Başbakan Erdoğan yine CHP'ye yüklendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "87 yaşında, ömrünü Menderes istismarıyla geçiren bir zat, şu anda CHP'ye akıl hocalığı yapıyor. Yav Allah aşkına Menderes'in kemikleri sızlamaz mı? Hasan Polatkan'ın kemikleri sızlamaz mı? Fatin Rüştü Zorlu'nun kemikleri sızlamaz mı? Meğer CHP ile bu beyefendi biri sağda, biri solda statükonun bekçiliğini yapıyorlarmış" dedi.
cumhuriyet.com.trPartisinin Uşak Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan mitingine kızı Sümeyye Erdoğan ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ile gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uşak'ın efeler, yiğitler, kahramanlar şehri olduğunu, Uşak'ın ''aşıklar'' demek olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Uşak memleketine, milletine, toprağına, medeniyetine aşkla bağlanmış kardeşlerimin şehridir. İşte bizler aynen böyle sizlere aşığız. Bizler sizlere sevdalıyız. 8.5 yıldır sizlere hizmet etmek için Türkiye'nin, dünyanın yollarındayız. Siz bize 3 Kasım 2002'de bir emanet yüklediniz. Bize bir emanet verdiniz. Sizlerin desteğiyle, sizlerin hayır dualarıyla o emaneti bugünlere getirdik. 3 Kasım'da çıraklık dönemi başladı. 2007'ye kadar devam etti. 2007'de kalfalık dönemi başladı. 2011, artık ustalık başlıyor. Ustalık dönemi için sizlerden güçlü bir destek istiyoruz. Ve ustalık dönemini sizlerle birlikte yürüteceğiz. İşte bu aşk var ya bu aşk, bu sevda, bu sevda 3-0 yapar mı? Evelallah yapar. Aşkın, sevdanın yaptırmayacağı iş yok. Ferhat'a nasıl dağları deldirdiyse, bize nasıl dağları deldirdiyse, 12 Haziran'da da Uşak'ın sandıklarından 3-0 olarak çıkarız. Ustalık dönemine Uşak'ta böyle başlayacağız inşallah. Türkiye'mizde çok daha güçlü başlayacağız. 2023'e Türkiye'yi hazırlıyoruz. Sizler cumhuriyet tarihimiz boyunca, demokrasiyi, özgürlükleri, milli iradeyi en güçlü şekilde savundunuz. Sizler hemşehriniz sayılan merhum Adnan Menderes'e en güçlü şekilde sahip çıktınız. Dün biliyorsunuz 14 Mayıs'tı. 14 Mayıs demokrasi bayramıdır. 14 Mayıs bu milletin 1950 yılında tek parti olan CHP'den, CHP zulmünden, CHP baskısından kurtuluş günüdür. Merhum Adnan Menderes, 'Yeter söz milletindir' dedi ve 14 Mayıs 1950'de iktidarı devraldı. 10 yıl bu ülkeye çok büyük hizmetler verdi. Ülkenin çehresini değiştirdi. Vatan ve millet sevgisiyle hizmet aşkıyla 10 yıl bu topraklara hizmet üretti. Ama sonra ne yaptılar? Milletin takdiriyle gelen Adnan Menderes'i ve arkadaşlarını hukuk dışı yollarla indirdiler, yetmedi bir de darağacına gönderdiler. Kendisini ve arkadaşlarını bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Allah onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun diyoruz.''
Adnan Menderes'in bütün hayatını CHP'nin zulmüne, baskısına, yalan ve iftiralarına karşı mücadeleyle geçirdiğini, kendisine her türlü iftiranın atıldığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''O günkü gazeteleri de kullanarak her türlü provokasyonu yaptılar. Bu CHP, Milli Şefi İsmet İnönü ile 27 Mayıs müdahalesine çanak tuttu, çanak. Müdahalecilere ne dedi? 'Emrinizdeyim.' Adnan Menderes ve iki arkadaşının idam sehpasına gönderilmesine göz yumdular. Merhum Menderes'ten sonra birileri ki onun mirasına sahip çıktıklarını söyleyerek, bu milletin Menderes aşkını istismar ettiler, Menderes'in mirasına sahip çıktıklarını söyleyenlerle Menderes'i darağacına gönderenler, 12 Haziran öncesinde ittifak yaptılar. Burası çok önemli kardeşim. Benim değerli kardeşlerim, 87 yaşında, ömrünü Menderes istismarıyla geçiren bir zat, şu anda CHP'ye akıl hocalığı yapıyor. Yav Allah aşkına Menderes'in kemikleri sızlamaz mı? Hasan Polatkan'n kemikleri sızlamaz mı? Fatin Rüştü Zorlu'nun kemikleri sızlamaz mı? Meğer neymiş biliyor musun? Meğer CHP ile bu beyefendi biri sağda, biri solda statükonun bekçiliğini yapıyorlarmış. 27 Mayıs'ta biri müdahaleye sahip çıkarken, 28 Şubat'ta bir başkası müdahaleye sahip çıktı. Şimdi 50 yıl sonra, geldiler statükonun bu iki bekçisi nihayet kol kola girdiler. Ey CHP, sen tarihin boyunca bu 87 yaşındaki zat ile her konuda karşılıklı atışmadın mı, onu suçlamadın mı? Uşak'tan soruyorum. Bu beyefendinin aşığı kesilen Sayın Deniz Baykal'a soruyorum, bu beyefendinin yol arkadaşı olan Sayın Kılıçdaroğluna soruyorum biri 'Menderes' diyerek sağdaki seçmeni istismar etti, bir diğeri, 'Kahramanmaraş, Çorum, Sivas, 1 Mayıs, 3 gencin idamı' diyerek, tüm Alevi kardeşlerimi de istismar etti. Bunlar meğer biri sağda, biri solda statükonun bekçiliğini yapıyorlarmış.''
