Başbuğ tek kişilik koğuşta kalıyor!
İnternet andıcı soruşturması kapsamında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, yerleştirildiği Silivri 5 nolu cezaevinde tek kişilik geçici koğuşta kaldığı öğrenildi.
cumhuriyet.com.trBaşbuğ'un avukatı olan İlkay Sezer, Başbuğ'u oğlu ve kızının ziyarete geldiğini söyledi.
İlkay, Başbuğ'un psikolojik durumunun gayet iyi olduğunu belirtirken, mahkemenin Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması için yaza yazma kararı aldığı ilk gün kendisini arayarak, "Savcılara ilk fırsatta gelip ifade vermek isteğimi söyle" dediğini ifade etti.
"Tutukluluğuna itiraz edeceğiz"
Müvekkili Başbuğ'un İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesince tutuklanmasının ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde gazetecilere açıklama yapan avukat Sezer, müvekkiline, cebir ve şiddete dayalı bir eylem sorulmadığını düşündüğünü kaydetti.
Avukat Sezer, şöyle devam etti:
''(Başbuğ), 'İnternet siteleri ve basın açıklamalarıyla mı ben bu suçu işledim' diye düşünüyor. 700 bin kişilik orduya komuta etmiş, Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı, bu suçlamanın çok ağır bir suçlama olduğunu düşünüyor. Yıllarca beraber çalıştığı, kendisini atayan ve normal emeklilik süresine kadar görevde kalmasında bir sakınca görmeyen hükümetin, ki yaklaşık 7 yıllık bir çalışma süresi var, çeşitli görevlerde, onların görmediği bir suçu ve eylemi 30 Aralık 2011 günü mahkemenin yapmış olduğu suç duyurusuyla, pazartesiden itibaren 4 gün içinde Cumhuriyet Savcısının tutuklamayı gerektirir bir soruşturmaya dönüştürmüş olmasını da şaşkınlıkla karşıladık.''
Bir gazetecinin, ''İnternet andıcı belgesiyle ilgili 'K.arz' hususu soruldu mu, görmüş mü?'' şeklindeki sorusu üzerine Sezer, ''Tabii, bunlar beklenen şeylerdi zaten. Bu konuda kısıtlama kararı var. Yani bununla ilgili çok net, çok açık, sayfalarca süren açıklamalarda bulundu. Ama savcı bey böyle takdir etti'' dedi.
Gazetecilerin, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı olayından bahsetti mi?'' sorusuna karşılık da Sezer, ''Ben, o davanın duruşmalarına da katılıyorum. O dosyada andıçla ilgili, Milli Savunma Bakanının onayından zaten bahsedilmiyor. Böyle bir şey yok. İnternet hizmeti alınmasıyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığının bilgisi olduğu söyleniyor. Onun haricinde bir şey yok'' ifadesini kullandı.
Avukat İlkay Sezer, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı, maalesef Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yönelik suçlamayla ve terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tutuklanmış bulunmaktadır'' dedi.
Bir gazetecinin, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı soruldu mu?'' sorusunu da Sezer, şöyle yanıtladı:
''Şimdi onun sorulması normaldir. Yani dosyada zaten o var. Ama bunun müvekkille ilişkilendirilebilecek hiçbir tarafı yok. Dava dosyasında da bu yok. En son yapılan 29 Aralık 2011 tarihli duruşma tutanaklarını okursanız, müvekkilin bu belgelerde neresinde imzası var, neresinde onayı var, çok ciddi beyanlar var, beyanlarına itibar edilen ve tutuksuz yargılanan bir binbaşımız var. Kimse 'ben imzasını gördüm' demedi ki. Hatta duruşma savcısı da 'Ben kendisinin imzasını hiçbir yerde görmedim' dedi. Bu haldeyken, suçlama bu şekilde.''
''50 civarında soru soruldu''
Savcılığa ifade veren müvekkili İlker Başbuğ'a 50 civarında soru sorulduğunu anlatan Sezer, gazetecilerin yeniden sorduğu, ''Komutana arz'' meselesine ilişkin de ''Onu gayet açık bir şekilde kendisi söyledi'' diye konuştu.
Avukat Sezer, ''Başbuğ'un moralinin nasıl olduğu?'' sorusuna karşılık da ''Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı olarak, hakkında böyle bir tedbir uygulanan ilk genelkurmay başkanı. Çok ağır bir suçlama olduğunu, bu haliyle kabul edilemez olduğunu, biraz önce duruşmada hakim beye de söyledi'' ifadesini kullandı.
Bir gazetecinin, ''Böyle bir şey olacağını düşünüyor muydu, aklında böyle bir şey var mıydı?'' diye sorduğu Sezer, şunları söyledi:
''Bu kadar yıllık devlet tecrübesine sahip birisinin, hakkında ne şekilde karar alınabileceğine dair olasılıkları düşünmemesi mümkün değil. Ama buna rağmen müvekkilim, pazartesi günü benden, buraya gelip Cumhuriyet Savcılığıyla, gelişine ilişkin konuyu koordine etmemi istedi. Kesinlikle bu soruşturmayla ilgili ifade verip vermeme konusunda bir tereddütü olmadı. Nitekim biz geldiğimizde soruşturma savcılığı zaten gününü belirlemişti, günü öğrendik ve başka bir davete de aslında gerek olmaksızın bugün öğleden sonra buraya geldik.''
''Kağıt parçası ve 'boru' sözlerinden pişman mı?''
Avukat İlkay Sezer, bir gazetecinin, ''Siz müvekkilinizle konuşmuşsunuzdur. Geçmişe dair sözleriyle ilgili çok eleştiride bulunuldu sayın Başbuğ'a. Bununla ilgili bir şey söyledi mi size? İşte, 'kağıt parçasıdır, borudur', bir pişmanlığı var mı acaba?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''O konularla ilgili kendisine sorulan sorulara samimiyetle cevap verdi. Neden bunları söylediğini, gerekçesinin ne olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri komutanı olması sebebiyle emir komuta ettiği insanların psikolojik yapısını bildiğini, bunlarla ilgili iyi niyetli yapılmış açıklamalar olduğunu, hepsini tek tek söyledi. Burada başka bir amacın olmadığını söyledi. Ben de cebir ve şiddete dayalı bir soru sorulduğunu hatırlamıyorum.''
Bir basın mensubunun, ''Kendi arkadaşlarının bazı suçlamaları olmuştu. Dursun Çiçek ve diğer bazı komutanlar olsun...'' şeklinde soru sorduğu sırada araya giren avukat Sezer, ''O sizin iddianız. Duruşma tutanaklarını okursanız, en son 29 Aralık tarihli duruşmaya gelen arkadaşlarımız, orada hiç kimse, 'ben imzasını gördüm' demedi. Hal böyleyken bu şekilde anlaşılması yanlış olur'' dedi.
Avukat Sezer, müvekkili Başbuğ'un tutukluluğuna itiraz edeceklerini de sözlerine ekledi.
İLGİLİ HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ;