Başsavcı'yı hedef alan Arınç'a Bakan Gül yanıt verdi

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter'in FETÖ'den beraat eden damadı ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'ın açıklamalarına ilişkin, "Savcı ihsası reyde bulundu eleştirisi teknik olarak doğru değil" dedi. Gül, bazı tarikatların bakanlıklarda kadrolaştığı iddialarıyla ilgili ise "Burada bir zihniyet anlamında hiç bir grubun devletin içinde örgütlü bir şekilde sızması, hiyerarşi dışında bir yapı oluşturulmasına asla izin verilemez. Devlet kendi kurumlarıyla ayakta durur" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Gül, cemaat ve tarikatların bakanlıklara sızdığı iddialarıyla ilgili şunları söyledi:

Burada bir zihniyet anlamında hiç bir grubun devletin içinde örgütlü bir şekilde sızması, hiyerarşi dışında bir yapı oluşturulmasına asla izin verilemez. Devlet kendi kurumlarıyla ayakta durur. İlkeler, usüller bellidir. Hukukun üstünde hiçbir güç yoktur. Bu konuda herkesin inancı düşüncesi serbesttir. Bu mücadeleyi devlet asla izin vermez. Masum ve suçluyu da ayırt etmek çok önemli. Dindar kesimlerin hepsine de toptan halel getirmek asla doğru değildir.

BÜLENT ARINÇ'IN FETÖ'DEN BERAAT EDEN DAMADI

Bakan Gül, Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter'in FETÖ'den beraat eden damadı ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'ın açıklamalarına ilişkin, "Savcılık makamı yargılama makamı değil. Savcılık bir talepte bulunur, mahkeme karar verir. Savcı itiraz da edebilir. Savcı kanaatini ortaya koymuş. Savcı ihsası reyde bulundu eleştirisi teknik olarak doğru değil. Savcı bir hakim değildir. Bu konuda savcının görüşünü açıklamasının eleştirilmesi doğru değil" açıklamasında bulundu.

KILIÇDAROĞLU'NUN ELEŞTİRİLERİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yargı bağımsızlığına ilişkin eleştirilerini de yanıtlayan Gül, şunları söyledi:

Türkiye'de yargı üzerinde tarihsel travmalar ve sonuçlarının olduğu bir gerçek. İdam edilen başbakanlar, hukuksuzluklar, 12 Eylül'de yaşı büyütülüp idam edilen gençler; 28 Şubat'ta DGM'lerde zulme maruz kalmış dindar insanların, yine farklı dönemlerde bir düşüncesinden inancından ötürü baskılanan, işte Ergenekon süreçlerinde kumpaslar üretilerek yargının ne hale getirildiği, yine seçilmiş bir Başbakanı şüpheli gibi gösterip darbe girişimi yapan bir yargı vardı 17-25'i yapmaya çalışan... 

Tüm bu süreçlere bakıldığında, bugün bu darbecileri yargılayan bir yargı var. Elbette tüm sonuçlar çözüldü diyemeyiz. Tüm yargı kararları doğrudur diyemeyiz. Ama burada da bir haksızlık yapılmaması lazım. Darbe yapan o FETÖ'cüleri yargılayan bir yargı var. Ama genel bir yaklaşımla ithamlarda yargıya bir haksızlık olur. Eksikleri hep beraber konuşuruz. Ancak total bir biçimde eleştirinin haksızlık olacağını düşünüyorum. Türk yargısının tek ideolojisi adalettir. Gazetelerde okuyoruz "şu kararı verdi" Ama bunun bir de üst mahkemesi var. Ara kararları bile mahkumiyet gibi değerlendirmeden sürecin tamamına bakılıp sonucunun değerlendirilmesi gerekir. Yargı ele geçirilecek bir yer değil. Yargı asla el uzatılmaması gereken kutsal ve ortak bir değerimiz.

Bakan Gül'ün cevap verdiği diğer sorular ve yanıtları şöyle:

Türk yargısı FETÖ'den temizlendi mi?

40 yıldır bu yapıyla ve kripto anlayışıyla sızmaya çalışan bir örgütü "40 günde bitirdik, hepsini temizledik" diye bir yaklaşım büyük bir rehavet olur. Bu teyakkuzu sürdürmek lazım. HSK da titiz biçimde çalışmasını sürdürmekte. Biz "şu kadardı aldık temizledik" yaklaşımı doğru olmaz. Bir haksızlığa da mahal vermeden bu çalışmayı sürdürmemiz lazım. Bu AK Parti'nin, siyasetin yapacağı bir mücadele değil, devletin milletin kararıyla açık tutulması gereken bir pencere. Bunlar takiye üzerine kurulan bir örgüt olduğu için teyakkuzu elden bırakmamak lazım. 

FETÖ'yü yaparken devletin içine başka hiçbir yapının sızmaması da yine ortak bir çabayla korunması gereken bir değerdir. Devlet memuru amirinden başka hiç kimseden emir almayacak. Böyle bir yapıya hiçbir oluşumun bu anlayışa sahip olmayacağı bir çalışmayı büyük bir teyakkuzla sürdürmekte fayda var. 

Devlet FETÖ tahribatından ciddi bir ders aldı mı?

Bu büyük bir travma olarak yaşandı. Yasama kanun yollarıyla devlete sızmaların önünü kesmek için adımlar attı. Milletimiz seçilmişlere darbe yapmamak üzere büyük bir teyakkuz var. Bu konuda adımlar uygulamalar süreklilikle istikrarlıkla devam etmesi herkesin beklediği bir sonuç.