Bayram onlar için hüzün demek

17 yaşındaki Abdullah Eyüp’ün hayali fizik öğretmeni olmaktı, şimdi İstanbul’da ayakkabı atölyelerinde çalışıyor.

Seyhan Avşar

Suriye iç savaşından kaçarak İstanbul’a yerleşen Suriyeliler bu bayramı da buruk geçirdi. Gelecek hayallerini ülkelerinde bırakarak Bağcılar’da bulunan bodrum katlarındaki ayakkabı atölyelerinde çalışan çocuklar bayram sevincinden yoksun. Hepsinin dilinde aynı cümleler: “Suriye’de bayramlar çok güzeldir. Özledik.” Yoğun bali ve solüsyon kokusu altında yaklaşık 8 saat çalışmak zorunda olan çocukları bayram arifesinde ziyaret ettik. Abdullah Eyüp henüz 17 yaşında... Dört yıl önce Suriye’nin Halep şehrinden dayısı ve iki kardeşiyle beraber göç ederek İstanbul’a gelmiş. Annesini, babasını ve diğer beş kardeşini ise geride bırakmak zorunda kalmış. Abdullah, yaşadıkları zorlu günleri şu sözlerle anlatıyor: “Suriye’de hem çalışıyordum hem de okula gidiyordum. Hayalim fizik öğretmeni olmaktı. Savaş başladı. Dayım ile beraber tel örgülerden geçerek Türkiye’ye geldik. 12 yaşındaydım. Her şey yabancıydı, zordu. Hemen işe başladım. Ama oradaki çalışma şartlarıyla buradaki çalışma şartları bir değil. Orada bir kişinin kazandığı para ile tüm ev halkı geçinebilir. Burada ise öyle değil. Kazandığım paradan aileme de gönderiyorum. Zorlukla geçiniyoruz.”

‘İçimizde sevinç olurdu’

İsmail Selim de Abdullah gibi Halep’den dört yıl önce İstanbul’a gelmiş. Sekiz kardeşi, anne ve babasıyla beraber Bağcılar’ın Kocasinan mahallesinde yaşayan İsmail’in de, Suriye’den göç etmek zorunda kalan diğer çocuklar gibi hayalleri gerçekleşememiş. İsmail, savaş başladığında 9’uncu sınıf öğrencisi olduğunu belirterek, “Okuyup, doktor olmayı istiyordum. Kader bizi buralara sürükledi. Ben ise istanbul’a gelince bir şampuan fabrikasında çalışmaya başladım. Oradan ise bu ise başladım. Kız kardeşlerim çalışmıyor. İşler burada çok ağır. Yoruluyoruz” diye anlatıyor. Suriye’yi çok özlediğini belirten İsmail, “Bayramlarda içimizde sevinç olurdu. Yakınlarımız ile bayramlaşırdık. Şimdi onlardan ayrıyız. Ülkemi ve sevdiklerimi çok özlüyorum. Geri gidebilmeyi çok istiyorum” diyor.

Abdullah bayramda ailesinden ayrı olmanın üzüntüsünü yaşadığını söyleyerek, “Suriye’de bayram namazına gider, eve gelince annemizin, babamızın elini öperdik. Kurbanımızı keser yakınlarımızı ziyaret ederdik. Yıllardır annemin babamın elini bayramlarda öpemiyorum. Bayram sevinci denilen bir şeyi en son o zaman yaşadım” diyor.