Baykal sert konuştu
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal demokratik açılımı 'Atatürk'ün mirası Cumhuriyete karşı bir tuzak' olarak nitelendirerek açılımın 10 Kasım'da TBMM'de görüşülecek olmasının 'çok acı' olduğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 'Atatürk'ün ölüm yıldönümünde bayrakların yarıya indiği bir günde cumhuriyetin boynunu bükmeye, yaralama yönelik bir planın' Türkiye'nin önüne konulduğunu belirterek "Bayrak sadece bugün yarıya inmiş olacaktır. Ancak yarın o bayrak zirvede hak ettiği yere tekrar çıkacaktır" dedi. Baykal hükümeti demokratik açılımla ilgili "kaçak güreşmek"le suçladı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Meclis grup toplantısında son siyasi gelişmeleri değerlendirdi. CHP grubu, Atatürk'ün 71'nci ölüm yıldönümü nedeniyle saygı duruşuyla başlarken milletvekillerinin de yakalarına Atatürk fotoğrafı ile kollarına siyah bantlar taktıkları görüldü. Baykal konuşmasında bugünün büyük bir milli sevgi sembolü olan Atatürk'ün ölüm yıldönümü olduğunu belirterek "Olayın bunun çok ötesinde derin bir anlamı var. Atatürk kimdir, ne yapmıştır, niçin önemlidir? İşte bugün bütün bunları düşünmemi, Atatürk'ü yeniden kendi içimizde değerlendirmemiz, anlam ve önemini kavramamız, anlamayanlara anlatmamız gereken çok özel bir gündür. Atatürk bir faninin milletine ve insanlığa hangi düzeyde hizmetler yapabileceğini gösteren müstesna bir şahsiyettir. Milletine büyük hizmetler yapmış, bunu yaparken insanlığın ortak yararlarına ters düşmemiştir. Milletinin başını doğrultmasına yardımcı olmuştur. İnsanlığa yeni ufuklar açmıştır. Türkiye'nin demokratik açılımın gerçekleşmesi için kararlar almış bir şahsiyettir" dedi. Atatürk'ün ortaya koyduğu modelin tüm dünyada bugün Türk modeli olarak anıldığını söyleyen Baykal, Atatürk'ün bıraktığı en önemli mirasın Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ifade etti. Baykal, "Mustafa Kemal insanları dinsel, etnik kimliklerine göre hiçbir şekilde ayırmayı düşünmeden, herkesin eşit ve saygıdeğer olduğunu, bu toplumun eşit birer parçası olduğunu, hep birlikte bir millet oluşturduğumuzu, uluslaşmanın çok temel bir hedef olduğunu görerek, bu konuda mücadele etmiş çok önemli bir şahsiyettir. Ülkemizde ortaya çıkan milli bilinç Mustafa Kemal'in eseridir. Mustafa Kemal bunu yenilikçi bir anlayışla yapmıştır. Çağdaş değerler karşısında hiçbir komplekse kapılmadan insanlığın ortak değerlerini sahiplenerek Türkiye'yi çok ileri bir aşamaya taşımayı başarmıştır. Hep birlikte onun eserini cumhuriyetimizi, sarsmadan, bozmadan, çarpıtmadan sahiplenerek Türkiye'yi daha ileriye taşımak en büyük görevimizdir. Bugün bizim için vicdan muhasebesi, iç muhasebe günüdür" diye konuştu.
"Türkiye'nin bu tuzağa düşürülmesine izin vermeyiz"
10 Kasım'ın Atatürk'ün en büyük eseri olan cumhuriyetin değerinin anlaşılması gereken bir gün olduğunu da dile getiren Baykal, "Cumhuriyet öyle bir şeydir ki; ne zaman kaybetme tehlikesi oluşmuştur, o zaman bu topraklarda kardeşlik için ne büyük değer taşıdığını anlarız. Ama zaman geçmiş olur. Türkiye'nin böyle bir tuzağa kimsenin düşürmesine izin vermemeliyiz. Türk milleti olarak bu coğrafyada, varlığımızı, onurumuzu, siyasi kimliğimizle hesaplaşmak isteyenler karşısında duyarlı ve dikkatli davranmalıyız" diye konuştu.
