Başbakan'dan CHP'ye çağrı
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesi önerisine de Bingöl'den yanıt verdi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül 2010 tarihine kadar 36 ilde gerçekleştireceği referandum mitinglerine Bingöl'den start verdi. Bingöl'ün en büyük meydanı olan PTT Kavşağı'nda Başbakan'ın gelişi öncesi onbinlerce kişi toplandı. Erdoğan 11.00'de başlaması planlanan mitinge yaklaşık bir buçuk saatlik bir gecikmeyle katıldı. Alkışlar ve sloganlar arasında kürsüye çıkan Erdoğan, Bingöllülerden referandumda evet oyu vermelerini istemeden önce ilk miting için Bingöl'ü seçmelerinin nedenini açıkladı. Erdoğan "Bingöl'ü seçmemiz bir tesadüf değil, Bingöl'le başlamamız bir rastlantı değil. Bingöl 1982 yılında yapılan ilk halk oylamasında, darbe oylamasında en yüksek oyla karşı çıkan ilimiz oldu. Bingöl, 2007 halk oylamasında Anayasa değişikliğine yüzde 95,8 oy oranıyla "Evet" diyerek en ön sırada yer aldı. Bingöl AK Parti'yi yüzde 71.71 gibi bir oy oranıyla bağrına bastı. İşte onun için "Bingöl" diyoruz. İşte o yüzden millet iradesine sımsıkı sarılan Bingöl'den "Evet" diyoruz" sözleriyle miting alanında yurttaşa seslendi. Erdoğan Bingöllüler'e "Ben Bingöl'den evet beklemiyorum. Bir kez daha rekor bekliyorum" sözleriyle referandumda destek istedi.
Çaldıkları minareye kılıf bulamıyorlar
Başbakan Erdoğan konuşması esnasında "Hayır" kampanyası yürüten muhalefet partilerine de sık sık yüklendi. Yıllardır darbe anayasası diyerek anayasadan şikayet edenlerin, değişikliğe yanaşmadığına vurgu yapan Erdoğan şunları söyledi:
"Yıllardır Anayasa'yı değiştirmek isteyenler, bu değişikliğe yanaşmadı. Yıllardır 12 Eylül Anayasası'ndan şikayet eden MHP bu değişikliğe yanaşmadı. Anayasa'yı eleştiren, parti kapatmaların mağduru olduğunu söyleyen BDP, bu değişikliğe yanaşmadı. Allah aşkına soruyorum, siz bunların herhangi bir konuda aynı safta buluştuğunu gördünüz mü? Siz bunların milletin hayrına olan bir konuda bir araya geldiklerini gördünüz mü? Siz bunların milletin derdine derman olacak bir konuda bir araya geldiklerini gördünüz mü? Bunlar milletin hayrına olan bir konuda bir araya gelmezler. Sadece 'Hayır' oyu vermek için bir araya geliyorlar. Bunlar, özgürlüğe, demokrasiye, çocuk haklarına 'Hayır' diyorlar. Milletin projesine 'Hayır' diyor, darbe Anayasası'na 'Evet' diyor. Bunlar hukukun üstünlüğüne 'Hayır' diyor. Burada ittifak ediyorlar. Bunlar, çetelerle mücadeleye 'Hayır' diyorlar. Çetelerin avukatlığını yapıyorlar. Büyük Türkiye'ye, Türkiye'nin kalkınmasına, güçlenmesine 'Hayır' diyorlar. Bunlar statükonun devamı için aynı noktada buluşuyorlar. Bu partilere önceki dönemlerde destek verenlerin bu tablodan rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Neden 'Hayır' dediklerinin gerekçesini bile bulamıyorlar. Çaldıkları minareye kılıf uyduramıyorlar. Kendi arkadaşlarını, kendilerini tatmin edecek gerekçe bile üretebilmiş değiller. TBMM'de bile cesaretle 'Hayır' diyemediler. Arkadaşlarının oy kullanmasına bile izin vermediler, 'Olur ki arkadaşım (Evet) verir' diye korktular. Kendileri Meclis'te 'Hayır' demekten korktular, şimdi milletin 'Hayır' demesini istiyorlar. Bu halka saygısızlık değil mi? Sen milletin vekilisin. Millet dedi ki, 'Benim adıma oy kullan', neden kullanmadın? Milletimiz 12 Eylül'de bunları sandığa 'Evet' ile gömecek."
