Basına baskı vurgulandı

İstanbul Barosu'ndan yapılan açıklamada, yerel seçimlere yaklaşılırken basına baskı uygulandığı belirtilerek, bunun ''hukuka ve demokrasiye zarar verdiği'' vurgulandı.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Barosu'nun yazılı açıklamasında, yerel seçimlerin yaklaştığı bu dönemde siyasi iktidar tarafından basına yoğun biçimde baskı uygulandığının gözlemlendiği belirtildi.
Açıklamada, olay ve olgulara siyasi iradenin gözlüğü ile bakmayan kişi ve kurumlara baskıların artarak yoğunlaştığı ifade edilerek, ''Basına uygulanan sansür ve yıldırma eylemlerini protesto etmek amacıyla sayfalarını beyaza bürüyen bir gazetenin bu uygulamasının ardından, gazetenin bir temsilcisinin hukuka ve adil yargılanma ilkelerine aykırı biçimde tutuklanması, ülkemizin önde gelen bir başka medya kuruluşuna karşı hukuka aykırı uygulamalarda bulunulması basına uygulanan sansür girişimlerinin öne çıkan kanıtlarıdır'' denildi.

Demokratik sistemle yönetilen ülkelerde ''Yasama, Yürütme ve Yargı'' erklerinin yanı sıra medyanın da önemli bir güç olarak öne çıktığına işaret edilen açıklamada, erklerin birbirleriyle etkileşimlerini hukukun çizdiği sınırların belirlediğine dikkat çekildi.

Açıklamada, medyanın denetim gücünün de bu çerçevede ele alınması ve erkler ile medyanın birbirlerinin alanlarına müdahale etmemesi gerektiği, bunun, demokrasinin işlerliği açısından yaşamsal önemde olduğu vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi:

''Ülkemizde de yasama çoğunluğu siyasi iktidarın elindedir. Yürütmeyi de siyasi iktidar temsil etmektedir. Ancak günümüzde siyasi iktidarın yargı üzerinde baskı kurmaya çalışmasıyla, yargı da etkilenmelere açık hale gelmiştir. Geldiğimiz noktada bağımsızlığını koruma yönünde gelecek vaat eden tek kuvvet medyadır. Halkın haber alma özgürlüğünü sağlayan bağımsız medyadan rahatsızlık duyulmamalıdır. Özgür basın, yalnız bugün için değil, gelecek için de gerekli ve ülke demokrasisinin olmazsa olmazıdır. Basına uygulanan baskılar hukuka ve demokrasiye zarar vermektedir.''


İnternet sansürü

Açıklamada, bir başka sansür örneğinin de internet üzerinde kendini gösterdiği, son zamanlardaki internet yasaklarının da uluslararası arenada Türkiye'yi zor durumda bırakacak düzeye ulaştığı kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:

''Neredeyse uluslararası tüm sitelere giriş ülkemizde yasaklanmış durumdadır. Aceleye getirilerek çıkarılan 5651 Sayılı yasaya dayanılarak verilen site yasaklama kararları, yasanın amacına uymadığı gibi, yasaklamanın amacına da uymamaktadır. Yasaklanan bir sitede yer alan video, değişik yöntemlerle incelenebilmekte, bir nevi bu video ya da sitenin reklamı yapılabilmektedir. Yetkili birimlerce zararlı içeriklere karşı filtreleme yöntemi uygulanması gerekirken sitenin tümden kapatılması, hem hukukun temel ilkelerine aykırı, hem de ülke adına itibar kaybettiren bir durumdur.

Yasaklama kararını veren mahkemelerin internet ve bilişim hukuku alanında yeterince bilgilendirilmemeleri de bu yasaklamaların altında yatan bir diğer gerçektir. Sakıncalı bir kitap bulundurduğu için nasıl bir kütüphane tümden kapatılamazsa, sakıncalı bir videoyu barındıran site de kapatılamaz. Bunun yerine gelişmiş filtreleme yöntemi uygulanması için bir an önce gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.

Bu düşüncelerle siyasi iktidarı, bağımsız ve özgür basına demokrasi adına saygı duymaya, hukukun üstünlüğüne ve yargıya zarar verecek girişimlerden kaçınmaya ve bu konuda gerekli özeni göstermeye davet ediyoruz.''