'Kendisi bizim kutsal değerlerimize dil uzattı'
Başbakan Erdoğan, AKP karşısında bir çete kardeşliğinin oluşturulmaya çalışıldığını, Türkiye'yi eski karanlık günlere çekmek isteyenlerin bulunduğunu, buna izin vermeyeceklerini, 12 Haziran'da milletin bu oyunu bir kez daha bozacağını söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'ndan söylediği ''yalanlardan'' dolayı özür dilemesini beklediğini, ''bizden, milletten, tüm Müslümanlardan özür dilemesini'' beklediklerini, bu erdemi göstermediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Kendisi bizim kutsal değerlerimize dil uzattı, özür dilemedi. Milletvekili adayı Allah'ın ayetine, İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı kapısında yazan Allah'ın ayetine 'Sinir bozucu' diyerek dil uzattı, hala özür dilemedi. Profesörmüş. Yahu profesör olsan ne yazar? Her şeyden önce sen bir ilim kadını olabilirsin, ama ne yazık ki irfan sahibi olamadın. Herhalde mezarlığın girişindeki o ayeti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sözü zannetti. Yahu sen ölmeyecek misin? Tabutunun üzerindeki o yeşil örtüde ne yazıyor? 'Her nefis ölümü tadacaktır', sen de tadacaksın. Ölmeyecek miyiz? Kalan var mı? Öleceğiz. Musalla taşına getirip koyacaklar, hocaefendi musalla taşına gelecek, ne diyecek? 'Cumhurbaşkanı, başbakan niyetine' demeyecek, 'Trilyarder niyetine' demeyecek, 'Profesör, ordinaryüs' niyetine demeyecek. Ne diyecek? 'Er kişi, hatun kişi niyetine' diyecek.''
Asıl eşitliğin musalla taşında gerçekleştiğini, herkesin hesabını hesap gününde vereceğini, ak ve karanın o zaman belli olacağını belirten Erdoğan, ''Gömdükleri yer 2 metreküp yer yahu. Ben avantajlıyım 1,85 ile biraz daha fazla olabilirim'' dedi.
''Baki kalan bu kubbede bir hoş sada olacak'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Geride güzellikler bırakıyorsan mesele yok. Bırakamıyorsan vay haline, yandın'' dedi.
Kılıçdaroğlu'na yönelttiği soruları duymazdan geldiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şimdi kendisine bir soru daha yönelteceğim. Bugün pazar, tatil, zor soru sormayacağım. Hafta içinde cevap bekleyeceğim. Soru şu: Değerli kardeşlerim, Sayın Kılıçdaroğlu, hem biz, hem kamuoyu çok merak ediyoruz. Allah aşkına senin eline ÖSYM ile ilgili o maili kim tutuşturdu? Sana bu şakayı kim yaptı? İçinde 'Yeğenin' kelimesi geçen, uyduruk olduğu belli o maili sana kim verdi? Şu anda emniyet güçleri bu işi takip ediyor. O maili atan er, geç çıkacak meydana. Ama biz asıl size bu şakayı kimin yaptığını merak ediyoruz. 'Ben dürüstüm' deyip, 'Benim adım Kemal' deyip, 'Gandi' deyip SSK'ya yerleştirdiğin yakınlarını, nasıl batırdığını sormaya devam edeceğiz. Çünkü senin tüm o yaptıkların meydana çıkacak belgelerle. Peki sen geçenlerde bir şeyi itiraf etmek zorunda kaldın. 'Yakınlarımızı almak suç mu?' Yahu bir başkasının bir tane, iki tane yakını çıksa kıyamet koparıyorsunuz. Sen 50, 60, 70, 80 yakınını akraba-i taallukatını yerleştireceksin, terör suçundan yargılanıp çıkanları yerleştireceksin, ondan sonra da konuşacaksın. Yasalara uygun mu? Yasalara uygun olsa da bu işin bir edebi, adabı var. Bak imtihanla almıyorsun, atamayla alıyorsun. Niye imtihanla değil de atamayla? Benim vatandaşlarım imtihanla girecek, şakır şakır başaracak. ÖSYM imtihan yapamıyor, bunları da atamayla alalım. Kim bunlar açıkla, nerelere aldın? Açıkla. Diyor ki: Gelsin televizyona çıkalım. Sayın Kılıçdaroğlu, daha dur bakalım, sen amatör kümede oynuyorsun. Amatör küme kulübüyle Süper Lig kulübü biraraya getirilemez. Sen daha çıraklık safhasına girmedin, dur bakalım.''
