Başbakan'dan çarpıcı açıklamalar

Başbakan Tayyip Erdoğan, "Gençlerin ölümüne daha ne kadar tahammül edeceğiz? Düğüne gider gibi askere gönderilip, ay yıldızlı tabutlarla geriye dönmesine daha ne kadar katlanacağız?" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Konya Kültürk Park'ta toplu açılış töreninde konuşuyor.

İşte Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:

- Bugün Hazreti Mevlana’nın hakka kavuştuğu gün. Onun düğün günü dediği Şeb-İ Aruz dediği gün için biz Konya’dayız. Kendisini rahmetle minnetle yad ediyoruz. Onun bu bereketli topraklara ektiği fikir tohumlarına sımsıkı sarılıyor, onun ışığıyla yolumuzu aydınlatıyoruz.

- Ne güzel söylemiş Mevlana. “Dert insana yol gösterir.” Biz dertliyiz. Biz bu ülkenin dertleriyle dertliyiz. Biz bu milletin dertleriyle dertliyiz. İşte tüm bu dertler bize yol gösterdi. İşte tüm bu dertler bizi yollara düşürdü. 7 yıldır ülkemizin her köşesine ulaşmaya, her bir kardeşimizin derdiyle dertlenmeye, dertlerine çare bulmaya çalışıyor, gece gündüz yağmur çamur demeden ülkemizde taş üstüne taş koymaya çalışıyoruz.

- Diyor ki Mevlana, “Yoldaki tepecik seni bunaltmasın, zira nice dağlar var önünde.” Evet önümüze çıkan küçük engellere aldırmıyoruz, çünkü biz büyük düşünüyor, büyük hedefler belirliyor, onlara ulaşmak için gayret ediyoruz.

- Mevlana’nın fikirleriyle nakış nakış işlediği bu toprakların insanına küçük düşünmek yakışmaz.

- Konya’lı kardeşlerimle dertleşmek istiyorum. Dışarıda ülkeyi itibarsız kıldılar. İçerde yokluğa mahkum ettiler. Çözüm üretmek yerine ülkeye yeni sorunlar kazandırdılar. Sorunları daha da karmaşık, daha da çözümsüz hale getirdiler.

- Şunu bütün kalbimle, yüreğimle söylüyorum. Bu millet her türlü zorluğu aşacak, her engeli aşacak güce iradeye ferasete dirayete sahiptir. Hiçbir şey bize ayak bağı olamaz, hiçbir şey bu milleti kutlu yürüyüşünden alı koyamaz. Tarih boyunca nice zor zamanlar atlattık, Allah’ın izniyle hepsini aştık, bugünde aşarız, yarın da aşacağız. Yeter ki çözebileceğimize inanalım. Yeter ki bir olalım, birlikte olalım, beraber olalım. Yeter ki kardeşliğimizi muhafaza edelim.

- 30 yıldır süren bu terörden kim kazandı? Türk mü, Kürt mü, Alevi mi, Suni mi kazandı? Doğu mu kazandı, Batı mı kazandı.

- Silah satan kazandı, mayın satan kazandı, uyuşturucu pazarlayan kazandı. Gençlerin kanıyla beslenenler kazandı. Şehitleri dağa çıkanları istismar edenler kazandı.

- Kim kaybetti? Sen kaybettin, ben kaybettim. Gençler kaybetti, gençlerin anneleri babaları kaybetti. Ülke kaybetti, millet kaybetti. Akıl sahibi, vicdan ve insaf sahibi insanlar kaybetti.

- Bu statüko bu şekilde sürdürülebilir mi? Gençlerin ölümüne daha ne kadar tahammül edeceğiz? Düğüne gider gibi askere gönderilip, ay yıldızlı tabutlarla geriye dönmesine daha ne kadar katlanacağız?

- Elbette vatanımızı canımız pahasına savunacağız. Elbette terörde imkânlarımızı seferber edeceğiz. Şu anda Cudi’de Gabar’da Kato’da bütün dağlarda, Aralık ayının soğuğuna rağmen, kahraman Mehmetçiğimiz, korucularımız, jandarmamız polisimiz fedakarca görev yapıyorlar. Ama terörle mücadelenin sadece güvenlikle ortadan kaldırılmayacağı açıkça ortaya çıkmıştır. terörü doğuran nedenlerle de mücadele temek saklanamaz bir gerçek.

- Siz orada en modern silahları kullanın. Ama demokratik standartlarınızı yükseltemiyorsanız, insanınıza hak ve özgürlükleri temin edemiyorsanız, terörü bitiremezsiniz. Siz orada binlerce değil, milyonlarca Mehmetçiği vazifelendirin, ama yoksulluğu tüketemiyorsanız terörü tüketemezsiniz.

