Behçet Çelik'ten 'Çantasızlar Kampı'

“Çantasızlar Kampı” çocuklara, arkadaşlar arasında dayanışmayı, sorunlara çözüm bulmayı, ortak kararlar alırken oylama yapmayı, özgür düşünmeyi, kendilerine güvenmeyi olaylar içinde kazandırıyor.

Hasan Akarsu

Çantasızlar Kampı’nın çocukları

Yazar Behçet Çelik, 1968 Adana doğumlu olup öyküleri ve denemeleriyle tanınır. Birçok ödülü de olan yazarın yeni yapıtı, Çantasızlar Kampı çocukların severek okuyacakları bir romandır. Arkadaşlar ve aileler arası ilişkileri, dayanışmayı gözlemleyen yazar, yalın akıcı diliyle de ilgi çekiyor.

Olay kişileri, Ali Dede ile eşi Ayşe Nine, oğulları Ufuk, Şafak, torunları Kerem ile Defne, onların arkadaşları olan Vedat, Boran ve Zeynep. Bir de Akif Dede’yle eşi var. Ufuk, yaz dinlencesinde, Almanya’da bulunan ağabeyi Şafak’ın ikiz çocuklarını, Kerem ile Defne’yi üç haftalığına evlerine çağırır ve onlarla ilgilenebileceklerini söyler. Eşi Zelal de yardımcı olacaktır. İkizlere üç arkadaş daha katılır, beş kişi olurlar. Her gün buluşup oyunlar oynarlar. İlk işleri kendilerine bir ad bulmaktır. Herkes bir ad önerir: Güneyliler, Bukalemunlar, Armadillolar, Ezgiler, Kelebekler vb. isimleri tartışırlarken Ufuk’un önerdiği “Çantasızlar” adını uygun bulurlar. Okullara çantalı giderlerken yazın çantasız olmaları nedeniyle bu adı benimseyip kullanmaya başlarlar. Kendi aralarında tartışıp bir karara varmaları, dayanışmaları, futbol, voleybol, saklambaç vb. oyunları, başka çocuklara iyi bir örnektir. Çocuklar gündüz toplanıp akşamleyin evlerine dağılırlar. Bu arada birçok olaya tanık olurlar. Sözgelimi; bir kedi yavrusu ağaçta kalmış olup inemediği için sürekli miyavlar. Çantasızlar Kampı yavru kediyi kurtarmak için çözüm üretir. Çocuklardaki kedi ve genelde hayvan sevgisi öne çıkar. Mahallede çok kedi vardır ve nedenini arayıp bulurlar. Yakındaki bir apartman, yenisi yapılacağı için yıkılmıştır, oranın kedileri de onların yanına gelmiştir. İtfaiyeyi getirtip yavru kediyi kurtarmaları kendi başarılarıdır. “Kediyi indir!” bağrışları çevrede yankı yapar.

 

ÇANTASIZLAR KAMPI CESURDUR

Ufuk, önceleri çocukları iyi geçinmeleri, iyi oynamaları için yönlendirirken sonra serbest bırakır. Böylece çocuklar kendi kendilerine yetmeyi, korkmamayı, kendilerine güvenmeyi öğrenirler. Bir karar varmak için oylamaya başvururlar. Aradabir küsüştükleri de olmaz değil. İkizlerin birbirini çekemeyip dalaşmaları çocuk nazlarındandır kuşkusuz. Ali Dede, alışverişe gittiğinde tanıştığı Akif’le iyi arkadaş olur. Onun çağrısı üzerine evlerine konuk giderler. Daha sonra Çantasızlar Kampı’nı da götürürler. Akif Dede, eşiyle yıkılmak üzere boşaltılmış bir apartman dairesinde yalnız oturmaktadır. Yeğenleriyle anlaşamadığı için apartmanın yıkılmasına karşı çıkar. Yeğenleri de tuttukları adamlarla geceleyin onlara rahat vermezler.

Çantasızlar Kampı, bu olayı öğrenince Akif Dede’ye yardım etmek için çareler arar. Ağaçlıklı olan apartman bahçesinde oyun oynarken çözüm bulmaya çalışırlar ve bulurlar da. Yapacaklarını Ufuk’a bile söylemeyip giz olarak tutarlar. Terk edilmiş bir daireyi seçip oyun alanı yaparlar. Daha sonra daire kapısının kilitlendiğini görüp bahçe tarafındaki açık kalmış pencereden merdiven dayayıp içeriye girerler. Geceleyin Akif Dede’yi rahatsız etmek için tutulan kötü niyetli adamlara tuzak kurarlar. Tuzağın sonunda gerçek ortaya çıkar ve yeğenleri Akif Dede’yle konuşup anlaşır. Bu arada Çantasızlar Kampı arasında anlaşmazlık olur. Defne, diğer arkadaşlarına danışmadan, Akif Dede’ye kötü adamlar içerdeyken, daire kapısını kilitleme görevi vermiştir. Ufuk, Akif Dede’nin de Çantasız olduğu için gruba alınmasını önerir. Akif Dede’nin Çantasızlar için yaptığı övgüler de işe yaramıştır. Vedat:”Ben zaten elinde hiç çanta görmedim ki Akif Dede’nin” (s. 163) derken kıkırdar.

Çantasızlar Kampı romanı çocuklara, arkadaşlar arasında dayanışmayı, sorunlara çözüm bulmayı, ortak kararlar alırken oylama yapmayı, özgür düşünmeyi, kendilerine güvenmeyi olaylar içinde kazandırıyor. Çantasızlar’ın kötü adamlara kurdukları tuzağı merak edenlerin bu romanı okumaları gerekmez mi?

Çantasızlar Kampı / Behçet Çelik / Günışığı Kitaplığı / 164 s.