Baykal: Bayrağı sahipsiz ülke
CHP Lideri Deniz Baykal, Meclis'te yaptığı konuşmaya Türkiye'nin mevcut durumunu analiz ederek başladı. Baykal, "Bayrağı, sokağı sahipsiz bir Türkiye bu hükümetin acizliğinin bir sonucudur" dedi.
cumhuriyet.com.trMeclis Genel Kurulu'nda 2010 Merkez Yönetim Bütçesi görüşülüyor. Görüşmede söz alan CHP Lideri Deniz Baykal'ın açıklamaları:
- Belediye otobüslerinin yakılmasının sıradan bir olaya dönüştüğü bir Türkiye manzarası var. Polis araçlarına taşlarla saldırının gerçekleştirildiği, öğretmen evlerinde kız öğrencilerin mahsur kaldığı bir Türkiye ile karşa karşıyayız.
- Bayrağı, sokağı sahipsiz bir Türkiye... Vatandaşı, bayrağı sahipsiz bir Türkiye var.
- Bu tablo dünyanın hiçbir yerinde demokrasi diye kabul edilemez. Bu hükümetin acizliğinin bir sonucudur.
- Hiç şüphe yoktur ki Türkiye'yi buraya AKP Hükümetinin etnik ayrıştırma politikası taşımıştır.
- PKK ile müzaker yokta nasıl oluyor da İmralı'nın gönderdiği 34 kişi ayın gün, MİT müsteşarıyla, siyasetçisiyle, hakimiyle aynı anda aynı mekanda buluşabiliyor? Kimin kararıyla oluyor bu beraberlik? Ortada bir plan bir tezgah, var bir çalışma var.
- "Niye geldin?" diye soruluyor, "Terörü bırakma kararı mı aldın?" - "Hayır, ben İmralı'nın karırıyla geldim" diyor.
- Tokat'taki olayın PKK'nın yapmış olduğuna inanmıyorlar. Bu olayın PKK'nın dışında birilerinin yapmış olacağını söylüyorlar acelen ne, bu komplo teorisi ne?
- Ama bu tablo ilk kez ortaya çıkmıyor. Danıştay cinayetinde de aynı olay yaşandı. Sen nereden biliyorsun devletin istihbaratı var emniyet güçleri var. Önce mahkeme karar verdi: "Falar kişinin yaptığı bu nitelikte bir suçtur" dedi. Uzun süre savcı arandı bir süre sonra dava açıldı ve o davaya bi sanık gizli tanık olarak ortaya çıktı. Bu gizli sanığa avantajlar sağlanıyor.
- Sayın Başbakan ABD'ye giderken, görüşmemizde Kandil'i görüşeceğim dedi. Amerika bir süre önce 3 tane PKK yönetecisinin sorumluluk taşıdığını ilan etti. Kandil'e giden yolları kesin. PKK hala nasıl İmralı'dan yönetilebiliyor. Bunun ABD ile müzakere edilmesi gerekmez mi? Tek kelime yok.
- Başbakan İsrail'e "deprem gibi cevap veririm" diyor. Ama biz deprem gibi cevabı PKK'ya karşı bekliyoruz. Ama oraya cevap yok. Uzlaşma yanlılığı var. Başbakan PKK'ya deprem gibi cevap versin.
- İktidarın gücü yürüyüş yapan memurlara veya öğrencilere yetmektedir. Ama sokak anarşisi bu iktidar döneminde yine ortaya çıkmıştır. İktidar sokağın egemenliğine seyirci kaldı.
Bütçe
- Bütçe sonuçlandı. Buraya bütçe geldiğinde Türkiye'nin yüzde 4 büyüme olacağı söylenmişti. Biz bu lafın boş olduğunu söylemiştik. Yüzde 6 daralma oldu bunu hükümette kabul etti.
