Başbuğ Yüce Divan'da yargılanmalı
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini belirterek, "Anayasa'da Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutlarının Yüce Divan'da yargılanması gerektiği ifade ediyor" dedi.
cumhuriyet.com.trTBMM'de basın toplantısı düzenleyen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasını değerlendirdi.
Söz konusu tutuklamaları, "Terörle mücadele edenlerin itibarsızlaştırılmasına yönelik kullanılması" olarak değerlendiren Vural, şöyle dedi:
"Bu süreç terörle mücadelede etkin olan kimi insanların kuru yaş ayıklanmadan bu süreçte yer almalarının temin edilmesi, temin edilmiş ve bu süreçler sonucunda terörle mücadele siyasi meşruiyet, hukuki meşruiyet dışına çıkarılmak istenmiştir. İlker Başbuğ'un tutuklanması daha önce ifade ettiğim süreçlerin bir devamıdır."
"İlker Başbuğ'un tutuklanmasının demokrasinin zafer günü gibi nitelendirilmesi ve bu yargı süreçlerinin aslında demokrat anti demokrat bir siyasal fay hattından siyasi rant elde etme amacının sonucudur" diyen Vural, "Böylelikle yine anti demokratik davranışları olan AKP'nin sorgulanması imkanı bu şekilde ortadan kaldırılmış ve bu süreç bu amaçla kullanılmıştır. Bu tutuklamanın siyasal anlamıyla çıkardığı sonuçlardan biri TSK'nın topyekün hedef alındığını ortaya koymuştur" ifadesini kullandı.
İlker Başbuğ'un terör örgütü kurmaktan dolayı tutuklandığını ifade eden Vural, Başbuğ'un, terörle mücadelede etkin olmak için Kandil'in temizlenmesi gerektiğine ilişkin sözlerini hatırlattı.
Tutuklanma sonrası çıkan tablodan bahseden Vural, "Yargı sürecinin siyasallaştığını siyasal etkiler içinde kalabildiğini ve yönlendirebildiğini ifade eden görüşlerin yerleştiği görülmekte" yorumunu yaptı.
timsah gözyaşları
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması sonrası AKP'li bazı bakanların değerlendirmelerini hatırlatan Vural, "Timsal gözyaşları" benzetmesi yaparak şöyle devam etti:
"Başbuğ'un tutuklanması süreci sonrası AKP'li bazı bakanlar başta ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere 'üzüntülüyüz' ifadeleri tipik bir şekilde timsah gözyaşından başka anlam taşımamaktadır."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın MHP'ye yönelik sözlerini de eleştiren Vural, "İmralı'daki Öcalanla yüzde 90 yüzde 95 mutabakata vardığınız görüşler neyi ifade etmektedir. Raydan çıkmış bir Bülent Arınç ki onun amcası büyük hizmetler verdi Devlet Demir Yollarında yani bir treni rayında tutmak için görevlendirilmiş bir amcası bugün raydan çıkmış Bülent Arınç'ın Türk milletini rayından çıkma gayretlerini ibretle algılıyordur" diye konuştu.
Vural, "Zana'nın kabından su içip Demirtaş ile aynı türküleri çığıran Bülent Arınç'ın gittiği yolun önünü kesmeye MHP olarak kararlıyız" dedi.
Sorular
Bir basın mensubunun, "Eski Genelkurmay Başkanı'nın Yüce Divan'da yargılanmasına yönelik görüşler var ne diyorsunuz" sorusuna Vural, şu yanıtı verdi:
"Anayasa'da Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutlarının Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini ifade ediyor. Bu doğrudan doğruya yargı süreçlerine siyasal bir müdahale olduğunun açık ve net bir tarifidir. Dolayısıyla tabi mahkemeler devri bitmiştir. Bu yönüyle tabi bir mahkeme olarak Yüce Divan'da Anayasa Mahkemesi'nde yargılanması gereken bir şahsiyetin açıkçası özel yetkili bir mahkemede yargılanması bu süreçlerde tabi mahkeme ve tabi hakim ilkesinden uzaklaşıldığını ve bu süreçlerin de siyasal amaçlar için yönlendirildiğini açık bir delilidir.
Eğer bu süreç içerisinde Anayasa'da yazılan Yüce Divan yerine özel yetkili mahkemelerde yargılanma hususu gerçekten hukuktan ve yargıdan dönmediği takdirde bu yönüyle bakıldığı zaman özel yetkili mahkemelerin tamamen bu işleri birtakım etkilerle kararlaştırdığı kanaati derinleştirir. Şüphesiz bu değerlendirmeler yargının siyasallaşma yolundaki kanaatlerinde güçlenmesine yol açacaktır."
Danışmanlar
Vural, "Sayın Meclis Başkanı'nın 87 danışmanı olmasına rağmen 8 aydır danışmadığına dair bir değerlendirmesi var, ne diyorsunuz" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi:
"Adı üstünde 'danış'ma demişler. Danışmamak için atamışlar. Zannederim bununla ilgili bir sınırlama getirdik son kanunla. Mevcut Genel Sekreterlik Kanununda bir sınırlandırma yapıldı. Sayın Meclis Başkanı'nın yakınması son derece doğrudur. Umarım bu sonuca yol açan bundan önceki Meclis başkanları Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin elinizi vicdanınaz koyun. Hangi makam ve mevkileri kimin için hangi subjektif menfaatleriniz için bu makam ve mevkileri kullandınız. Sayın Cemil Çiçek'in bu değerlendirmesi aynı zamanda bu makam ve mevkileri dolduran daha önceki Meclis başkanlarına yapılan bir gönderme olduğu gayet açık ve nettir."