Başbuğ'dan sert mesajlar
Genelkurmay Başkanlığı görevini devir teslim töreniyle Orgeneral Yaşar Büyükanıt'tan devralan Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye'nin laik ve ulus devlet yapısına vurgu yaptı. Etnik milliyetçiliğe dayalı bölücü faliyetlere de yer verdiği konuşmasında Başbuğ sert açıklamalarıyla dikkat çekti.
cumhuriyet.com.trGenelkurmay Başkanlığı görevini Orgeneral Yaşar Büyükanıt'tan devralan Orgeneral İlker Başbuğ, konuşmasında, ''Irak Merkezi Yönetiminin ve şu anda Irak'ın kuzeyinde bulunan Bölgesel Yönetim'in, bu bölgedeki terör unsurlarına karşı etkin yaptırımlarda bulunmasını beklemekteyiz'' dedi.
Irak'ta bugüne kadar oluşan ve gelecekte oluşabilecek gelişmelerin, Türkiye'nin güvenliğini önemli boyutlarda etkilediğini ve etkilemeye de devam edeceğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Bu nedenle Irak'la ilgili sorunların her zaman yönetilebilecek seviyede tutulması çok önemlidir. Bunun için de devletin ilgili kurum ve kuruluşları arasında görüş birliğinin ve koordinasyonun sağlanması zorunludur'' dedi.
Türkiye'nin Irak'a ilişkin öncelikli hedefinin; Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün korunması olduğunu kaydeden Orgeneral Başbuğ, bütünlüğünü koruyamamış Irak'tan en çok zarar görecek ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini söyledi.
Irak'taki mücadelenin temelini, politik gücün ve Irak'ın gelir kaynaklarının paylaşımının oluşturduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Irak'ın kuzeyindeki oluşum ise diğer bir gerçektir. Bu oluşum Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün aleyhine gelişmemelidir. Bu nedenle, başlangıçtan itibaren savunduğumuz gibi, Kerkük'e özel bir statü verilmesi çok önemlidir. Aksi durumlar herkes için Irak'taki durumu daha da içinden çıkılmaz bir duruma getirebilir.
Böyle bir durumda, Irak'taki soydaşlarımız olan Türkmenlerin çatışan taraflardan biri haline gelmesi Türkiye için diğer bir endişe kaynağıdır.
Bölücü terör örgütünün, Irak'ın kuzeyinde barınması ve bu bölgeden beslenmesi, Irak'a ilişkin bir diğer önemli sorunu oluşturmaktadır. Irak Merkezi Yönetiminin ve şu anda Irak'ın kuzeyinde bulunan Bölgesel Yönetimin, bu bölgedeki terör unsurlarına karşı etkin yaptırımlarda bulunmasını beklemekteyiz. Bölgenin güvenliği ve huzuru bu beklentinin karşılanmasını zorunlu kılmaktadır.''
Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü mensuplarına karşı Aralık 2007'den beri, TSK'nın çok etkin hava ve kara operasyonları düzenlediğini belirten Orgeneral Başbuğ, ''Bu operasyonların icrası öncesi ve icrası esnasındaki, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ABD Silahlı Kuvvetleri arasındaki işbirliği ve anlayış mükemmel seviyededir. Bu nedenle, önemli görevlerimizden birisi de bu işbirliğinin korunmasıdır'' diye konuştu.
Türk Amerikan ilişkilerinin iki ülkenin ortak değerleri üzerine inşa edildiğini, köklü ve tarihi olduğunu söyleyen Orgeneral Başbuğ, bugün bu ilişkilerin, iki ülke için her zaman olduğundan çok daha önemli olduğunu kaydetti. Orgeneral Başbuğ, ''Türkiye'nin ABD ile olan ilişkileri, belirli bir konuya bağlanamayacak kadar geniş ve kapsamlıdır'' dedi.
Kıbrıs sorunu
Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güvenliklerini de ilgilendiren ulusal bir sorun olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, ''Kıbrıs sorununa, Birleşmiş Milletler çerçevesinde bütünlüklü müzakereler yoluyla, kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasının elbette istenilen bir husus olduğunu'' söyledi.
Orgeneral Başbuğ, ''Gerçekten Kıbrıs sorununa kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması isteniyorsa herkes tarafından; ilk önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 1959/60 anlaşmalarına dayalı '1960 Kıbrıs Cumhuriyeti' olmadığı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir gerçek olduğu, eşit ve egemen şekilde Kıbrıs Türk Halkının ve Garantör Devlet olarak Türkiye'nin kabul edebileceği bir çözüm ortaya konulmadan, sorunun çözülemeyeceğinin kabul edilmesi gerekir'' diye konuştu.
TSK'nın Cumhuriyet tarihinde her zaman çağdaşlığın ve ilericiliğin simgesi ve destekleyicisi olduğunun altını çizen Orgeneral Başbuğ, ''Bu süreçte AB'den beklentimiz Türkiye'ye diğer ülkelere olduğu gibi eşit davranılması ve Türkiye'den ulus devlet ve üniter devlet yapısını zayıflatabilecek isteklerde bulunulmamasıdır'' dedi.
Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmeyen bir AB'nin özellikle Orta Doğu ve Kafkaslar bölgeleri üzerindeki etkisinin Balkanlarda biteceğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin coğrafi olarak nerede olduğu kadar ne olduğu da önemli olduğunu belirterek Türkiye'nin bölgedeki en güçlü demokratik ve laik rejime sahip olan ülke olduğuna dikkati çekti.
