Baykal: Öcalan da 'sayın'dı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti grubunda yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan'a yüklendi. Başbakan Erdoğan ile yaşanan 'sayın' polemiğiyle ilgili çarpıcı bir tespitte bulunan Baykal, "Başbakan, bana 'sayın' dediğini lütuf gibi söylüyor. Başbakan, bana 'sayın' dedi diye göğsüm kabaracak değil. Öcalan'a da 'sayın' diyordu. Bana demese de olur" dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında Deniz Feneri olayı ile RTÜK Başkanı Zahit Akman hakkındaki iddialara da değindi, şunları söyledi:  "Başbakan; Deniz Feneri konusunda 'rahatız' diyor. AKP rahat da, biz rahatsızız, vatandaş rahatsız.  Bu olay Türkiye'ye yakışmıyor çünkü. Başbakan, gerçekten çok rahat, umurunda değil. Nasıl rahat olabiliyorsun?

'Bizim meselemiz değil', anlayışının kabul görmesini istiyor. Bu sizi doğrudan ilgilendiriyor, ta başından beri ilgilendiriyor. Kaçamazsınız. Onları tanıyorsunuz, akrabalarınız, bildiğiniz insanlar. Din, iman demişler vatandaşın fitresini, ziynetini toplamışlar burada televizyon kurmuşlar. Hangi televizyonu kurmuşlar, size en yakın kanalı. RTÜK Başkanı istifa ettirilemiyor. Herkes talep etmesine rağmen, olmuyor. Niye? Bir kapı açılacak, olay hiç beklenmedik noktalara doğru gidecek telaşı mı var? Yetkimiz yok, diyor. Yetkiniz yokmuş, sevsinler. Sizin oy verip seçtiğiniz RTÜK üyelerinin yetkisi var. Bu olay Kanal 7 ile irtibatlıdır. Kanal 7 sıradan bir TV kuruluşu değildir. Başbakan, biz rahatız, diyor. Allah rahatlık versin sayın Başbakan. Bu önemli bir konudur ve bu konunu altında Türkiye kalmayacaktır."

 

Baykal: Öcalan da 'sayın'dı

Başbakan Erdoğan ile yaşanan 'sayın' polemiğiyle ilgili çarpıcı bir tespittede de bulunan Baykal, "Başbakan, bana 'sayın' dediğini lütuf gibi söylüyor. Başbakan, bana 'sayın' dedi diye göğsüm kabaracak değil. Öcalan'a da 'sayın' diyordu. Bana demese de olur" dedi.

"Mahkemeye dilekçe versin"

Başbakan Erdoğan'ın Deniz Feneri'nin altına ezildikçe CHP'ye ve kendisine yönelik suçlamalarda bulunduğunu anlatan Baykal, "Boş konuşmaya, siyasi polemiğe gerek yok. Biz muhalefetiz, kendileri iktidarda. Eğer CHP'nin ya da benim vermem gereken bir hesap olduğunu düşünüyorlarsa, kendilerini göreve çağırıyorum. Savcıları harekete geçirsinler. Derhal suç duyurusu yapsınlar. O yapmıyorsa ben onun adına savcıları göreve çağırıyorum. Savcılar, Başbakanın benim hakkımdaki sözlerini suç duyurusu olarak kabul etsinler. Meydanlarda konuşacağına mahkemeye dilekçeyi vermesi gerekir. Onun adına dilekçeyi ben veriyorum" diye konuştu.
Mayınların temizlenmesine ilişkin yasaya da dikkat çeken Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bu yasayı veto etme çağrısı yaptı.

 

Ekonomi alarm vermeye devam ediyor

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hükümetin açıkladığı teşvik paketinin yetersiz olduğunu belirterek, Türkiye'nin bir an önce orta vadeli ekonomik programı ortaya koyması gerektiğini söyledi. Krizden en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu savunan Baykal, Hükümetin izlediği yanlış politika yüzünden son aylarda yüzbinlerce kişinin işsiz kaldığını bildirdi.

Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanayi üretimi 5 yıl geriye gitti. 2008 yılının son 3 aylık döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 6,2 oranında daraldı. Aynı şekilde 2009'un ilk 3 aylık döneminde sanayi üretimi yüzde 23 düştü. 2009 yılının ilk üç ayında milli gelirde yüzde 12-13 daralma yaşandı. G20 ülkelerinde en sert daralma Türkiye'de oldu. Başbakan 'krizi en az zararla atlatan Türkiye'dir' diyor. Ama rakamlar bunun tersini söylüyor. En çok zarar gören ülkelerin başında Türkiye gelmiştir. ABD'de bu düzeyde bir etkilenme söz konusu değildir."


"Vatandaşın parası yok"

Baykal, Başbakan Erdoğan'ın "kusura bakmayın vatandaşın parası var" açıklamasında bulunduğunu da anımsatarak, "Vatandaşta para var sözü, teğet geçecek değerlendirmesinin izdüşümüdür. Merkez Bankası'nın yayınladığı finansal istikrar raporuna göre vatandaşın borçla yaşadığı ortaya çıktı. Tüketici kredisi kullananların profili de vatandaşın geçinemediğini ortaya serdi" değerlendirmesini yaptı.

Baykal, teşvik paketinde adil davranılmadığını, yeni kurulan şirketlere daha toleranslı olunduğunu vurguladı, bunun rekabet ortamını bozacağını belirtti.  Türkiye'de yapılması gerekenin, kapasiteyi tam kullanır hale getirmek olduğunu ve bunun için genel bir teşvik uygulanması gerektiğini kaydeden Baykal, istihdam üzerindeki vergi yükünün tüm kurumlar için azaltılmasını istedi.

 

Baykal: Muhalefet yükselen güç

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Pazar günü 29 ilçe ve beldede yenilenen seçimleri değerlendirirken, "Bu seçimlerde 17 belediyeyi alan muhalefet yükselen güç olduğunu gösterdi" dedi. Baykal,  toplantıda "Seçimi 12 yerde iktidar, 17 yerde muhalefet kazandı. Küçük seçim bölgeleri iktidarın baskısına açık olmasına karşın muhalefet elde etti. 10 yerde CHP kazandı. Çok güç koşullarda yapılmasına karşın alınan sonuçları önemli sayıyorum" dedi.
 

"Pişman olacağımız imza atmayalım"

Pazar günü AB bünyesinde gerçekleştirilen seçimleri de yorumlayan Baykal, "Bu seçimlerde Türkiye düşmanlığı bir siyasi yöntem olarak kullanıldı. Türkiye düşmanlığı ile oy toplanmaya çalışıldı. Buna fırsat verilmiş olması ve en saygıdeğer olması gereken Avrupalı devlet adamlarının buna tenezzül etmesi, bunun demokrasi, insanlık, hoşgörü anlayışına sığdırılmış olması üzüntü ve kaygı vericidir" diye konuştu.

Baykal, şunları kaydetti: "AB'nin tam üyesi olmamız konusunda haklı olarak beklenen reformu içtenlikle yapmalıyız ama ulusal yararları bir yana bırakarak yanlışa sürüklenmemeliyiz. Bu konuda 2004 yılında katma protokolün imzalanmış olması büyük bir yanlıştır. Biz imza atılmasın dedik ama imzayı attılar. Şimdi o imza altında kıvranıp duruyorlar" dedi.