Başbuğ'dan sitem: Kapatılmalı bu devlet

CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, İlker Başbuğ'un , ''Ben 2002 yılında orgeneral oldum. 7 yıl boyunca devlette en üst düzeylerde görev yaptım. 7 yıl boyunca eğer silahlı terör örgütü kurduğumu devlet fark etmemişse bu devletin kapatılması lazım'' şeklinde serzenişte bulunduğunu kaydetti.

cumhuriyet.com.tr

TBMM Cezaevleri Alt Komisyonu Başkanı ve AKP Çorum Milletvekili Murat Yıldırım ile komisyon üyesi 6 milletvekilinden oluşan heyetin Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki incelemeleri sona erdi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Cezaevleri Alt Komisyonu üyelerinin yaklaşık 9 buçuk saat süren ziyaretlerinin ardından, Komisyon Başkanı ve AKP Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Yıldırım, TBMM 23. dönemi ile 24. döneminde 30'a yakın cezaevinde incelemelerde bulunduklarını, bu cezaevlerinin askeri, sivil, çocuk ve yetişkinler olmak üzere birçok cezaevinden oluştuğunu ifade etti.

Bazı cezaevlerinde yoğunluk olduğunu belirten Yıldırım, burada saat 10.00'dan itibaren çalışmalara başladıklarını, öncelikle Cumhuriyet Başsavcısı, cezaevi savcıları ve idareyle bir toplantı yaptıklarını ve bilgi edindiklerini anlattı.

Yerleşke içerisinde 8 cezaevi bulunduğunu, bu cezaevlerinin hemen hemen hepsini gezdiklerini ve bazı koğuşlara girdiklerini dile getiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bazı Balyoz, Ergenekon ve Odatv sanıkları ve seçilen milletvekillerine de ziyarette bulunduk. Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Engin Alan, İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Alaaddin Sevinç, Yalçın Küçük, Müyesser Yıldız, Sedat Peker, Oğuz Bulut, Soner Yalçın ve Oktay Yıldırım'a ziyarette bulunduk. Bazı adli suçlarla ilgili koğuşlarda incelemelerde bulunduk.

Burada yoğunlukla ilgili ciddi bir şikayet yok. Yoğunluk da yok. Cezaevinin kapasitesi 11 bin 270 iken 8 bin 586 mevcut bulunmaktadır. Ancak bazı yerlerde su sıkıntısının olduğunu belirttiler ve yemeklerin de fazla yağlı olduğu yönünde şikayetler alındı.''

''En çok yargıyla ilgili şikayetleri var''


Yıldırım, yargılamaların devam ettiğini hatırlatırken, ''En çok da Balyoz sanıklarının, Ergenekon ve Odatv sanıklarının yargıyla ilgili şikayetleri var ve tutukluluk sürelerinin uzun olmasından kaynaklanan bir durumu dile getirdiler. Bu da yargının işi'' dedi.

Komisyon olarak buradaki incelemelerinde fiziki şartlarla ilgili durumu gündeme getirdiklerini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

''Gördüğümüz kadarıyla da eksik olan şeyleri var. Su sıkıntısı ve yemeklerle ilgili durumu idareye bildirdik. Bunların en kısa zamanda çözüme kavuşturulması yönünde gerekeni söyledik. Orada yargıyla ilgili bayağı serzenişleri var. Biz, yargıyı bağımsız olarak görüyoruz. Biz, bunları rapor olarak hazırlayacağız. Alt Komisyon, daha sonra Üst Komisyon'a raporu sunduktan sonra, ilgili kurum ve kuruluşlara da bildirmiş olacağız. Burada, Adalet Bakanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na, Milli Savunma Bakanlığı'na... Bu raporu da yine kamuoyuyla paylaşmış olacağız.''

Tecrit sorunu

Sedat Peker'i ziyaretlerine ilişkin bir soru üzerine, ''Koğuşlara sıradan girdiğimiz için ona denk geldi'' yanıtını veren Yıldırım, bazı koğuşlarda, sohbet haklarının yerine getirilmesi yönünde talepler bulunduğunu, bunu idareye bildirdiklerini belirtti.

Komisyon Üyesi ve CHP Sivas Milletvekili Özdemir de tutuklu ve hükümlülerin tecritten çok yoğun şikayeti olduğunu bildirerek, ''Müyesser (Yıldız) Hanım bulunmadı ama Mustafa Balbay ve diğerleri ciddi anlamda bir tecritle karşı karşıya kaldığını söyledi'' dedi.
Özdemir, bugünün 11 Haziran olduğunu hatırlatarak, içeride 3 tutuklu milletvekili bulunduğunu ve milletvekili seçilmelerinin üzerinden tam 1 yıl geçtiğini ifade etti.
Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir başka ifadeyle milli iradenin, tam 1 yıldır tutuklu olduğu bir günde, biz Silivri Cezaevi'ni ziyaret ettik. Geçen hafta, yine aynı komisyon Mardin Cezaevi'ni ziyaret etti. Orada da KCK Davası'ndan tutuklu 2 milletvekilini ziyaret etmiştik. Bunları raporumuzda söyleyeceğiz.