Böyle bir günde 'cumhuriyetin temellerini sarsmaya, uluslaşma projesinin geriye çevrilmesine, etnik temelde ayrışma isteyenlerin amaçlarına hizmet etmeye' yönelik bir projenin Meclis'e getirilmesinin 'derin bir anlamı' olduğunu kaydeden Baykal şöyle konuştu:
"Atatürk'ün mirasına karşı bir tuzağın, tertibin Türkiye'nin gündemine taşınacak olması çok acıdır. Bir tesadüf müdür bilmiyorum ama bilinçli bir karar ise Türk milletinin duyarlılığına karşı sergilenmiş büyük bir saygısızlıktır. Bir meydan okuma anlayışı içinde birileri bunu ortaya koyuyorsa bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Bayraklarımızın yarıya indiği bir günde cumhuriyetin boynunu bükmeye, derinden yaralamaya yönelik bir plan Türkiye'nin önüne konulmaktadır. Ancak bayrak sadece bugün yarıya inmiş olacaktır yarın o bayrak zirvede hak ettiği yere tekrar çıkacaktır."
"Cumhuriyete karşı tertip içinde"
Cumhuriyetin kolay kurulmadığını, büyük engeller yaşandığını ifade eden Baykal, bu mücadelenin sadece savaş meydanlarında değil, savaştan sonra da yaşandığını söyledi. Savaştan sonra iç isyanlar çıktığını, kışkırtmalar yapıldığını, suikastların denendiğini ve her türlü engelin planlandığını söyleyen Baykal, "Bütün bunları milletçe aşmayı başardık. Bundan sonra da bu engelleme çalışmaları devam edecek. Bunların üstesinden geleceğimizden kuşku duymamalıyız. Türkiye'de bütün dünyanın saygısını kazanan cumhuriyet tablosuna karşı, ülkenin içinden engellerin ortaya çıktığını görmüştük, içerden birinin cumhuriyete karşı kullanıldığını biliyorduk ama cumhuriyete karşı bir tertibin iktidarın himayesinde ortaya çıktığını görmemiştir. En güç sınavı veriyoruz. İlk kez cumhuriyete karşı bir tertibin iktidar tarafından planlanarak yürürlüğe konulduğunu görüyoruz. Bu gerçeği unutmamalıyız. Milletçe teşhis edersek tedbirini alırız" diye konuştu.
"Demokrasi getiriyoruz diye geliyorlar"
Cumhuriyete karşı olanların 'demokrasiyi getiriyoruz' diyerek geldiklerini belirten Baykal, "Demokrasi diyenlerin demokrasi aşkını sorgulayın, demokrasi senin için nedir deyiverin. Bu milleti özgürlüğüne kavuşturmak için mücadele edenler, bu insanların siyasi haklarını, hukukunu, kişiliğini, çağdaş ölçülerde gerçekleştirmeye yönelenler, kadınlara oy hakkını, seçme seçilme hakkını verenler, milli mücadele ile geldiği iktidarı halkın tercihi ile bırakanlar; bunlar demokrat değil. Basını sindirenler, 70 milyonun telefonunu dinleyenler, medya kuruluşlarını konuşamaz hale dönüştürenler demokrat öyle mi" dedi. Türkiye'ye karşı büyük bir tuzağın kurulduğunun çok açık olduğunu, bunun Türkiye'den saklanan bir tuzak olduğunu da kaydeden Baykal, demokratik açılımla ilgili bugün müzakerelere başlanacağını ancak hükümetin neyi önerdiğinin hala belli olmadığını söyledi. Baykal şöyle konuştu:
"Kimden neyi saklıyorsunuz Allah aşkına. Niçin çıkıp şunu şunu yapacağız diyemiyorsunuz. Nereye gidiyorsun ne yapmaya çalışıyorsun çık erkekçe söyle. Bu gizlilik çok anlamlıdır. Ne yapacaksınız sizleri dinleyeceğiz, bakacağız ama 'vakit geliyor takvim kısıtlı hemen yapmamız lazım' diyorlar. Neyi öneriyorsun? Ucu açık bir müzakere diyorlar. Kim sizi ucu açık müzakereye çağırırsa orada durun demelisiniz. AB de böyle demişti içinden neyin çıktığını gördük. Böyle bir gizemli bir müzakere süreci olabilir mi? Türkiye'yi böyle mi aldatacağınızı düşünüyorsunuz. Anaların gözyaşları dinsin dediler anaların gözyaşlarına yol açanları kahraman gibi sınırlarda karşıladılar. Bugün söylemeyeceğiz yarın söyleyeceğiz diyorlar. İçişleri bakanı bugün niyetini beyan edecekmiş. Kardeşim ne yapacaksın onu söyle: onu yarın söyleyeceğim diyor. Bugün her şeyi ortaya koyacaksın ki yarın da konuşacağız. Bu ne biçim kaçak güreşme."
Siyah bantla protesto
Bu arada başta CHP Genel Sekreteri Önder Sav olmak üzere bazı CHP'li milletvekiller kollarına taktıkları siyah bant ile Meclis'e geldi.