendiren bir tarafsız gazeteci... (Deniz Baykal'ı şu indirmek istiyor, bu indirmek istiyor) denmiştir ama bugüne kadar (Ergenekon indirmek istiyor) diye ilk kez duyuyorum.''
 

 

''Deniz Feneri İstanbul'da asfaltın göbeğine gelmiş"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Irak'a giderken uçakta gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında ''Kürdistan'' ifadesini kullandığına ilişkin haberlere yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine de Baykal, bununla ilgili bir değerlendirme yapmayacağını belirterek seçimlerin sonuna kadar siyaseti ekonomik kriz ve yolsuzluklar ekseni etrafında götürmek gerektiğini düşündüğünü, gündeminin bu konulardan oluştuğunu söyledi.

Ekonomiden ve ''Deniz Feneri Davası''ndan bahseden Baykal, ''Deniz Feneri'nin denizin kenarından asfaltın ortasına taşındığına tanık olduk. Deniz Feneri bir baktık ki Türkiye'de, İstanbul'da asfaltın göbeğine gelmiş. Üzerinde durmamız gereken konular bunlardır'' dedi.

Baykal, bir gazetede CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Karayalçın'ın belediye başkanlığı dönemine ilişkin iddiaların yer aldığının hatırlatılması üzerine de seçim döneminde bu tür kampanyaların gündeme getirildiğini ifade etti. Yerel seçim mücadelesinde düzeyin korunması gerektiğine dikkati çeken Baykal, önemli olanın kanıtlar ve belgeler olduğunu vurguladı.

Baykal, ''Ergenekon soruşturmasının ikinci iddianamesinde adınızın geçmesi yerel seçimlerin sonucunu etkiler mi?'' sorusuna da ''Öyle bir gözlemim, değerlendirmem yok. İddiaları, kanıtları görmeden net bir değerlendirme yapmayı da doğru bulmuyorum'' karşılığını verdi.

Baykal, ''Miting meydanlarında Başbakan'ın öncülüğünü yaptığı gergin ve suçlayıcı üslup, iyi olmadı. Seçimlere daha olgun, daha ağırbaşlı, daha sakin gidilmesi gerekirdi'' dedi.

Baykal, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Karayalçın, parti yöneticileri ve ilçe belediye başkan adaylarıyla kentin bazı ilçelerini ziyaret etti. Parti Genel Merkezi'nden seçim otobüsüyle hareket eden Baykal, güzergah üzerindeki yurttaşları selamladı, esnaf ziyaretinde bulundu.

Eryaman'daki bir pastahanede basın mensuplarıyla sohbet eden Baykal, bir gazetecinin, seçime yönelik anketlere ilişkin sorusu üzerine, Ankara'da güzel bir atmosfere tanık olunduğunu, ancak sonuçlar konusunda herhangi bir şey söylemenin doğru olmadığını kaydetti.

Kentte ciddi bir yarış sürdüğünü belirten Baykal, ''Değerli bir adayımız var. Doğru projeleri var. Ciddi destek görüyor. Umut ediyorum pazar günü Murat Bey bu yarıştan başkan olarak çıkacaktır'' dedi.

Baykal, seçim kampanyalarına ilişkin genel değerlendirmesini soran gazeteciyi yanıtlarken şunları söyledi:
''Miting meydanlarında Başbakan'ın öncülüğünü yaptığı gergin ve suçlayıcı üslup, iyi olmadı. Seçimlere daha olgun, daha ağırbaşlı, daha sakin gidilmesi gerekirdi. Bunun altında ne var diye bakıyorum. Bizim Başbakan'la aramızda bir tartışma var. Miting meydanlarında bu tartışmayı kör dövüşüne dönüştürmek doğru değil. Bu tartışmanın kendi gerçek zemini içinde, medeni şartlar altında yapılması gerekiyordu. Bu yapılmış olsaydı miting meydanlarında yer yer hakaretlere varan tartışmalar olmazdı. Herkes bildiğini birbirinin yüzüne ifade edemez, karşı tarafın iddialarına cevap veremez hale düşünce artık tek taraflı olarak suçlamalar yapılır hale geldi. Başbakan da bunu tercih etti. Onun için bu seçime giderken miting meydanlarında üslup iyi olmamıştır.''

 

''CHP kampanyasını bir ideoloji üzerinden yürütmüyor"

Yerel seçimlerde özellikle Ankara'da demokrasiye yakışmayan yöntemlerin ortaya çıktığını ifade ederek, ''Altına imza atılamayan iddialar ile suçlamalar yapılıyor'' diye konuşan Baykal, Ankara'da kim tarafından yapıldığı belli olmayan seçime yönelik afişlerin ortaya çıktığına dikkati çekti. Baykal, bu olayı da bir tertip olarak değerlendirdi. Baykal, yerel seçimlerde CHP'nin kampanyasını bir ideoloji üzerinden yürütmediğini vurgulayarak, yolsuzluk ve ekonomik sıkıntılar üzerine yoğunlaştıklarını belirtti. Mevcut yönetim nedeniyle yurttaşlarda Ankara Büyükşehir Belediyesinin uygulamalarına yönelik bir güvensizlik oluştuğunu savunan Baykal, belediye başkanının kente güven veren insan olması gerektiğini, Murat Karayalçın'ın da bu niteliği fazlasıyla taşıdığını belirtti.

Murat Karayalçın da bir soru üzerine belediye başkanı seçilmesi halinde, Ankara'nın spor kulüplerine eşit mesafede olacaklarını, onların sorun ve ihtiyaçlarıyla ilgileneceklerini kaydetti.

''Bunların hakkından analar gelecek"

Daha sonra Sincan'a gelen Baykal, burada seçim otobüsünden yurttaşlara hitap etti.
Baykal, yurttaşlardan nüfus cüzdanlarındaki TC kimlik numaralarını mutlaka kontrol etmelerini, oylarını kullanmalarını ve oylarına sahip çıkmalarını istedi. Baykal, ''Herkes anasını, babasını, çoluğunu, çocuğunu alıp sandığa gitsin. Özellikle ananızı da alın. Bunların hakkından analar gelecek'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke sorunlarıyla uğraşmak yerine CHP'den ve kendisinden bahsettiğini ifade eden Baykal, ''Bunlar sinirli, gergin çünkü Abbas yolcu...'' değerlendirmesinde bulundu.

Baykal, Erdoğan'ın İsmet İnönü ve o döneme ilişkin sözlerini de eleştirerek, ''Bugüne kadar kahramanlarına bu kadar saygısız, geçmişe bu kadar düşmanca davranan biri bu ülkeye gelmemişti. İçinde bir huzursuzluk, bir düşmanlık, bir kızgınlık var. Türkiye böyle yönetilemez. Senin herkesi kucaklaman gerekir'' diye konuştu.

Murat Karayalçın da yurttaşlardan pazar günü oylarını kullanmalarını isteyerek, aynı zamanda oylarına sahip çıkarak tutanakların doğru düzenlenmesinin takipçisi olmaları gerektiğini vurguladı.

Baykal'ın esnaf ziyaretleri sırasında yurttaşların yoğun ilgisi nedeniyle basın mensupları güçlükle çalıştı.