Batık büyüyor: Halkbank’ın takipteki kredileri arttı

Türkiye Varlık Fonu'na devredilen Türkiye Halk Bankası'nın takipteki alacakları bir yılda yüzde 86,7 oranında arttı. Sayıştay denetçilerinin Banka’nın 2019 yılı faaliyetlerine ilişkin denetim raporlarında kredilerin takibe dönüşüm oranının yüksek oranda arttığı tespiti yer aldı.

cumhuriyet.com.tr

Halkbank’ın takipteki kredileri 2018 yılında 8.5 milyar TL iken 2019 yılında yüzde 86,7 oranında artarak 15.9 milyar TL’ye ulaştı. Tahsili şüpheli alacaklardaki artış ise yüzde 286,6. Buna göre, Banka’nın takipteki kredi alacaklarında bir önceki yılsonuna göre gerek tutar ve gerekse oran bakımından yüksek artışlar oldu. Raporda, "Risk teminat dengesi bakımından mevcut teminat düzeyinin alacak tutarlarını karşılamada yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır" dendi.

BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre, 2018 yılında kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 3,3 iken bu oran 2019 yılsonu itibariyle yüzde 5,1'e çıktı. Banka’nın reeskontlar dahil takipteki kredileri 2018 yılında 8.528 milyon TL iken, 2019 yılında yüzde 86,7 oranında 7.392 milyon TL artarak 15.920 milyon TL’ye ulaştı.

ALACAKLAR ARTTI

2019 yıl sonunda önceki yılsonuna göre tahsil imkânı sınırlı alacaklar yüzde 8 oranında, tahsili şüpheli alacaklar ise yüzde 286,6 oranında, zarar niteliğinde alacaklar yüzde 47,5 oranında arttı.

2019 yılında takibe giren 7.499 milyon TL’lik alacağın 2.622 milyon TL’si kurumsal kredilerden, 1.230 milyon TL’si ticari kredilerden, 3.256 milyon TL’si KOBİ kredilerinden, 391 milyon TL’si ise bireysel kredilerden oluştu.

Dönem içerisinde takibe aktarılan tutar önceki yıla göre yüzde 129,7, takipten yapılan tahsilat ise yüzde 42,1 oranlarında arttı.

SONUÇ ALINAMAYACAK

Banka’nın 5 milyon TL ve üzeri tutardaki takipteki kredi dosyalarına yönelik yapılan incelemeler neticesinde denetçilerin saptalamaları şöyle:

Banka’nın takibe intikal eden alacak tutarlarının, önceki yıla nazaran artış gösterdiği, risk-teminat dengesinin Banka aleyhine olacak şekilde olumsuz yönde geliştiği,

Önceki dönemlerde yapılan ön ödemesiz yapılandırma sözleşmeleri sebebiyle yeterli düzeyde bir tahsilat sağlanamadığı gibi, yasal takip süreçlerinin uzadığı, ayrıca takipteki alacaklara ilişkin yeniden yapılandırmalarda da tahsilat sağlanamayan örnekler bulunduğu,

Değinilen gelişmeler bağlamında söz konusu kredilerden kaynaklanan Banka alacaklarının ekonomik konjonktürdeki gelişmelerin de etkisiyle uzun vakit alacağı ve takiplerin bir kısmının semeresiz kalabileceği anlaşılmaktadır.