Eski Genelkurmay Başkanı açıkça şunu ifade etti; (Ben 2002 yılında orgeneral oldum. 7 yıl boyunca devlette en düzeylerde görev yaptım. Genelkurmay Başkanlığı yaptım. Bu görev sürem boyunca Sayın Başbakan'la haftada 1 kere olağan görüşmelerim vardı. Sayın Cumhurbaşkanı'yla aylık görüşmelerimiz oluyordu. Ama şimdi, geldiğimiz noktada benim bir yasadışı silahlı terör örgütü kurduğum söyleniyor. 7 yıl boyunca eğer silahlı terör örgütü kurduğumu devlet fark etmemişse, bu devletin kapatılması lazım) diye bir serzenişte bulundu. Gerçekte, içeride Balyoz davasından olsun, Ergenekon davasından olsun görüştüğümüz tutuklu ve hükümlülerin hepsi Türkiye'de adaleti arıyorlar, Türkiye'de giderek adaletin kaybolduğunu, adalete olan güvenin kaybolduğunu ifade etmek istiyorlar.''

İçeride, özel yetkili mahkemeler konusunda hükümetin yeni bir uygulama yapacağı umudu bulunduğunu söyleyen Özdemir, bu görüşmeden sonra sizden duyuyoruz. Herhalde bu gelişmeler içeridekilerin moralini bir kere daha bozmuştur diye düşünüyorum'' dedi.

''Çok büyük haksızlıklar yapıldığını görüyorum''

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de, son zamanda gezdikleri bütün cezaevlerinde karşı karşıya kaldıkları en önemli cezaevi sorununun cezaevinin kendisi ve onun arkasındaki özel yetkili ağır ceza mahkemesi savcılıklarının ve mahkemelerinin sürdürdükleri kovuşturmalar ve tutuklama kararları olduğunu belirterek, bunların haklılığına dair son derece derin şüpheleri bulunduğunu söyledi.

Kürkçü, ''Ben çok büyük haksızlıklar yapıldığını görüyorum. Burada, cezaevinde kalan tutuklularla siyasi kanaatlerimizi bağdaşmayabilir ama adalet sadece siyasi kanaatlerimizin bağdaştıklarına lazım değil, herkese lazım. O nedenle burada nasıl KCK tutukluları için adil yargılama olduğundan derin şüphelerimiz varsa, ağır bir haksızlık silsilesiyle karşı karşıya kalındığını düşünüyorsak, burada da bunu doğrulayacak çok fazla şikayet dinledik'' diye konuştu.

Dosyalara tamamen hakim olmadıklarını belirten Kürkçü, şunları kaydetti:
''Çok fazla şikayet dinledik. Tabii ki dosyalara tamamen hakim değiliz. Başbakan'ın söyledikleri, bizim söylediklerimizden daha ağır. Bunların birer canavar haline geldiklerini söylediğine göre, canavar Başbakan'a kadar uzanmışsa, geri kalan herkesi yutmuş demektir. Burada bunun sonuçlarını, sendromunu görüyoruz. Tutuksuz yargılamanın bir an önce, uzayan bu davalarda, mutlaka gündeme gelmesi için bir tedbir alınmasını istiyoruz. Çeşitli partilerden arkadaşlar olarak buradayız. Bizim bir şey sormamıza gerek kalmadan insanlar ifade edebilecekleri ve etmek istedikleri en önemli dertleri, kendi yargılama koşullarının adil olmayışına dair düşüncelerini duyuramadıklarıdır. Yani bunu duyurmak istiyorlar. O yüzden de, 'aksi ispat edilene kadar herkes masumdur' ilkesinin, masumiyet karinesinin kendi koşullarında gerçekleşmediğini söylüyorlar. Engin Alan da bunu söyledi. Üstelik kendisi hakkındaki efsaneyi de çürüttü, (Ben, Başbakan'la münakaşa içinde olduğumdan tutuklanmış değilim, bir münakaşa da etmedik kendisiyle, tutuklanma sebebimin bununla ilgisi yoktur) dedi.''

Kürkçü, bu insanların tutuklu yargılanmaları için elle tutulur bir sebep olmadığına dair inançlarının pekiştiğini sözlerine ekledi.

İlker Başbuğ

TBMM Cezaevleri Alt Komisyonu üyesi ve CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, Silivri Cezaevi'ni ziyaretleri sırasında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un , ''Ben 2002 yılında orgeneral oldum. 7 yıl boyunca devlette en üst düzeylerde görev yaptım. 7 yıl boyunca eğer silahlı terör örgütü kurduğumu devlet fark etmemişse bu devletin kapatılması lazım'' şeklinde serzenişte bulunduğunu kaydetti.