Başçı'dan Erdoğan ve Hükümete imalı gönderme: Türkçe konuşuyorum

TCMB Başkanı Başçı, “G20 Gündemi” konferansında İngilizce sunumunu yarıda keserek “Yanlış anlamalara neden olmasın diye bu üç mesajı Türkçe vermek istiyorum” dedi ve bankayı eleştirenlere Merkez’in görevleri ve büyümenin sorumluluğunun kime ait olduğunu hatırlattı.

Pelin Ünker/Cumhuriyet

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP çevrelerinin “büyümeyi canlandırmak için faizi indir” baskıları nedeniyle piyasalarda “yerinde olmak istenmeyecek” adam ilan edilen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, kendisine gelen eleştirilere Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı dolayısıyla düzenlenen konferansta yanıt verdi. Uluslararası Finans Enstitüsü tarafından düzenlenen konferansta İngilizce yaptığı sunumu yarıda kesen Başçı, “Şimdi şu üç mesajı doğru anlaşılması için Türkçe vereceğim” dedi ve Merkez’in görevleri ve hükümetin büyüme üzerindeki sorumluluğunu şu sözlerle anlattı:

“Yüksek enflasyon ve deflasyon büyümeyi zayıflatabilen unsurlardır. Merkez bankaları açısından büyümeyi desteklemenin en önemli yolu fiyat istikrarını sağlamaktır. Beşeri sermaye, istihdam piyasası, teknoloji, yenilikçilik ve fiziki altyapı alanında yapılacak reformlar Türkiye’nin büyüme potansiyelini artıracaktır.”

Şeffaflık vurgusu da yapan Başçı, “Kararlı bir uygulama planınız var ise, bunun içinde şeffaflık ve tutarlılık varsa başarırsınız. Enflasyon düşerse faiz de düşer. Piyasalar ikna olursa faiz oranları daha da düşebilir” dedi

Konuşması boyunca Bilkent Üniversitesi’ndeki hocalık dönemine sık sık atıfta bulunan Başçı, Erdoğan’ın “faiz inerse enflasyon da iner” tezinin yanlışlığını da ABD örneği vererek açıkladı: “Tarih bize yüksek enflasyon konusunda her zaman bir çözüm olabileceğini gösteriyor. 1970’li yıllarda ABD’de yüzde 12’leri aşan enflasyon oranı sıkı mali politikalarla 1 yılda düşürüldü. Böylece enflasyon düştüğü zaman reel faiz oranları da düşmüş oldu.”

Başçı AKP’nin ara toplantı ısrarıyla ilgili ise “Petrol fiyatlarındaki değişim ve döviz kurlarındaki oynaklığın enflasyon üzerindeki net etkisini görebilmek için aylık izleme yapmak daha sağlıklı” dedi.

 

Başçı’ya destek çıktılar

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da G20 toplantıları kapsamında yaptıkları konuşmalarda Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı’ya destek çıktılar. Ali Babacan, Merkez’in görevlerinin yasalar ile çok net şekilde belirlendiğine dikkat çekerek “Merkez Bankası’nda gayet yetkin bir ekibimiz var, ekibimize güveniyoruz. Doğru zamanda doğru kararlar aldıklarına inanıyoruz” dedi. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ile düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, Merkez’in parti politikası ve seçim manifestosunda durumunun gayet açık olduğunu vurguladı.

Rifat Hisarcıklıoğlu ise IIF konferansında yaptığı konuşmada, “petrol ve emtia fiyatlarındaki son dönemdeki hızlı düşüşün sebebinin para politikasındaki değişikler olduğu”nu belirterek kendisinden sonra konferans verecek olan Başçı’yı şu sözlerle takdim etti: “Ancak ben fazla detaya girmeyeceğim. Çünkü benden hemen sonra çok değerli bir makroekonomi hocası küresel ekonomide neler olup bittiğini bize açıklayacak. Erdem Başçı sadece bir profesör değil aynı zamanda küresel kriz sonrasının en başarılı merkez bankası başkanlarından biridir.”

 

Türkiye’ye eğitim reformu uyarısı

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) “Büyümeye Geçiş 2015” raporunda Türkiye’ye eğitimde reform uyarısı yaptı. G20 toplantıları kapsamında açıklanan raporda, Türkiye’nin yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerle olan gelir farkını daha da azaltması için eğitimde iyileştirici reformlar yapmasına gerektiği vurgulandı. Raporda Türkiye ile ilgili şu değerlendirmeler yapıldı: “Özellikle yaşlılar ve kadınlar gibi arka planda kalan kesimde kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi, büyüme potansiyelini ortaya çıkarmak için gereken temel unsur. Bu da işgücü maliyetlerinin azaltılması, istihdamın korunmasında reformlar yapılması ve kayıtlı sektörde daha uzun süre çalışılmasını sağlayacak teşviklerin artırılmasıyla başarılabilir.”

Hükümetin geçen yıl mayısta Ulusal İstihdam Stratejisi’ni açıkladığı anımsatılan raporda, bu girişimin siyaset ekonomisi engeliyle karşılaştığı için başarılı olmasının destekleyici mevzuatın uygulanmasına bağlı olduğu dile getirildi. OECD Genel Sekreteri Angel Gurría tarafından açıklanan raporda büyüme yanlısı yapısal reformların gelir adaletsizliği üzerindeki etkileri değerlendirildi. Kapsamlı reform stratejilerinin artan adaletsizliği ve krizin olumsuz sosyal etkilerini gidermek için atılacak temel adımlardan biri olabileceğini ifade eden Gurría, “Düşük vasıflı işçilerin iş olanaklarını ve kazanç potansiyellerini artıracak, gençlerin iş dünyası basamaklarını tırmanmasına yardım edecek ve işgücü piyasasında kadınlar için olanaklar yaratacak reformlar ekonomilerimizde büyüme potansiyelini açığa çıkaracak ve bu potansiyelin herkes tarafından paylaşılmasını temin edecektir” dedi.

 

 Faiz tartışmaları ekonomiye zarar

Konferanslara katılan üst düzey banka temsilcilerinin de ana gündem maddesi “Merkez’e yapılan faiz baskısı” idi. Gazetemize konuşan bankacılar, hükümet çevrelerinin Keynes ve Adam Smith’in zamanının geçtiğini vurgulayarak “faiz inerse enflasyon da iner” tezini savunmalarının son derece yanlış bir tartışma olduğuna dikkat çekti. Üst düzey bir banka yetkilisi, “İktisat literatürünün bu şeklide tartışılması çok yanlış. Erdem Bey çok düzgün bir insan. Bu tartışmalar keşke olmasa. Doktrinlerin tartışılması ekonomiye fayda sağlamaz” dedi. Bir başka bankacı ise yatırımcıların bir ülkeye yatırım yaparken uzun vadeli değerlendirme yaptığını belirterek“Tartışmalar çok taze olduğu için henüz uluslararası yatırımcıları etkilemedi. Ancak uzun vadede sürerse etkileyebilir” diye konuştu.