Orgeneral Başbuğ şunları kaydetti:
''Buraya kadar ifade etmeye çalıştığım bütün bu düşünceler çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin sahip olacağı güvenlik stratejisinin dört temel dayanağı olmalıdır. Bunlar;
- Ülkenin toprak bütünlüğüne, ulusal birliğine ve Cumhuriyetin temel niteliklerinin devamlılığına yönelik risk ve tehditlere karşı gerekli tedbirlerin alınması,
- Çevremizde olabilecek simetrik risk ve tehditlere karşı ve yaşadığımız coğrafyada Lozan Andlaşması ile kurulan mevcut dengeleri ve ulusal menfaatleri korumak için caydırıcı bir gücün varlığı,
- Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin sağlanması ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki ulusal menfaatlerinin ve güvenliğinin temel noktalarını oluşturan hak ve menfaatlerinin korunması,
- Uluslararası terörün Türkiye'deki faaliyetlerinin ve ülke dışındaki menfaatlere zarar vermesinin önlenmesi ve BM ya da NATO şemsiyesi altında alınabilecek barışı koruma görevlerine hazır olunmasıdır.''
Dünyanın kolaylıkla daha büyük boyutlarda bir savaş alanına dönüşebileceğinin unutulmaması gerektiğini belirten Orgeneral Başbuğ sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu güzel gezegen yapılan yanlış hesaplar ve ihtiraslar nedeniyle zarar görebilir. Ne var ki akıl, bilim ve teknolojik gelişmeler dünyayı savaş alanı değil, barış ortamı yapmaya yetmiyorsa, insanlığı ilerlemiş kabul edebilir miyiz?
Bu nedenlerle; ülkemizin güvenlik stratejisinin uygulanmasında bel kemiğini oluşturan Türk Silahlı Kuvvetlerinin, simetrik (konvansiyonel) harekat ile asimetrik harekatı, her üç kuvvetin müştereken birlikte icra edebileceği, modernize edilerek küçültülmüş ancak daha nitelikli ve beka kabiliyeti yüksek, modüler, esnek ve her türlü ortamda kesintisiz görev yapabilecek caydırıcı bir kuvvet yapısına sahip olması her zaman dikkate aldığımız bir hedeftir.''
Devir teslim
Genelkurmay Başkanlığı görevini teslim aldığı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı askerlik mesleğine ilk adımını attığı günden beri tanıdığını belirten Orgeneral Başbuğ, ''Bu görevi kendisinden almaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Sayın Komutanım, özellikle komutanlığınız döneminde, bölücü terörle mücadele konusunda gösterilen kararlılık ve tüm güvenlik güçlerince yapılan başarılı harekat ile ulaşılan nokta her türlü takdirin üzerindedir. Türk Silahlı Kuvvetlerine vermiş olduğunuz çok değerli hizmetler daima şükranla anılacaktır'' diye konuştu.
Orduların temelde gücünü silahtan aldığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, Türk Ordusunun ise gücünün kaynağını ulusunun güven ve sevgisinden, halkının yüreğinden aldığını söyledi.
Türk Ordusunun bu niteliğinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde tarihsel ve sosyal olarak biçimlenen kopmaz bağlarla perçinlendiğini vurgulayan Orgeneral Başbuğ, Türk Ordusu'nda vazife, onur ve vatanın her şeyin üzerinde olduğunu kaydetti.
Orgeneral Başbuğ, ''Türk Ordusu'nun karakterinin temelini ise gururu, gücü, ilkeleri ve halkıyla kurduğu bağ belirler. Unutulmamalıdır ki Türk Ordusu'nun ve Türk Ulusunun Ebedi Başkomutanı ve Lideri, Mustafa Kemal Atatürk'tür. O'nun yarattığı 'Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin ışığı her zaman yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir'' diye konuştu.
Tören
Genelkurmay Başkanlığı Karargah Binası'nda gerçekleştirilen törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Eski Genelkurmay Başkanlarından emekli Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Aslan Güner, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, MGK Genel Sekreteri Tahsin Burcuoğlu, MİT Müsteşarı Emre Taner, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Valisi Kemal Önal, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, NATO Askeri Komite Başkanı Oramiral Giampaolo Di Paola, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören ile emekli orgeneraller, üst düzey komutanlar ve eşleri, bazı bürokratlar, Orgeneral Büyükanıt ve Orgeneral Başbuğ'un ailesi ve yakınları katıldı.
Törene, CHP Genel Merkezi Basın Birimi'nce katılacağı bildirilen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın programa geç kalması nedeniyle katılamadığı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Gül, Komutanlık Karargahı'na gelişinde, Orgeneral Büyükanıt tarafından törenle karşılandı. Genelkurmay Başkanlığı Karagah Binası'nda gerçekleştirilen tören İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.Törende Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın özgeçmişi ve emeklilik kararnamesi ile Genelkurmay Başkanlığı'na atanan Orgeneral İlker Başbuğ'un atanma kararnamesi ve öz geçmişi okundu. Orgeneral Büyükanıt, konuşmasının ardından, Orgeneral Başbuğ'a Genelkurmay Başkanlığı Birlik Sembolü'nü taktı. Orgeneral Başbuğ tarafından da Orgeneral Büyükanıt'a Genelkurmay Başkanlığı Forsu ve Şildi takdim edildi.
Büyükanıt'a Şeref Madalyası
Orgeneral Başbuğ'un konuşmasının ardından Orgeneral Büyükanıt'a tevcih edilen Devlet Şeref Madalyası Beratı okundu ve Cumhurbaşkanı Gül tarafından Orgeneral Büyükanıt'a madalya ve beratı verildi.
Tören, Orgeneral Büyükanıt ve Orgeneral Başbuğ'un davetliler tarafından tebrik edilmesiyle sona erdi.