Batı’dan Ankara’ya tepki artıyor

Irak’ta IŞİD’in ilerleyişi devam ederken Batı’dan Türkiye’nin Sünni cihatçıları destekleyen politikalar izlediğine yönelik suçlamalar da sürüyor.

cumhuriyet.com.tr

Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle (DW) de yer alan haberde IŞİD’in katliamlarına işaret edilirken “Sünni olmayan herkes, radikal IŞİD için birer hedef konumunda” denildi. Sol partili Alman siyasetçilerin “Türkiye’yi IŞİD’e dolaylı destek vermekle suçladıkları” kaydedilerek cihatçıların Katar ve Suudi Arabistan gibi bazı Körfez ülkelerince desteklendiği iddialarına da yer verildi. Almanya Sol Parti Dış Politika Sözcüsü Jan van Aken, hükümetin Körfez ülkelerine yönelik dış politikasını yeniden değerlendirme zamanının geldiğini söyledi. Van Aken, Suudi Arabistan yönetiminin hem Berlin’in iyi dostlarından olup hem de aynı zamanda Irak ve Suriye’deki terörü desteklemesinin mümkün olamayacağını belirtti. Türkiye’nin, IŞİD üyelerinin silahlarını Suriye sınırından geçirmelerini kolaylaştırdığı iddialarına ilişkin Van Aken, ocak ayında Suriye’de öldürülmüş İslamcılara ait pasaportlar gördüklerini ve bunlarda Türkiye giriş damgası olduğunu ancak çıkış damgası olmadığını belirterek “Türkiye’nin sağladığı dolaylı destekle IŞİD’i güçlendirdiği” iddiasında bulundu.

Yeşiller Partisi Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, federal hükümetin net bir şekilde Suudi Arabistan ya da Türkiye ile arasına mesafe çekmesi ve Irak Başbakanı El Maliki’yi istifaya ikna etmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

Sosyal Demokrat Parti Dış Politika Sözcüsü Niels Annen, IŞİD’in destekçilerinin arkasında sadece devletler değil, aynı zamanda varlıklı örgüt ve şahısların da olduğunu söylerken, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gibi devletlerin bu şekilde yardım sağlayanları engellememesinin de destek sağlamak olduğunu kaydetti.

IŞİD ile Körfez ülkeleri arasında bir bağlantı olduğuna dair somut kanıtların henüz bulunmadığı ifade edilen haberde ancak Suudi Arabistan gibi ülkelerin çatışmada şaibeli bir rol oynadığı vurgulandı. Almanya Dışişleri Bakanı’nın henüz birkaç hafta önce Doha’da, Katar’ı bölgenin önemli aktörlerinden olması nedeniyle övdüğü belirtilen yazıda “Almanya’daki muhalefet ise isyan ediyor” denildi.

Amerikan Wall Street Journal’da önceki gün “Yardımcı olmayan müttefik” başlıklı makalede de Türkiye’ye sert eleştiriler getirildi. “Neoconcu” olarak nitelenen Demokrasiyi Savunma Vakfı adlı ABD’li düşünce kuruluşunun Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer imzalı makalede “IŞİD ve şiddete başvuran diğer gruplar, Türkiye’nin gevşek sınır politikalarından yararlandı” denildi. Ortadoğu’daki krize işaret edilerek IŞİD’in Suriye’den Irak’a ilerleyişinin Washington ve Brüksel’i sarstığı belirtildi. Yazıda şu ifadeler yer alıyor: “Filistinli-İsrailli ihtilafı ısınıyor. Ve dünya güçleri, nükleer silah programı konusunda İran ile tartışmaya devam ediyor. Bu krizlerin hiçbirinin çözümü kolay değil ve üçü, Avrupa’nın arka bahçesinde, Türkiye’nin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından oluşturulan politikalarca azdırıldı.” Makalede Türkiye’nin bu üç krizin tümünden dolayı bir miktar sorumluğu olduğu savunularak “Avrupa, Ankara’dan hesap sormalı” yorumu yapılıyor.

Schanzer, “Irak’taki IŞİD krizi, Türkiye’de son iyi yılda Erdoğan hükümetinin tehlikeli ve müsamahakâr politikalarına ayrılmaz bir biçimde bağlı” derken Suriye’deki cihatçı gruplar ile ilgili Türkiye’ye yöneltilen suçlamaları anımsatıyor. Türkiye’nin “Hamas için uzaktaki karargâhı” rolünü üstlenmiş olabileceği de savunulan makalede “üst düzey bir İsrailli yetkili” ve Mısır basını kaynak gösterilerek üç İsrailli gencin kaçırılması olayında İsrail medyasında da ismi geçen “üst düzey Hamas yetkilisi Salih Al Aruri’nin Türkiye’den faaliyet gösterdiği” iddiasına yer veriliyor.

Makalede İran konusunda ise altın ticaretine ve 17 Aralık “yolsuzluk soruşturması” kapsamında ortaya atılan iddialara ilişkin ise şu görüş dile getiriliyor: “İddialar doğrudur, İran’ın nükleer geleceğine ilişkin mücadeledeki kritik bir anda Türkiye, mollalara finansal güç kazanmaya yardımcı oldu.”