Başbakan'a davayı sordu
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği yazılı soru önergesinde, "Adına 'demokratik' denilen 'açılım' sürecinde sizi eleştiren 'MHP Genel Başkanı' hakkında manevî tazminat davası açmayı 'demokratik' süreçle bağdaştırabilmek mümkün müdür?" diye sordu.
cumhuriyet.com.trDSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği yazılı soru önergesinde tam 22 adet soru sordu. Yağız Başbakan Erdoğan'ın birçok siyasiyi kendilerine "hakaret" etmekle suçladığını hatırlattı.
Erdoğan'ın açılımın bir ABD planı olduğu iddialarına karşılık verirken kullandığı "Bakın, ben çok açık, net bir şey söylüyorum. Bir kâğıt almış dolaşıyorlar; 'Amerika'nın bir projesidir bu...' Bunu ispat ederlerse her şeye varım. Ama ispat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar. Bu kadar açık, bu kadar ağır konuşuyorum" sözlerini örnek gösteren Yağız, şu soruları yöneltti:
"-Muhalefet liderinin sizin için kullandığı ifadeler eğer hakaret içeriyor ise sizin o lider için "namussuz" ve "alçak" sözcüklerini sarf etmeniz de -söz konusu lider iddiasını ispatlasın ya da ispatlamasın- hakaret değil midir? "Bu kadar ağır konuşuyorum" sözünüz de zaten bunun bir kanıtı değil midir?
-Uzlaşıya en fazla gereksinim duyulan bir süreçte açtığınız ya da açacağınız tazminat davalarıyla uzlaşı kültürünün ve demokratik açılımların yaygınlaşmasına bizzat engel olmuş olmuyor musunuz?
-Kendi ifadenizle 'çok ağır konuştuğunuz' zamanlardan sonra 'iç muhasebe' ve 'özeleştiri' yaptığınız; hiç, 'Keşke bunları demeseydim. Keşke tansiyonu yükseltmeseydim' diye düşündüğünüz oluyor mu?
-Şahsınıza saygı gösterilmesini isterken aynı saygıyı başkalarına karşı sizin de göstermeniz gerektiğine inanmıyor musunuz? Saygı konusunda başbakanların imtiyazı olabilir mi?
-Başbakanlar, başkaları için her ifadeyi kullanma özgürlüğüne sahip midirler?
-Başbakan olarak dava açmayı alışkanlık hâline getirdiğiniz görüşüne katılıyor musunuz?"