CHP'ye çağrı
Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesi önerisine de Bingöl'den yanıt verdi. "Bir yandan '12 Eylül mağduruyuz' diyorlar, 12 Eylül öncesi ülkeyi kan götüren çetelerin uzantılarıyla yaptığımız mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar" sözleriyle anamuhalefeti eleştiren Erdoğan "Şimdi TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesini hatırladılar. Ana muhalefete diyorum ki, 'Bunda samimi misiniz? Akşam yatarken başka, sabah kalkarken başka olmayacak değil mi?' diyorum. 'Gerekirse Meclis'i olağanüstü toplarız, gündeme alırız, 35. maddeyle ilgili yeni bir düzenleme yaparız' diyoruz, ana muhalefet, 'İktidar partisinin sayısı buna yeterli' diyorlar. Hadi uzlaşma yapalım. Uzlaşma istemiyorsan bunu iktidar yapar diyorsan o zaman senin aklına ihtiyacım yok. Vakti geldiği zaman yaparız. Akılları karıştırma, önümüzde Anayasa değişikliği var. Bunu halledelim. Ama sürekli yaptıkları iş, Anayasa'yı konuşmak değil. Meydanlarda konuşmuyorlar, başka şeyler konuşuyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ın adı neymiş. Onu söylüyorlar. Sen bilsen ne yazar, bilmesen ne yazar? Biz milletimizle beraberiz" diye konuştu.
Karlıova'da güneşin doğuşunu izletin
Muhalefete yönelik eleştirileri esnasında sözü sıklıkla yuhalamalar ve sloganlarla kesilen Erdoğan, kendisinin Başbakan olarak Bingöl'e yedinci ziyareti olduğunun altını çizdi. Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Bunları hiç buralarda gördünüz mü, geldiler mi? Halinizi, hatırınızı sordular mı? Derdinizi dinlediler mi? Gelmezler çünkü bunlar Anayasa Mahkemesi'ne gitmekten millet iradesini Anayasa Mahkemesi'ne taşımaktan millete gitmeye fırsat bulamıyorlar. Bunlar hakaret etmekten, sövmekten başka birşey bilmezler. Bu kardeşiniz bunların hakaretlerine bu dille cevap vermeyecek. Çünkü bizi milletimiz terbiye etti. Biz milletimizin ahlak değerleriyle hareket ediyoruz. Eğer olur ya, buraya gelirlerse onları alıp Karlıova'ya götürün. Orada güneşin o muhteşem doğuşunu seyretsinler. Belki ufukları açılır, zihinleri açılır da Türkiye'nin yeni bir Anayasa ile aydınlanmasına 'Evet' derler"
Aranan komutan karşılamaya gelmedi
Öte yandan Erdoğan Bingöl'den önce özel uçak "ANA" ile sabah saatlerinde Elazığ'a indi. Erdoğan'ı Elazığ Havaalanında, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Elazığ Valisi Muammer Erol ve diğer yetkililer karşıladı. Balyoz Planı" davası kapsamında hakkında yakalama kararı verilenlerden 8'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan, karşılamada yer almadı. Erdoğan geçen 8 Mart'ta Elazığ'da meydana gelen depremde gösterdikleri çaba nedeniyle kente ziyareti sırasında Korgeneral Özarslan'a sarılarak teşekkür etmişti.
