Basın meslek örgütleri, Cumhuriyet'e açılan davaya tepki gösterdi: "Gerçeklerin üstünü örtme girişimi"

Basın meslek örgütleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “kişilik haklarının hedef alındığı” iddiasıyla yapılan haberler nedeniyle gazetemize 1 milyon liralık tazminat davası açmasına, “İddiaları haberleştiren gazeteye tazminat davası açması, gerçeklerin üstünü örtme girişimidir” sözleriyle tepki gösterdi.

Çağatan Akyol

TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU

“Ülkemizde gazetecilik mesleğini sadece kendi istedikleri haberlerin halka iletilmesi olarak gören siyasetçilerin eleştiriye tahammül edememesi bir demokrasi sorunudur. İktidar temsilcilerinin her türlü eleştiri karşısında yüksek para cezaları talep eden davalar açması, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engellemeye yöneliktir. Son olarak Cumhuriyet gazetesine açılan 1 milyon liralık manevi tazminat davası da halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkına müdahale olarak görülmektedir. Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan yasa ve düzenlemeler değiştirilmeli, kamu görevlilerinin eleştirilebilirliği, hesap verebilirliği ve yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır. Ayrıca haklarında yapılan haberleri beğenmeyen iktidar temsilcileri, sosyal medya hesaplarından gazeteleri ve gazetecileri tehdit etmekten vazgeçmelidir. Gazetecilik iktidara değil, halkın haber alma hakkına hizmet eden saygın, onurlu bir meslektir. Türkiye’de demokrasinin yeşermesi için haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız. İktidar temsilcilerini ve tüm siyasetçileri tazminat davalarıyla medyayı baskı altına almaya çalışmaktan, hedef göstermekten vazgeçmeye, anayasaya, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmaya davet ediyoruz.”

TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI BAŞKANI GÖKHAN DURMUŞ

“Bu dava, basın özgürlüğüne yönelik tahammülsüzlüğün devlet makamında nasıl vücut bulduğunu gözler önüne sermektedir. Bir çete lideri tarafından hakkında onlarca iddia ortaya atılan İçişleri Bakanı’nın çıkıp bu iddiaları tek tek yanıt vermesi gerekirken, bu iddiaları haberleştiren gazeteye tazminat davası açması gerçeklerin üstünü örtme girişimidir. Bütün bir ülkenin gündemi olmuş bir kişi hakkında 52 günde 313 haber çıkmasından daha doğal ne olabilir ki? Tabii yarattıkları medya kuruluşlarında haber çıkmıyor olmasına alışmış olabilirler ancak bu gazetecilik değildir. İçişleri Bakanı’na çağrımız şudur: Bir an önce açtığın davadan vazgeç ve basın özgürlüğüne saygı göster.”

BASIN KONSEYİ BAŞKANI PINAR TÜRENÇ

“Basın tarihimiz açısından ibretlik bir olay. Devletin önemli bir makamında bulunan Sayın İçişleri Bakanı, bir süredir televizyon ekranlarından hedef gösterdiği Cumhuriyet gazetesini, maalesef siyasallaştırılan yargı aracılığı ile susturma yoluna başvurmuştur. Kendisiyle ilgili 52 günde yayımlanan 254’ü doğrudan 313 haber ve köşe yazısının çetelesini tutacağına, iddiaları yanıtlaması beklenirken bunlar için astronomik tazminat talep etmiştir. Demokrasilerde siyasiler halka hesap verir. Haklarında ciddi iddia ve ağır suçlamalar olduğunda kimse yazmasın, duyulmasın, görülmesin, konuşulmasın mantığı ile basını susturmaya kalkışmaz. Asıl olan şeffaflıktır, hesap verilebilirliktir. İçişleri Bakanı’nın da elbette her vatandaş gibi dava açma hakkı vardır. Ancak, tazminatın “zenginleşme aracı olamayacağı” bilindiği halde Cumhuriyet gazetesine açtığı astronomik tazminat davası, tam da basına aba altından sopa gösterme eylemidir. Eleştirel ve bağımsız habercilik yapan basına verilen gözdağıdır. Halkın haber alma hakkına müdahale, ifade ve basın özgürlüğüne ağır tehdittir.”

SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER (RSF) ÖRGÜTÜ TEMSİLCİSİ EROL ÖNDEROĞLU

“İktidar yetkililerinin gazeteye açtıkları 1 milyon TL tutarlı öldürücü tazminat davaları, açıkça antidemokratiktir ve farklı ses veren medyayı tasfiye etmeye dönük hareket edildiğinin açık göstergesidir. RSF olarak artık mahkemelerden bu tarz tazminat taleplerini, medyayı kötü niyetli girişimlerden korumak için, bir an önce reddetmeye çağırıyoruz. Çözüm, gazetecilere bu tür davalar açmada değil, topluma yönelik sorumluluğun ve şeffaflığın bir gereği olarak toplumu bilgilendirmektir.”