Başörtülüye taciz

Erdoğan, “Başörtülü bacıma saldırdılar, görüntüler elimizde...” diyordu. 1 yıl geçti ama iddia edilen görüntüler bir türlü ortaya çıkmadı. Ve dün... Taksim’de slogan atan bir kız öğrenci yaka paça polis aracına bindirildi. CHP’li Tanal’ın müdahalesiyle açılan kapıdan kızın “Çekin ellerinizi başörtümden...” sesi duyuldu.

Arif Kızılyalın / Cumhuriyet

Tam 1 yıl önceydi... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri sırasında gerçekleştiği varsayılan bir olayı gündeme getiriyor, “Benim başörtülü bacıma saldırdılar, görüntüler elimizde...” diyordu.

Bir kısım medya da olayları manşetlerine taşıyor, ne var ki o kaydedildiği varsayılan taciz görüntüleri bir türlü ortaya çıkmıyordu.

Ve 365 gün sonra... Bu kez yer Taksim’in göbeği. Gezi Parkı eylemlerinin 1. yıldönümünde Melek Bilgili isimli genç bir kadın sadece slogan attığı için gözaltına alınıyor.

Başörtülü, 20’li yaşlarda bir öğrenci... 2 erkek polis ellerini bileğinden büküp polis aracına götürürken CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal olayın farkına varıyor. “Vatandaşa eziyet yapamazsınız. Kadın polis gözaltına alsın bu genç kardeşimizi” diye çıkışıyor. Ama dinleyen kim? Genç kadın karga tulumba meydan girişindeki polis midibüsüne alınıyor. Tanal ise Bilgili’yi gözaltına alan polislerce itilip kakılıyor hatta milletvekilinin gözlüğüne darbe geliyor.

Kapı kapandıktan sonra içeriden genç kızın bağırışları ortalığı inletiyor. Bunun üzerine Tanal yeniden midibüse dönüp, “Kapıyı açın. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesiyim, hepinizden davacı olacağım” diye bağırıyor.

Kapı neden sonra açıldıktan sonra Melek Bilgili’nin, “Başörtümden size ne? Çekin ellerinizi başörtümden... Faşist polis” sözlerini duyuyoruz. Tanal ise gördüklerinden şaşkın şu açıklamayı yapıyor: “Polis aracının içinde açık olması gereken kamera kapalıydı. Ben ikinci kez girdikten sonra açtırdım.”

Evet, Türkiye 1 yıl arayla bu iki sahneye tanıklık etti. Elbette dünkü polis şiddeti sadece Melek Bilgili’yle sınırlı değildi Taksim’de. 14 yaşındaki küçük bir çocuk Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nde görevli rütbeli bir polis tarafından yaka paça gözaltına alınırken, Mahmut Tanal’la diğer CHP milletvekilleri Müslim
Sarı ve Hüseyin Aygün’ün araya girmesiyle serbest bırakıldı. Ancak Beyoğlu Belediyesi’ndeki bazı sol görüşlü işçiler küçük çocuk kadar şanslı
değildi, “Hem ekmeğimizi yiyor hem de eylemcilere alkış tutuyorsunuz” diye gözaltı minibüslerine götürüldü.
Olayların merkezi konumundaki Meşelik Sokak girişine gelen çok sayıda politikacı polise “Sakin olun. Demokratik hak kullanan vatandaşlara eziyet
etmeyin” dese de Emniyet görevlileri saat 19.00’u gösterdiğinde biber gazı ve TOMA’yla orantısız şiddet kullandı.

CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kağan Salıcı, Bihlun Tamaylıgil, Erdal Aksünger, Sezgin Tanrıkulu, Süleyman Çelebi ve Ertuğrul Kürkçü,
polisle vatandaşlar arasına geçti. Milletvekilleri, halkın yasaklara karşın son derece ölçülü bir 31 Mayıs anması yaptığını söylerken bir vekilin,
“Polis herkesi durdurdu, yüzleri örtülü bir gruba izin verdi. Çünkü onlara yasadışı eylem gerekçesi lazımdı. Milletvekilini itip kakmaya cesaretlenen
polis halka her eziyeti yapar. Bunlara kimin yüz verdiğini tüm Türkiye biliyor. Bunun adı demokrasi değil” dedi.

Polisin, TGC’nin uyarısına karşın sarı basın kartı bulunan gazetecileri meydana ve gerginliğin yaşandığı alana almaması yine CNN muhabiri Ivan Watson’un canlı yayındayken darp edilip gözaltına alınması ve serbest bırakılması, polisin uyguladığı orantısız ve antidemokratik girişimin kanıtlarıydı.

Onca önleme karşın Cumhuriyet Anıtı’na bakan bin binaya asılan ‘Korkmuyoruz 3h’ yazılı pankart ise özellikle polis müdürlerini telaşlandırdı.  “Göstericiler oraya nasıl girmiş?” tartışmasının telsizlere yansıdığı da duyuldu. Olayı görüntüye alan bir kişinin el kamerasına ise sivil polisler el koydu.