Belgesel fotoğraflar sergide
Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi'nin (GFFA) 15 katılımcısının farklı konuları ele aldıkları belgesel fotoğraf projeleri Galata Fotoğrafhanesi'nde sergilenmeye başladı.
cumhuriyet.com.trGFFA tarafından yürütülen Basın Fotoğrafçılığı ve Belgesel Fotoğraf Programları’nda öğrenim gören 15 fotoğrafçının foto-röportajlarının görülebileceği sergide yer alan çalışmalar çeşitli toplumsal sorunlara ve dinamiklere dikkat çekmeyi hedefliyor.
2 Ekim'de açılan sergide fotoğrafçılardan Anıl Çizmecioğlu ve Elçin Turan, çalışmalarıyla, gerek insani gerekse de siyasi açıdan üzerinde ısrarla durulması gereken iki soruna işaret ediyor. Çizmecioğlu bakışını, çoğunlukla daha iyi yaşam koşullarına kavuşma umuduyla ülkelerinden ayrılıp Türkiye’ye gelen ve kaçak işçi olarak çalışmaya başlayan Ermeni göçmenlerin zorlukla sürdükleri gündelik hayatlarına çeviriyor. Turan ise, son otuz yıllık süreçte siyasi tercihleri nedeniyle kaybedilmiş kişilerin yakınlarının öfkeli, umutlu, küskün bekleyişlerini ve kaybedilen yakınlarının akıbetlerini öğrenebilmek için verdikleri mücadele içindeki ruhsal durumlarını öznel bir yaklaşımla ele alıyor.
Arif Yaman, Nuray Uysal Lauer ve Sibel Günak Türen, çalışma hayatının farklı yönlerine eğildikleri çalışmalarında bildik, gündemde sıklıkla yer alan iş alanlarının çok bilinmeyen detaylarını öne çıkarıyor. Fatih İtfaiyesi’nin yangınlara müdahalesinin yanı sıra günlük rutinlerini de çalışmasının kapsamına alan Arif Yaman, foto-jurnalistik bir üslupla hikayesini anlatıyor. Nuray Uysal Lauer, Tuzla Tersaneleri’nin son yıllarda iş kazaları ve işçi ölümleriyle anılır hale gelmesi üzerine buradaki çalışma koşullarını fotoğraflarıyla araştırıyor ve fotoğrafın hatırlatıcı gücünü kullanıyor. Sibel Günak Türen ise 112 Acil Ambulans servislerinin günler boyunca İstanbul’daki hasta ve yaralılara müdahalelerini takip ettiği çalışmasında bu gerilimli işin kritik anlarını fotoğraflarıyla belgeliyor.
Sergide kentsel dönüşümün etkisi ile başkalaşan, farklılaşan, yaşam koşulları değişen mahallelere yüzünü çeviren beş çalışma da yer alıyor. Beril Gür, Beşiktaş Akaretler’de yüksek gelir gruplarına yönelik, yapay biçimde oluşturulmaya çalışılan alışveriş ve dinlenme mekanlarının maya tutmaması üzerine yavaş yavaş yeniden değişime uğramaya başlamasına; Berkay Tezcan, dönüşüm tehdidine karşı direnen Maltepe’deki Gülsuyu Mahallesi’nin siyasi profiline; Damla Yedisan dönüşümün eşiğindeki Samatya’nın son demlerine; Semra Yeşil, Sarıyer’deki havuzlu lüks sitelerin yüksek duvarlarına bitişik Maden Mahallesi’nin su sorununa ve Umur Çolgar ise içinden-altından metro geçirilecek Küçükpazar Mahallesi’ndeki karşıt hayatlara tanık olmamızı sağlıyor.
Bahar Gökten ve Furkan N. Alkan, çalışmalarında, iki çocuğun birbirinden oldukça farklı dünyalarına girerek, onlar üzerinden izleyicileri düşünmeye davet ediyorlar. Gökten, Lara’nın küçük yaşına rağmen ailesi tarafından büyüklerin dünyasına hazırlanışındaki yöntemi sorgulamamızı sağlarken; Alkan, bedensel ve zihinsel engelli Ömer’in “sağlıklı” öğrencilerle aynı sınıfta öğrenim görerek “normalleştirilme”ye çalışılmasını tartışmaya açıyor.
Hale Yiğit, bir tipoloji çalışması olarak değerlendirilebilecek foto-röportajında, Haydarpaşa-Gebze arasında hizmet veren banliyö treninin yolcularına çeviriyor objektifini.
Hande Altay ve Tanla Özuzun’un foto-röportajları ise insan hikâyelerini barındırıyor. Hande Altay, Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi’nde oynayan Servet Dursun Köse’nin spor hayatına bakarken, Tanla Özuzun, erkek dünyasının önemli mekanlarından Veliefendi Hipodromu’ndaki kadın jokeylerden Meral Aybek’in hikayesini izleyici ile paylaşıyor.
Basın Fotoğrafçılığı ve Belgesel Fotoğraf Programları’nın katılımcıları, bir yıllık eğitimleri boyunca sosyal bilimler ve fotoğrafçılık alanlarında yirmiye yakın seminer dizisine katıldıktan sonra Hollandalı fotoğrafçılar Kadir van Lohuizen ve Arjen Zwart atölyelerini tamamlamış, sergide yer alan fotoğraflar dışında da çok sayıda projeye imza atmışlardı.
Özel tasarım ile 200’e yakın fotoğraftan oluşan sergi, belgesel ve basın fotoğrafçılığında yeni bir kuşak yetiştirmeyi hedefleyen GFFA’nın bu alandaki çabasının geniş kapsamlı ilk sonuçlarını ortaya koyması bakımından büyük önem taşıyor.
2010-2011 öğrenim dönemi için başvuruların devam ettiği bu dönemde açılacak sergi, yeni dönem katılımcılarına da hedeflerini belirlemek bakımından örnek teşkil ediyor. Sergi 17 Ekim'e görülebilir.