BDP'liye polis engeli
Başbakan Erdoğan'ın mitingini protesto etmek isteyen bir grup BDP'li, Yenişehir Mahallesi Beşyol Kavşağı'nda toplandı. İnönü Caddesi üzerinden miting alanına doğru yola çıkan grup, Hükümet Konağı önünde polis tarafından durduruldu.
Polis ile bir süre tartışan partililer, kendi parti binaları önüne kadar yürüyeceklerini ve dağılacaklarını söylemesi üzerine, geçmelerine izin verildi. BDP İl Başkanı Halit Yurtsever, burada basın açıklaması yaptı.
BDP İl binasına doğru yolan çıkan partililer, Dörtyol Kavşağı'nda, üzerinde AKPi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın resimlerinin bulunduğu bir minibüsü taşlayarak, camını kırdı. BDP il binası önüne gelen grup, daha sonra dağıldı.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Birileri sinsi senaryolar yazarken, milletin iradesini gasp etmek için kirli ilişkiler içine girerken, biz çetelerle, mafyayla, her türlü, hukuk dışı örgütlenmeyle, şu boynumuzu asla bükmeden, asla geri adım atmadan mücadele ediyoruz'' dedi.
Erdoğan, Elazığ PTT Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmasına, ''Gaggoş, ağabey, kardeş demektir. Kendini bilen, yiğit delikanlı demektir. Adı aziz, toprağı aziz, insanı aziz, Elazığı'ın tüm gaggoşlarını muhabbetle selamlıyorum'' sözleriyle başladı.
AKP'nin hamurunu milletin yoğurduğunu ve milletin partisi olduğunu belirten Erdoğan, 7,5 yıldır, içerde dışarda, 81 vilayette, dünyanın her köşesinde, Türkiye'nin zenginliğini, milletin hakkını ve hukukunu muhafaza etmek ve onu daha da yüceltmek için mücadele verdiklerini söyledi.
''Siz bize destek verdiniz. Siz bu harekete umut verdiniz. Siz bizden hayır dualarınızı eksik etmediniz'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz de size mahcup olmamak için, sizin karşınızda başımızı öne eğmemek için gece demeden, gündüz demeden çalıştık, çalışıyoruz. Lütfet dikkat edin, birileri tam 7.5 yıldır laf üretirken, biz 81 vilayette eser üretiyoruz. Birileri sürekli iftira üretirken, yalan üretirken, çamur üretirken, hakaret yaparken, biz Türkiye'nin 781 bin kilometre karesinden hizmet üretiyoruz. Birileri sinsi senaryolar yazarken, milletin iradesini gasp etmek için kirli ilişkiler içine girerken, biz çetelerle, mafyayla, her türlü, hukuk dışı örgütlenmeyle, şu boynumuzu asla bükmeden, asla geri adım atmadan mücadele ediyoruz. Çünkü siz bize bir yetki verdiniz. Siz bize emanet verdiniz. Milletin emanetini milletten başka alacak yoktur. Milletin hür iradesini, seçimler yoluyla verdiği yetkiyi, milletten başka hiç kimse kullanamaz,. Hiç kimse kendisini milletin üzerinde göremez. Bazı zihniyetlerin bu millete nasıl bir gözle baktığını sizler, benim Elazığlı gaggoşlarım çok iyi biliyor. Bunlar milletime 'göbeğini kaşıyan adam' derler, bunlar milletime 'bidon kafalı' derler, bunlar milletimi cahil, kendilerini ise her şeyi bilir zannederler. İşte bizim mücadelemiz bu zihniyetle.''
Erdoğan, en başında yola çıkarken, ''Yeter söz de milletin, karar da milletin'' dediklerine ifade ederek, ''Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Bugün de son sözü millet söyler diyoruz. 7,5 yıldır söylediğimiz gibi bugün de söz de, karar da milletindir diyoruz'' şeklinde konuştu.