- Yani terör bütün bunların olmasına rağmen biter sıfırlanır diye bir şey yok. Çünkü nemalanmak isteyenlerin, bazı grupların, bunların ortaya çıkardığı olaylardır. Ülkenin tüm kaynaklarını oraya sevk edin, ama gönülleri yapamıyorsanız o insanları kazanıyorsanız bir katre bile yol alamazsınız. İşte şimdi biz diyoruz ki farklı adım ve yollarla bu işi çözmemiz lazım. Bizim yaptığımız terörle topyekun mücadeledir. Onun için diyoruz ki bu işin diplomasi ayağı var. Uluslar arası platforma terörü, verilen destekleri anlattık, destek verenleri uyardık. Bu destekleri verenler büyük ölçüde kesildi.

- Bizim bu tezlerini ortadan kaldırmamız gerekiyordu. İşte bu adımları attık.

- Bu işin kültürel ayağı var. Onların taleplerini dinledik. Çaba içinde olduk. Bu işin psikolojik, sosyal boyutu var. Oradaki insanımızı kazanmak için 7 yıl boyunca hazırlık yaptık ve çözüm için artık somut adımlar atmaya başladık ve 2005 Diyarbakır konuşmam manidardır.

- Ama ne dediler, 2005’ten bu yana nerdeydin? Siz nerdeydiniz? Biz orada işaret fişeğini attık ve o günden bugüne çalışıyoruz. Son derece samimiyiz. Milli birlikten ve kardeşlikten başka hiçbir kastımız yok.

- Ama bu ülkeyi maalesef bu kardeşliğe bu birlik iklimine bu beraberlik iklimine kavuşturmak istemeyen siyasiler de odaklar da var. İçerde de dışarıda da var. Bu ülkeyi huzura kavuşturmaktan, kardeşliğimizi daha da pekiştirmekten başka hiçbir gayesi olmayan iktidarımıza karşı, direnç koyanlar da var.

- Bakın 30 yıldır, 300 milyar dolar kaynağımız terör yüzünden heba oldu. Bu sorun zamanında çözülebilseydi. Bu imkanlarla Türkiye neleri başarabilirdi? Bu kaynaklarla ne kadar yol, ne kadar okul, ne kadar baraj yapılabilirdi. Şimdi şuraya Konyalı kardeşimin dikkatini özellikle çekiyorum. Biz bu yola çıkarken birlik beraberlik bütünlük yoluyla çıktık. Böyle bir milli meseleye, herkes omuz vermeli dedik, herkes katkı vermeli dedik. Ama ne oldu?

- CHP bu işe yanaşmadı. MHP bu işe yanaşmadı. Böyle çok önemli bir ülke meselesinde kenara çekilmekle kalmadılar, yapanı taşlamak, süreci baltalamak, topluma ülkeye karamsarlık yaymak için ellerinden geleni yaptılar, devam ediyorlar.

- Yahu milli birlik beraberlik kardeşlik projesine insan nasıl karşı çıkar? Bu konuda ne söyleyeceksin söyle be. Neyin var söyle. Ama söyleyecekleri bir şey yok. Söylemediklerimizle bizi yargılamaya kalktılar. Ama benim halkım bu yalanları bu iftiraları yutmaz.

- Biz ne dedik? Bu proje bir siyasi partinin projesi değildir. bu süreç bir devlet projesidir. Bu süreç aynı zamanda, muhatabı millet olan bir projedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na, halkın oyuyla iktidara gelmiş hükümetine, en ağır hakaretleri ediyorlar. Gergin öfke dolu, nefret dolu bir dille, ülkeyi gerginliğe sürüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

- Benim Konyalı çiftçi kardeşim, ev hanımı kardeşim yüksek faizle büyük bedeller ödedi. O faizi o enflasyonu neden düşürmediler.

- Devletin borçlanma faizini benim Konyalı işçi memur kardeşimin cebinden inim inim inleterek almadılar mı?

- Bu milletin kaynaklarının heba edilmesine neden göz yumdular? Yüzde 30 enflasyonla aldık biz hükümeti, şu anda 5.5. Aradaki fark yüzde 25. Bu nerede kaldı, vatandaşın cebinde kaldı.

- Bir gecede Merkez Bankası’nın nasıl soyulduğunu, ona nasıl göz yumduklarını Meclis’te anlattım. Bir şey diyebildiler mi? Şimdi ayın 26’sı var. Merak ediyorum ne diyecekler.

- Sonra çıkın bu partiyi ihanetle suçlayın.

- Tarih 19 Şubat 1931. CHP’ye affolunur. Gazi Mustafa Kemal, İnönü’ye bir telgraf çekiyor ve şunları söylüyor.

- Konya’da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle, büyük bir harabe içinde bulunmalarına rağmen, 8 asırdır ayakta duran eserlerden bunlardan bilhassa Alaaddin Camii’si, Sırçalı mescit ve ince minare derhal tamire muhtaç bir haldedir.”

- İşte bu 5 eser bizim dönemimize kadar köklü bir tamirat görmedi. Biz bu eserleri ele aldık ve tarihe kültüre medeniyetimize kazandırdık.

- Provokasyonlara izin vermeyin.

- Bu kirli tezgahın içinde bazı medya kuruluşları da var. Ülkede sanki bir kaos varmış gibi her gün bazı lokal olayları evire çevire tekrar tekrar yaymak suretiyle bakıyorsunuz Türkiye’nin her yerini bir kan gölü almış götürmüş gibi gösteriyorlar.

