Baykal:Yolsuzluk adaleti bitiriyor

119. Bab-ı Ali Toplatılarında konuşan eski CHP Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, “Uzun süreli tek parti iktidarlar yolsuzluklar yaptıkça yargı hedef haline geliyor ve yargıyı kontrol etmek gerektiği düşünülüyor. Bu durumda da yolsuzluk adaleti bitiriyor” dedi.

Kayhan Ayhan/Cumhuriyet
 
Bab-ı Ali Toplantılarının 119.’su  Dedeman Otel’da gerçekleştirildi. Toplantının bu yıl ki onur konuğu eski CHP Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’dı. Toplantıda konuşan Baykal, Türkiye’de sadece yasama ve yürütmenin değil özellikle yargı bakımından da kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığını belirterek,  “Yargı bağımsızlığı güvence altına alınmadan yürütmenin giderek yargıyı kontrol altına alması çok üzüntü verici. Bu dönem 140 yıla yaklaşan demokrasi hayatımızın en acı dönemidir.” diye konuştu.  
 
Türkiye’nin içine girdiği yolsuzlukla birlikte yargıya ilginin arttığını belirten Baykal, “Yolsuzluk sadece etik, ahlaki değerleri ihlal etmiyor, o ayıp kronikleşmeye başlayınca adaleti de etkisi altına alıyor. Yargının yürütmenin emrine girmesiyle birlikte adalet ortadan kalkıyor. Uzun süreli tek parti iktidarlar yolsuzluklar yaptıkça yargı hedef haline geliyor ve yargıyı kontrol etmek gerektiği düşünülüyor. Bu durumda da yolsuzluk adaleti bitiriyor.” ifadelerini kullandı. 
 
Yolsuzluğun her ülkede olabileceğini kaydeden Baykal, “ Önemli olan bir ülkede yolsuzluğun olup olmadığı değil. Yolsuzluk olduğunda ben bir vatandaş olarak mahçup olmam. Yolsuzluğun ortaya çıktıktan sonra soruşturulmaması, hesabının sorulmaması bizi, milletimizi mahçup eder. Yolsuzluğun örtbas edilmesi çok büyük kriz doğuruyor.” şeklinde konuştu.
 
Har rejimde ortaya çıkacak olumsuzlukları kontrol edecek bir mekanizmanın da olduğunu belirten Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kontrol mekanızmalarından birisi de başta Cumhurbaşkanlığıdır. Cumhurbaşkanlığı içerisinde yaşadığımız rejime göre düşünebileceğimiz birşeydir. Bir parti çekirdeğinden gelen birisi Cumhurbaşkanlığı yapamaz. Cumhurbaşkanı iç çekirdeğin parçası olmasın. Olaylara biraz daha yukarıdan bakan birisi olsun”