Bir şeye dikkat çekmek istediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
''Biz 22 Temmuz 2007 seçimlerine giderken yeni bir Anayasanın ne kadar büyük bir beklenti olduğunu vurguladık. Milli iradeyi daha da güçlendireceğiz dedik. Demokrasinin standartlarını daha yükselteceğiz dedik. Bu ülkede yasakları tarihe havala edeceğiz, özgürlükleri çağdaş standartlara ulaştıracağız dedik. Biz Anayasayı değiştirerek, Türkiye'ye yakışan, bu millete yakışan, bu milletin ufkuna, vizyonuna yakışan bir Anayasa yapacağız dedik. Milletimiz de bu düşüncemize bu hedeflerimize destek verdi, onay verdi. Yeni Anayasa için ciddi hazırlıklar yaptık ama o süreçte nelerle karşılaştığımızı biliyorsunuz. Ne tür engellemelere maruz kaldığımızı biliyorsunuz. Partimizle ilgili kapatma davası olumlu şekilde neticelendikten sonra bu kez 12 Eylül Anayasasındaki bugüne kadarki en kapsamlı değişikliği meclis gündemine getirdik. Çünkü biliyoruz ki, mevcut Anayasa ile Türkiye'nin sıçrama yapabilmesi, çağdaş dünya içinde daha ileri noktalarda ulaşabilmesi mümkün değildir.''
"Bu tablodan ülkemiz adına bir hayır çıkar mı?
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Soruyorum size bu hayır cephesinde bu ülkeye hayır gelir mi? Bunlar hayatlarında bir araya geldiler mi? Ama bak şimdi bir araya geliyor. Bu tablodan ülkemiz adına bir hayır çıkar mı?'' dedi.
MHP'nin 1982'den beri Anayasadan şikayet ettiğini ifade eden Erdoğan, ''Değişmesi gerektiğini söylüyor ama hadi değiştirilim dediğimizde görüşme taleplerimizi bile çok nezaketsiz şekilde geri çevirdiler. BDP parti kapatmalarından şikayet ediyor. Anayasaya yönelik en ciddi eleştirileri getiriyor ama Anayasa oylamasından hem kendi kaçıyor, hem milletvekillerini kaçırıyor, hem de şimdi seçmen tabanını halk oylamasından kaçırıyor'' diye konuştu.
Muhalefet partilerinin Anayasanın içeriğiyle ilgili eleştiri getirmediğine dikkati çeken Erdoğan, ''Millete anlatabilecekleri, ikna edebilecekleri bir tek argumanları, iddiaları var mı? Konuyu sürekli farklı yönlere çekiyorlar. Bunların bugüne kadar bu millete bir hayırları dokunmadı ki bugün dokunsun'' dedi.
Anayasa değişikliğinin AKP'nin projesi olmadığını belirten Erdoğan, ''Bu bir Türkiye projesidir. Bir millet projesidir. Yıllarca bundan şikayet ettiler. Yıllardır toplumumuzun farklı kesimleri bu arzusunu hep dile getirdi. Hadi gelin şimdi denince maalesef kaçtıklarını görüyoruz. Milletin bu beklentisi karşısında artık kimse duramaz'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Tek yürek halinde diyoruz ki, sevdamız millet kararımız...'' ifadelerini kullandığı sırada meydandakilerin, ''evet'' diye bitirmesi üzerine, ''Gakkoş bu ya, gakkoş bu'' dedi.
Başbakan Erdoğan, muhalefetin ''Anayasa değişikliğini AKP'nin kendisi için yaptığı'' yönündeki eleştirilerine, hükümetin 7,5 yılda hükümetin yaptığı icraatları sayarak cevap erdi.
"Etnik, bölgesel ve dinsel miliyetçiliğe karşıyız"
Etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçiliğe karşı olduklarını belirten Erdoğan, ''Bizim için batı neyse doğu o, kuzey neyse güney o. 81 vilayetin hepsi de aynı. Aynı modern yapıya inşallah kavuşacak. Biz Müslüman olmayana da anı şekilde bakıyoruz'' dedi.