- Bakıyorsun, Adana, İzmir, İstanbul kan gölüne dönmüş. Medyaya söylüyorum, bakın yanlış yapıyorsunuz, bunları döne döne anlatmanın

- Yetmiyor arşiv çeviriyorlar. Arşivden bazı bilgiler alarak bunları yayınlıyorlar. Yazıktır, kime hizmet ediyorsunuz, teröre hizmet ediyorsun. Çünkü terör propagandadan hoşlanır. Siz ücretsiz propaganda yapıyorsunuz. Ben medyayı tekrar uyarıyorum.

- Ama ben onların ne söyleyeceğini biliyorum. Başbakan bunlardan hoşlanmıyor diyecekler. Ama bu gerçeği de söylemek zorundayım. Çünkü bunun özgürlüklerle alakası yok.

- Basın özgürlüğü demek ülkesinin geleceğini karartmaya yardımcı olmak demek değildir.

- Bilerek yada bilmeyerek medya bu kirli tezgahın değirmenine lütfen su taşımasın. Açılım kapandı, durdu diyenler, bu hükümetin bu milletin kararlılığını görmüyorlar. Meclis’te söyledim. İlla demokrasi dedim, illa demokratik açılım dedim, illa kardeşlik dedim. Bu yola böyle yürüyeceğiz. Çünkü biz bu meydanı milletimle paylaşıyoruz.

- Bu kirli tezgahtarlara asla bu meydanları bırakmayacağız. Milli birlikten kardeşlikten geriye dönüş asla ve asla olmayacak. Durursak ülke kaybeder, yavaşlarsak millet kaybeder, vazgeçersek memleket kaybeder, 80 vilayetimiz kaybeder.

- Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz milletimize ülkemize eser bırakmak. Kalıcı bir akis bırakma gayreti içerisindeyiz. İşte bugün açılışını yaptığımız eserler ortada. TOKİ’nin yaptığı 2200 konutu sahiplerine teslim ediyorlar. Şu ana kadar yaklaşık 300 bin konutu sahiplerine teslim ettik. 1

- Elinize dilinize dursun. Sadece bir tanesini söylüyorum. Sana ben Konya’nın hızlı trenden mi bahsedeyim. Önümüzdeki sene varsanız Ankara’dan Konya’ya bu trenle gelelim. Fazla bir zaman kalmadı. Bugün 2215 ailemiz daha mutlu ve huzurlu bir yuvada yaşamaya başlıyorlar. Eğitimde 3 okul, 200 kişilik öğrenci yurdumuzun açılışını yapıyoruz.

- Selçuk Üniversitesi’nin Teknokenti’nin yeni hizmet binasına kavuşması. Teknokent’in Konya’da, araştırma geliştirme faaliyetlerini artırmada daha başarılı olacağını düşünüyorum. 108 AR-GE kuruluşuyla, 187 AR-GE projesi yürütüyor. Tamamlanan proje sayısı 42. Konya Teknokent, ülkemizde üçüncü büyük teknopark konumunda. Türkiye’de 2002 yılında 2 olan teknopark sayısını, biz 7 yılda, 37’ye çıkardık. Ne yaptınız diyenlere cevap. Bunlardan 26 tanesi bu yıl sonu itibariyle faaliyete geçiyor.

- Diğer bir önemli eser, Büyükşehir Belediyemiz tarafından yapılan Kültür Park. 80 bin metrekare alana kurulan bu park, 1000 kişilik sergi alanı, havuz ve kafeteryasıyla sanat ve eğlence merkezi olacak.  Emeği geçenlere çok çok teşekkür ediyorum.

- Bizim önemli bir adımımız, DAP, GAP ve KOP projeleriydi. Bu çalışmalar devam ediyor. Bölgesel planlar için, 2008’de eylem planımızı hazırladık. Baraj ve mavi tünelin ihalesini yaptık. Konya’nın 100 yıllık hayali olan Mavi Tünel, Urfa tünellerinden sonra Türkiye’deki ikinci büyük tünel olacak. Konya ovasına sulama suyu sağlayacak.

- 7 yılda 3346 dersliğin yapımını tamamladık. Okullarımıza 13 bin bilgisayar gönderdik. Ücretsiz kitap dağıtımımız devam ediyor. Selçuk Üniversitesi’nde bir yüksek okul ve 16 araştırma merkezi açtık,  6 yeni yurt açarak, yurt kapasitesini artırdık. 2 yeni yurt binasının inşaatı devam ediyor. 2010’de iki yurt projesinin de ihalesini yapacağız. Konya’da sağlıkta 318 trilyonluk yatırım yaptık.

- Eylül ayında hava ambulansımız Konya’da hizmete girdi. Hastalarımızı hastaneye yetiştiriyoruz. Konya, Karapınar ve Ereğli Adalet Salonu’nu tamamladık. 7 yılda tam 498 km daha bölünmüş yol yaptık, farkımız bu. Bunu bilmeyenlere anlatın.