- Yıllarca faiz dışı fazla verdik diyen hükümet 2009 yılında faiz dışı fazla değil, faiz dışı açık vermiştir. Yani faizler olmasa da açık vermiştir. 2009 yılı faiz dışı fazla 47.1 milyar idi, şimdi -7.3 milyar olmuştur. Yani orada da 54 milyarlık bir sapma olmuştur.
- 7 yılı aşan bir AKP iktidarında ekonomi nereden nereye gelmiştir? Tablo nedir? Bir ekonominin ölçülmesinde bir sürü kriter kullanılır. Ana kriter büyüme kriteridir. Ekonomi büyüyorsa işler yolunda demektir. Büyüyen ekonomide hem refah hem de istihdam artar. Ekonomi gelişir ve güçlenir. Şimdi acaba AKP iktidarının 7 yılı nasıl bir büyüme tablosu oratya koymuştur? Neye göre nasıl, Türkiye’nin geçmiş büyüme tablosuna göre. Buna bakarak daha doğru bir fotoğraf çekme imkanımız olur.
- Bu 7 yılın içinde iki dönem var: Birisi dünyanın hızlı büyüme dönemi, imkanların ve kaynakların bol olduğu bir dönem. 2008’den itibaren de kriz dönemi. Şimdi bu büyümeyi AKP’nin büyümesini mukayese ederken neyi esas alacağız? Zaman içinde ben size gelişmekte olan 149 ülke içinde, 2002 yılında, yani iktidara geldiği yılda, Türkiye’nin büyüme performansı neymiş göstermek istiyorum.
- Türkiye 2002 yılında, 149 ülke içinde dünyada 29. hızlı büyüyen ülke. 2002 – 2007 dünyada hızlı büyüme dönemi. Bu dönemin sonunda 2007’de acaba 29. sıradan nereye çıkmış diye bakacak olursak, Türkiye 149 ülke arasında 100. ülke haline gelmiştir.
- 149 ülkenin kalkınma hızı bakımından 2007 yılında, AKP iktidarında Türkiye 100. ülke olmuştur, 29. ülke olduğu halde.
- Peki 2008 – 2009 ne oldu? 136. ülke. 2009 yılında Türkiye 149 dünya ülkesi içinde kalkınma hızı bakımından 136. ülke haline gelmiştir. Bunlar gerçek.
- Size başka bir ölçüyü hatırlatayım. G-20’lerin üyesiyiz. AKP’den öncede üyeydik. G-20’lerin içinde acaba Türkiye’nin kalkınması durumunu sorarsak. 2002’de üçüncü ülke. 2007 yılında Türkiye dokuzuncu. Dünyanın kalkınma coşkusunu yaşadığı dönemde dokuzuncu ülke. 2009 yılında 17. hızlı kalkınan ülke.
- Bölgesel büyüme oranları Türkiye 2003 – 2009 döneminde yüzde 4 ile, Afrika’nın Ortadoğu’nun arkasındadır. Bu da net gerçek.
- Denilebilir ki; dünyayı bırak ta sen Türkiye’ye bak. Türkiye geçmişte ne kadar büyüyordu, AKP’yle ne kadar büyüdü.
- Savaşlar var, askeri müdahaleler var, 29 ekonomik bunalımı var, pek çok olay var. Bu dönemdeki büyüme hızı 1923 – 2002 4.6’dır.
- 1950’yle bugünü inceleyecek olursak, 52 yıllık dönemde 4.8’dir.
- 2003 – 2010 arası, ki bu dönem dünyada Brezilya’nın, Hindistan’ın büyük atılım yaptığı dönemde, AKP’nin gerçekleştirdiği büyüme oranı yüzde 4’tür. Bunlar gerçek.
- Tabi kalkınma hızının düşümesi, gereken düzeyde olmaması Türkiye’de işsizliğin artmasının temel nedeni olmuştur ve rakamlar bunu çok açık biçimde göstermiştir.
ERDOĞAN: SİZİN KİTABINIZDA KARDEŞLİK YOK
BAHÇELİ: TEHLİKELİ BİR YERE VARILMIŞTIR