Erdoğan, milliyetçiliği istismar edenlerin olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Bunlar ülkemizi tarihin en büyük krizine sürüklediler. Bu ülkenin itibarını ayaklar altına alırlarken biz Moğolistan'da, Türklerden kalma ilk yazılı eserlere, Orhun Anıtları'na, Balkanlar'daki, Ortadoğu'daki, Afrika'da tarihi mirasımıza, ata yadigarımıza sahip çıktık. Bunlar oralara uğramadılar bile. Birileri milliyetçilik üzerinde rant sağlamaya çalışırken, Saraybosna'dan Kudüs'e Sanaa'dan Kırım'a kadar bu milletin eserlerine sahip çıktık, onları tamir ettik. Bütün dünya susarken dünyanın her köşesindeki haksızlığa hukuksuzluğa. Bu milletin onuru adına biz sesimizi yükselttik. Filistin'de Gazze'de Kudüs'te sesimizi yükselttik'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''CHP, MHP, BDP, malum medya ve çetelerin'' Anayasa değişikliğine karşı çıktığını belirterek, ''Peki onlarla birlikte değişikliğe kim karşı çıkıyor? Terör örgütü de karşı çıkıyor. Soruyorum size bu hayır cephesinde bu ülkeye hayır gelir mi? Bunlar hayatlarında bir araya geldiler mi? Ama bak şimdi bir araya geliyor. Bu tablodan ülkemiz adına bir hayır çıkar mı? Türkiye ekonomisi birinci çeyrekte yüzde 11.7 büyüme kaydediyor. Ah, ah. İçerde biz bunlarla uğraşmasaydık, terör belasıyla uğraşmasaydık, bu yüzde 11.7 kim bilir nelere çıkacaktı'' diye konuştu.
"Kararlı bir adım attığımızda terör yoğunlaşıyor"
Türkiye tarihinin en büyük kardeşlik projesini başlattığımızda, birlik ve bütünlüğünü pekiştirmek için kararlı bir adım atıldığında terör örgütünün eylemlerini yoğunlaştırdığını bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye tarihinin en büyük demokrasi hamlesinin başlatığında, çetelerle mücadele edildiğinde, 1982 Anayasındaki en kapsamlı en demokratik değişikliği yapmanın arifesinde bulunulduğunda, peki ne oluyor? Doğudan, Güneydoğudan acı şehit haberleri geliyor. Bu bir tesadüf olabilir mi? Sevgili kardeşlerim. Bu bir rastlantı olabilir mi? Şöyle bir geçmişe dönün, takvim yapraklarımı göz önüne getirin. Türkiye'nin ekonomisi ne kadar şaha kalktıysa ne zaman demokratikleşme adımları atıldıysa ne zaman kronik sorunlarıyla mücadele başladıysa işte o taşeronlar o zaman devreye girdi. bugün de aynı gayeyle, aynı amaçla devreye girdi. güya korkutacaklarını sanıyorlar. vazgeçireceklerini, geri adım attıracaklarını sanıyorlar. Biz korkmuyoruz korkmayacağız. geri adım atmayacağız. bizden öncelerin yaptığı gibi biz sinmeyeceğiz. Türkiye'yi büyütecek daha ileriye götürecek hiçbir adımdan kaçınmayacak. yolumuzda tam bir kararlıkla ilerleyeceğiz. terörle mücadele uzun bir mücadeledir. biz bunun farkındayız. sabır istiyor. El ele vereceğiz. omuz omuza vereceğizve bunu başaracağız.''
