"Başbakan kamuya zarar verdi"
Pandemi Bilim Kurulu Üyesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, aşı olmayacağı yönündeki açıklamalarının insanları olumsuz etkilediğini belirterek, "Başbakan yaptığı açıklamayla kamuya zarar verdi" dedi.
cumhuriyet.com.trPandemi Bilim Kurulu Üyesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, aşı hakkında oluşan güven bunalımının ilaç spekülatörleri tarafından yaratılmış olabileceğini belirterek, "Biz de H1N1 aşısının ticari bir alt yapısı olmadığı ve devlet aşıyı parasız uyguladığı için bu kadar spekülasyon oluştu" diye konuştu. Prof. Dr. Bulut, aşının içinde bulunan adjuvan maddesinin sıtma, şablon, mevsimsel grip aşıları dahil 12 aşıda daha bulunduğunu söyleyerek, "Sadece içindeki virüsün tipi değişiyor" diye konuştu.
Diğer aşılarda neden bu kadar bilgi kirliliği olmadı
Prof. Dr. Bulut, aşıların ticari bir hüviyeti olduğunu, eczacıların, distribütörlerin para kazandığı bir sektör olduğunu belirterek, "Bizde aşıyı devlet getirdiği için, ticari bir altyapısı olmadığı için çok konuşuldu. Dağıtıcılar olsaydı, onlar aşı hakkında kötü konuşulmasını engellerdi. Aşı fabrikalarının üretimi şu an devletlerin ihtiyacını ancak karşılayabiliyor. Türkiye'de devletin talebi de sonradan pazarlıklarla artırıldı. 42 milyon doz aşının yarısından daha azını verebileceklerini söylediler. 70 milyon nüfusta risk grupları hesaplandı ve 42 milyon doz belirlendi" açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Bulut, toplumda aşı hakkında oluşturulan kafa karışıklığının ilaç spekülatörleri tarafından yaratılmış olabileceğini söyleyerek, "Aşı olmazsa tamiflu ilaçları ve diğer destek tedavileri daha çok kullanılacak" diye konuştu.
Velilere dağıtılan aşı formu korkutucu
Prof. Dr. Bulut, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanarak, okullarda velilere imzalattırılan formlarda belirtilen aşının yan etkilerinin korku yarattığını belirterek, "Yan etkiler belirtilirken, bu yan etkilerle karşılaşma yüzdeleri de yazılmalıydı, velileri endişeye sürüklediği için imzalamak istemeyen veliler var" değerlendirmesinde bulundu.
Açıklanamayan ölümleri domuz gribine bağlama eğilimi var
Prof. Dr. Bulut, Sağlık Bakanlığı'nın ölümlerin yüzde 40'ının risk grubundan, yüzde 60'ının ise diğer kişilerden olduğu yönündeki açıklamalarıyla ilgili olarak, "Gribin kendisi öldürücü değildir. Altta yatan önemli bir hastalık vardır veya üzerine bir başka hastalık binmiştir, solunum yolları enfeksiyonları gibi. Açıklanamayan ölümlerde doğrudan ölümü gribe bağlama eğilimi var. İstatistikler gözden geçirilmeli" diye konuştu.
Risk grupları olmazsa kayıp 1 milyar dolar
Prof. Dr. Bulut, aşının risk gruplarına ulaşması durumunda maliyetin 350 milyon dolar olacağını, bu maliyete hasta olanların iş gücü kaybının, ölümlerin, yoğun bakım masraflarının, antiviral ilaç ve diğer destek tedavilerin de dahil edilerek hesaplandığını söyledi. Prof. Dr. Bulut, aşı olunmaması durumunda ise kaybın 1 milyar dolar olacağını da ifade etti.
Ukrayna'nın sağlık koşulları çok kötü
Prof. Dr. Bulut, Ukrayna'da domuz gribi vakalarının ve ölüm sayılarının artmasıyla ve virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığı konusunda ise, "Ukrayna'da kırım kongo hastalığında da ölüm oranları fazla, yüzde 80. Bizde ise yüzde 2. Çünkü Ukrayna'nın sağlık şartları çok kötü, sağlık altyapısı yok. Bu nedenle H1N1 virüsü orada daha hızlı ve ağır seyrediyor. H1N1 virüsü mutasyon geçirmedi. Laboratuarlarda devamlı analiz yapılıyor. Öyle olsaydı tespit edilirdi" dedi.
Prof. Dr. Bulut, aşının komplikasyonlarından korkulmaması gerektiğini belirterek, "İnsanlar aşının yan etkilerinden değil, hastalığın getireceği tehditlerden korksunlar" dedi.
Domuz gribi demek yanlış, Meksika gribi
Prof. Dr. Bulut, hastalığın ABD'de domuz ve sığır üreticileri arasındaki borsa mücadelesinden dolayı "domuz gribi" olarak adlandırıldığını ifade ederek, "Bu durum hissedar grubun işine geldi. Balkan gribi, İspanyol gribi adlandırmaları gibi buna da Meksika gribi dememiz lazım" şeklinde görüşlerini dile getirdi.