'Başbakan'ın başına oruç vurmuş'

Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Aydın Doğan’a yönelik sözlerini, “Başbakan oruç başına vurmuş olacak ki herkesle kavga ediyor, Erdoğan’ın Doğan Grubu’na yönelik saldırılarının kabul edilecek yönü yoktur” şeklinde değerlendirdi.

'Erdoğan'ın korkusunun nedenini göreceğiz'

Erdoğan’ın Doğan Grubu’na yönelik ‘saldırıları’nın kabul edilecek tarafı olmadığını da dile getiren Genç, basının devlet gücü kullanılarak susturulmaya çalışıldığını savundu. Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar nedeniyle, Doğan Grubu’nun tazminat davası açması gerektiğini kaydeden Genç, Başbakan’ın Deniz Feneri’nin paraları söz konusu olduğunda bundan çekindiğini ve üzerine gidilmesinden korktuğunu öne sürdü. Genç, “korkusunun nedenini zaman içinde göreceğiz” dedi.

'Milli Eğitim bakanı görevini yapsın'

Genç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığı’nca bastırılan 'Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 12' ders kitabının Alevilik-Bektaşilik bölümünde yer alan Cem töreniyle ilgili fotoğrafı eleştirdi. Kitapta, Cem töreni adı altında Tunceli’nin Pülümür İlçesinde, stadyumda çocukların yaptığı folklor gösterisinin fotoğrafının kullanıldığını belirten Genç, “Bu ya Aleviliği kötülemek ya da bilmemekten kaynaklanıyor” dedi.

Ders kitabında Alevilikle ilgili bilgilerin de kısa ve anlaşılmaz olduğunu kaydeden Genç, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarının Anayasa’nın 24’ncü maddesine uygun olması ve sadece Hanefi mezhebinin din dersinde öğretilmemesi gerektiğini kaydetti. Din dersinde bütün dinlerin öğretilmesi gerektiği yolunda Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının bulunduğunu söyleyen Genç, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının Anayasa’nın 24’ncü maddesine uygun hazırlanması konusunda görevini yapmaya çağırdı.

'Geçmiş olsun'

Kamer Genç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Söğüt’teki birlik ve beraberlik çağrısını da değerlendirerek şunları söyledi: “Rektörlük makamına Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını hiçe sayan kişileri atayacaksın, devlet üniversitelerini tarikat yuvası haline getireceksin. Refah Partisi kapatıldığı zaman trilyonların kimlerin zimmetine geçtiğini Abdullah Gül biliyor, bunları söylemeyeceksin. İşleri devletin birlik ve bütünlüğünü koruyacak nitelikteki işlemlere uygun olarak yapmayacaksın. Devleti kendi kafandaki şeriat düzenine uygun yönlendirme içine sokacaksın, ondan sonra çıkıp birlik ve bütünlükten bahsedeceksin. Bu, insanlara yakışmayan bir davranıştır. Atatürk'ün kurduğu laik düzen, maalesef 'geçmiş olsun' diyecek bir duruma gelmiştir.”