Elazığlıların 2007 halk oylamasında yüzde 86.6 gibi çok yüksek oranda Anayasa değişikliğine evet dediğini, 12 Eylülde Gakkoşlar diyarında çok daha büyük oranında evet beklediğini anlatan Erdoğan, şöyle dedi:
''Hazır mıyız buna? Bakın şunu özellikle bir daha tekrar ediyorum, bu halk oylamasında hükümet icraatlarını değil, bu halk oylamasında muhaletefin performansını değil, önceki seçimlerde MHP'ye gönül vermiş kardeşim, 12 Eylülde herhangi bir parti için değil, kendin için geleceğiz için oy kullanacaksın. CHP'yi destekleyen kardeşim, 12 Eylülde herhangi bir parti için değil, kendin ve çocukların, geleceğin için oy kullanacaksın. BDP'ye oy vermiş kardeşim 12 Eylülde Türkiye, kardeşliğimiz ve demokrasi için oy vereceksin.''
''Türkiye evrensel hukuk normlarına ulaşmak zorunda"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye evrensel hukuk normlarına ulaşmak zorunda. 12 Eylül Anayasası ile 12 eylül yasalarıyla Türkiye geleceği yakalayamaz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Elazığ Adalet Sarayı'nın açılışı dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, inşaatın 2008 yılında başladığını, sadece 750 gün sonra 16 Nisan 2010 günü tamamlandığını, bugün de resmi olarak açtıklarını söyledi.
Adalet Sarayı'nın 26 bin 500 metrekare kullanım alanına sahip olduğunu, yatırımı yaklaşık 14.5 milyon lira ile gerçekleştirdiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''7.5 yıl önce biz iş başına geldiğimizde Türkiye'yi 4 önemli alan üzerinde yeniden ayağı kaldırma sözü verdik. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet dedik. 7.5 yılda Türkiye genelinde eğitimde 149 bin yeni dersliği çocuklarımızın hizmetine sunduk. 1 milyona yakın bilgisayarı okullarımıza gönderdik. Cumhuriyet dönemi boyunca Türkiye'de 76 üniversite kurulmuştu. Biz buna 7.5 yılda 78 tane üniversite ilave ettik. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Eğitimin önünde hiçbir mazeret bırakmadık. Maddi imkanı olmayana imkanlar sunduk. Fakir zengin ayrımı yapmaksızın ilköğretimde ve ortaöğretimde kitapları ücretsiz olarak dağıtmaya başladık. Bunun yanında çok daha ileri bir adım olarak ilk ve ortaöğretimde gerçekten imkanı olmayan yavrularımıza burs vermeye başladık. Kızlarımıza ortaöğretimde 45, erkek öğrencilere 35 lira. Her ay ödemeyi anneye yapıyoruz. Özürlü kardeşlerimiz ve kızlarımızın okuması için seferber olduk. Çok şükür eğitim sisteminde Türkiye'yi artık dünya ile rekabet edebilecek konuma taşıyoruz. Sağlık önemli dedik. Sağlıkta büyük bir dönüşüm gerçekleştirdik.''
Erdoğan, adalette de merdiven altı adliye hizmetlerinin yürütüldüğü dönemden muhteşem eserlere adını Adalet Sarayı koymak suretiyle yeni bir sürece girdiklerini anlatarak, bütün bu hizmetleri, fiziki imkansızlıkları giderme adına yaptıklarını bildirdi.
Ufacık bir odanın içerisinde savcının, hakimin bir arada olması dönemlerinin artık tarihe karışmasını istediklerini ve bunları başardıklarını dile getiren Erdoğan, her şeyin onurlu bir şekilde yürümesini istediklerini belirtti.
