Baykal: Tarım cennetine dönüştürelim

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, mayınlı arazilerin temizlenmesi halinde bu coğrafyayı bir tarım cenneti haline dönüştürmenin mümkün olduğunu belirterek, ''Türkiye bir fırsat yaratmalıdır. Gerekirse kaynak aktarmalıdır. Bugünkü dünya koşulları içinde yapılacak çok şey var'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Show TV'de yayınlanan ''Siyaset Meydanı'' programına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere bir çok kesimin son günlerde terörün sona ermesi konusunda iyimser bir yaklaşım içinde olduğunu, ancak bu iyimserliğin temelinde ne olduğuna ilişkin somut bir açıklama yapılmadığını ifade eden Baykal, CHP'nin de ''iyi niyetle ne yapılabilir?'' arayışına girdiğini söyledi.

''Aman tarihi fırsatı kaçırmayalım'' söylemlerinin yanında ''bu fırsatın alt yapısının gerçekten olup olmadığının sorgulanması gerektiğini'' belirten Baykal, ''Bu iş hiç bitmeyecekmiş gibi mücadeleyi göze almak lazım. Yılmamak, kararlı olmak lazım. Ama yarın uzlaşma olacakmış gibi de bir ruhsal duruma hazır olmamız lazım'' diye konuştu.

''CHP'nin terör sorununun çözümüne ilişkin önerilerinin önemli olduğu'' yönündeki açıklamaların hatırlatılması ve bu önerilerin sorulması üzerine Baykal, çözüm için ''şiddet ve terör uygulayarak bir amaca ulaşmak isteyen bir hareketin artık bu yöntemi bıraktığını inandırıcı bir şekilde ortaya koyması'' gerektiğini bildirdi.

Terörle bir yere ulaşmayı amaçlayanların silah bırakmasının, sorunun çözümünde öncelikli koşul olduğunu belirten Baykal, Türkiye'de bir barış ve uzlaşma döneminin açıldığını görmesi halinde CHP'nin de buna destek vereceğini ifade etti.

''Af, terörle mücadelede bir yöntem değildir'' diyen Baykal, affın terörle mücadele ihtiyacının ortadan kalktığı kesinlik kazandıktan sonra bir toplumsal barış ve kaynaşma projesi olarak düşünülebileceğini söyledi.

Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken de terörün ''iknayla bir anda bitirilebilecek bir olay olmadığı, sürecin dikkatle yürütülmesi gerektiği'' görüşünü dile getirerek, ayrıştırıcı çözüm önerilerinden yana olunamayacağını vurguladı.
 

''Hangi dilde olursa olsun vatandaş talepte bulunabilir"

Devletin, yurttaşların etnik kimliğine göre değerlendirme yapmaması fikrini CHP'nin yıllar önce ortaya koyduğunu, ancak o zaman ciddiye alınmayan bu fikrin bugün yeniden gündeme geldiğini ve üzerinde durulduğunu anlatan Baykal, ''Ankara'da, İstanbul'da bu konuda bir mutabakat var ama bu Türkiye'nin her yerinde devlet adına yürüyen bütün kamu ajanlarının zihniyetini ifade ediyor mu? Önemli bir soru soruyorum, bu problemlerden birisidir çünkü'' şeklinde konuştu.

Baykal, hala etnik kimliklerin rahatlıkla yaşanamadığını belirterek, devlet adına görev yapanların yurttaşların etnik kimlikleriyle ilgilenmemesi ve herkese eşit mesafede olması gerektiğini bildirdi.

''Kürtçe dilekçe'' tartışmalarının hatırlatılması üzerine de Baykal, resmi dili konuşamayan yurttaşların da şikayetlerini devlete iletme hakkı bulunduğunu aktardı. ''Hangi dilde olursa olsun bir vatandaş ister yerel yönetimden, ister merkezi yönetimden dilekte ve talepte bulunabilir'' diyen Baykal, sözlerini ''Birileri devleti resmi dilinin dışında da yeni resmi dillerle donatma anlayışında olabilirler. Bu ayrıştırıcı önerilerden biridir. Ben ayrıştırıcı önerileri orta ve uzun vadede yanlış buluyorum. Bizim resmi dili koruma duyarlılığımız haklıdır'' şeklinde sürdürdü.

Baykal, vatandaşların farklı dillerdeki şikayet ve taleplerin kurumlarda tercüme edilerek resmi dilde dilekçe haline getirilebileceğini belirtti.

Farklı dillerde özel televizyonlar kurulabileceğini de ifade eden Baykal, devletin bu televizyonları ekonomik olarak destekleyebileceğini söyledi. Farklı dillerdeki yayınların devlet tarafından yapılmasının doğru olmadığını savunan Baykal, özel televizyonların denetlendiğini hatırlattı. Baykal, bu televizyonların yayınlarında yasal olmayan bir durum tespit edilmesi halinde ise gerekli yaptırımların uygulanabileceğini ifade etti.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kapsamlı bir eğitim ve sosyal değişim projesi ortaya konulması gerektiğini belirten Baykal, bunun toplumsal kaynaşma ve Türkiye'nin gerçek potansiyelinin tam olarak ortaya çıkması için ön koşul olduğunu kaydetti.

GAP'ın süratle bitirilmesi ve bölgeye kamu yatırımlarının getirilmesi gerektiğine de işaret eden Deniz Baykal, ekonomik kalkınmanın, terörle mücadelede çok önemli bir aşama olduğunu vurguladı.

Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusundaki soruları da yanıtlayan Baykal, mayınların temizlenmesine değil, toprakların kullanım hakkının verilmesine karşı oldukları görüşünü yineledi. Baykal, ''Elbette mayından arındırılacak orası ama toprak verilerek değil'' dedi.
Konuyu takip edeceklerini belirten Baykal, şunları söyledi:

''Bu coğrafyayı bir tarım cenneti haline dönüştürmek için Türkie bir fırsat yaratmalıdır. Gerekirse kaynak aktarmalıdır. Bugünkü dünya koşulları içinde yapılacak çok şey var. O insanı o toprakla yeni bir ilişki içine sokmak, teknolojiyle tarımı bir araya getirmek orada muazzam bir sonuç almak mümkündür.''

Mayınlı arazilerin temizlenmesini öngören yasa tasarısının 2. maddesinin TBMM Genel Kurulu'nda yeniden görüşülmesinde anlaşmaya varılması üzerine ''bunu bir demokrasi zaferi olarak gördüğünü ve hükümete teşekkür ettiğini'' hatırlatan Baykal, ''Umarım teşekkürü geri almak zorunda kalmayız'' dedi.
 

''Irak'la ilişkiler zorunluluktur"

Baykal, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin davetine ilişkin soruyu yanıtlarken de ''Bana gelmiş resmi bir davet yok. Irak bölge için çok önemli bir ülke, geçmişte sıcak ilişkilerimiz olmuştur, gelecekte de olması mutlak zorunluluktur'' dedi.

Baykal, Talabani'nin kendisine davette bulunmasının Irak'ın, Türkiye ile ilişkilerinde bir dostluk anlayışın ön plana çıkarmak istediğinin göstergelerinden olduğunu belirtti. Irak topraklarından Türkiye'ye yönelik terör olaylarının engellenmesi konusundaki hassasiyetini anlatan Baykal, Irak ve Türkiye'nin terörle mücadelede işbirliğinin gelişmesine katkısı olacaksa bu ziyareti gerçekleştirmekten memnunluk duyacağını bildirdi.