Şu ana kadar da Türkiye'ye 122 adalet sarayı kazandırdıklarını, 29 adalet sarayının inşaatının devam ettiğini bildiren Erdoğan, illerde, ilçelerde adaletin en sağlıklı zeminlerde tecelli etmesi için altyapıyı elden geçirdiklerini, yeni binalar inşa ettiklerini, imkanları azami ölçüde ileri seviyelere taşımanın gayretini gösterdiklerini kaydetti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Elbette adaletin tecellisi hakkın yerini bulabilmesi için sağlıklı bir çalışma ortamının yanında güçlü, tarafsız, uluslararası normları benimsemiş bir hukuk sistemine de ihtiyaç duyuluyor. Tek tek bireylere kadar ülkenin ekonomisini, demokrasisini, sosyal yaşamını geleceğini çok yakından ilgilendiren hukuk sistemini modern standartlara kavuşturmak için de yoğun bir gayret içindeyiz. Türkiye evrensel hukuk normlarına ulaşmak zorunda. 12 Eylül Anayasası ile 12 Eylül yasalarıyla Türkiye geleceği yakalayamaz, 21. yüzyılı yakalayamaz. Hukuk sistemi hiç kuşkusuz emeğimiz, ekmeğimiz ve geleceğimizle doğrudan ilgilidir. İşte onun için adaletin en hızlı, en bağımsız, en tarafsız şekilde tecellisini önemsiyor ve bunun mücadelesini veriyoruz. Bu noktada son derece hayati bir dönüşümü biliyorsunuz 12 Eylülde oylanacak Anayasa değişikliğiyle bizzat milletimiz gerçekleştirmiş olacak. Biz adaletin alt yapısına büyük yatırımlar yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Milletimiz de son kararı verecek, son sözü söyleyerek adaletin üst yapısını, adaletin Türkiye'ye yakışan bir şekilde inşallah tecellisine fırsat hazırlayacak.''
Adalet Bakanı Ergin
Adalet Bakanı Sadullah Ergin de Elazığ Adalet Sarayı'nın açılışı dolayısıyla bir arada olduklarını, bunun Türkiye genelinde açılışını yapacakları 123. adalet sarayı olduğunu bildirdi.
İnşaatı devam eden ve ihale aşamasında olan 80 kadar adalet sarayı bulunduğunu, Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna kadar modern adalet saraylarını inşa etmek zorunda olduklarını anlatan Ergin, milletin hızlı, etkin ve ucuz bir adalet hizmeti alabilmesi için 2002 yılında bu yana çok önemli hizmetlerin yapıldığını kaydetti.
Adalet Bakanlığının vizyonunu güven veren bir adalet sistemi olarak tayin ettiğini, bu anlamda yargı reformu ve stratejik merkezi eylem planını hazırlayarak tatbikata geçirdiğini, kısa, orta ve uzun vadede önceliklere göre eylem planında icraatlar yaptıklarını söyledi.
İlk icraat olarak da kısa vadede öncelikler arasında yer alan Anayasada öngörülen değişikliklerin yapıldığını ifade eden Ergin, ''İnşallah bundan sonraki süreçte de bunun ikinci, üçüncü düzenlemeleri olan yasalar, yönetmelikler ve mevzuatlar hazırlanmış olacak. Bu hizmetlerin başlangıcından bugüne emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu hizmet binalarımızın hayırlı olmasını, Elazığ'a ve Türk yargısına hayırlar getirmesini diliyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Ergin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve Elazığ Valisi Muammer Erol ve diğer yetkililer Adalet Sarayının açılışını yaptı. Adalet Sarayını gezen Erdoğan'a, Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık makamında halı hediye etti.
Erdoğan'a, Adalet Sarayı çıkışında bir vatandaş Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu'ndan yakındı, eşi asker olan bir kadın da yardım talebinde bulundu. 8 Mart 2010 tarihinde Elazığ'da meydana gelen depremden etkilenen Okçular köyünden bir grup yurttaş da, TOKİ evlerinin yapımında kendilerine haksızlık yapıldığını, ev çıkmadığını ileri sürdü.
Daha sonra Erdoğan ve beraberindekiler, DSİ 9. Bölge Müdürlüğünde parti teşkilatı ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerin katılımıyla düzenlenen yemeğe katıldı.