'BDP, terör örgütü PKK, MHP'yi övüyor'
Erdoğan, CHP döneminde traktörlerin mazot bulamadığını, kaloriferli evlerin fuel-oil bulamadığını belirterek, ''Bakanlar Kurulunda o zaman Sayın Baykal, enerji bakanıydı, paltoyla oturuyorlardı'' dedi. O günlerden bu günlere gelindiğini, şimdi artık böyle sıkıntıların olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bizim böyle sıkıntımız yok. Bunların hepsi geride kaldı. Ülkemde benim vatandaşımın 10 kat, 5 kat apartmanın bodrumundan kömür taşıma dönemleri geride kaldı. Şimdi kombi, düğmeye bas, her tarafta sıcak su öyle mi? Evin her tarafı sıcak. Niye ne olacak? Batılı böyle kullanacak, benim vatandaşım niye kullanmasın. Bu AK Parti ile geldi. Şu anda 69 vilayette doğalgaz var. İnşallah 81 ilin tamamına gideceğiz. Değerli kardeşlerim şunu unutmayın. Bir tarafta AK Parti var. Şimdi bunların hepsi bir tarafa dizildiler. Şuna bakar mısınız? Çok enteresan. BDP, terör örgütü PKK, MHP'yi övüyor. MHP'ye arka çıkıyorlar. MHP'nin Genel Başkan Yardımcısı, PKK terör övgüsü karşısında onlara iltifat ediyor. Yahu bu nasıl iş? Bu nasıl bir ittifak? Bu nasıl bir işbirliği? Nasıl bir çıkar işbirliği? Türkiye'ye ilişkin bir tek projesi olmayanlar, kaostan, karmaşadan, istismardan beslenenler hep birlikte AK Parti karşısında bir oldular, beraber oldular.''
'Çetelerin hükmettiği Türkiye'ye geri dönüş olmayacak'
Hedeflerinin 2023 olduğunu, Türkiye'nin, Uşak'ın buna hazır olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Uşak'tan değerli kardeşlerim bir kez daha açık söylüyorum: Çetelerin hükmettiği Türkiye'ye geri dönüş olmayacak. Ağır aksak ilerleyen demokrasiye geri dönüş olmayacak. Yolsuzlukların, yasakların egemen olduğu Türkiye'ye geri dönüş olmayacak. Artık hedef 2023. Türkiye hazır. Mesele bu. Şimdi emin adımlarla buna ilerleyeceğiz. Bizim aşkla, sevgiyle, tutkuyla bağlı olduğumuz bu ülke ve bu millet için büyük hayallerimiz, hedeflerimiz var. Ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu bizim için? 'Onlar ne verirse, ben daha fazlasını vereceğim'. Dün ne oldu biliyor musunuz? Kütahya'ya gitmiş. Ne dedi biliyor musunuz? Duymanız da fayda var. '5 tane milletvekilini AK Parti'ye verdiniz, şu Kütahya'ya ne getirdi?' dedi. Ya insaf. Eline, diline dursun. O yürüdüğün, aracınla gittiğin, o bölünmüş yolları AK Parti getirdi. Doğalgazı Kütahya'ya AK Parti getirdi. Okulları, hastaneleri AK Parti getirdi. Ama haberi yok. Ardından ne dedi biliyor musunuz? 'Bana 3 milletvekili verin, Kütahya'ya bir tane bakan vereyim' dedi. Allah aşkına böyle siyaset olur mu? Ben şimdi neden korkuyorum biliyor musunuz? Bu şimdi gittiği her ile eğer böyle birer bakanlık teklif ederse, kabinenin herhalde sayısı 50'yi bulur. Öyle atacak şimdi. Millet ona yol vermeyecek, o ayrı mesele de her gittiği yerde 'Bana 3 ver, 5 ver, bir bakan'' deyip, dağıtmaya başladığı zaman verecek bakan da kalmaz. Bu çok ucuz bir siyaset. İşte bu geçmişteki siyaset. Akıl hocası öyle diyordu geçmişte. Merhum Özal güçlüydü. Diyordu ki, 'O ne verirse ben 5 katını vereceğim', '2 anahtar' diyordu. Konut, otomobil, konutlar geldi mi? Gelmez. Bunlar yalan üstüne siyaset yaptılar bu ülkede. Bunlar dürüst değil, Aynını bu yapıyor şimdi. Ne diyor, 'Her aileye 600 lira vereceğim' inandınız mı? Nereden verecek? Biraz sonra söyleyeceğim size.''
'Hedef 367'nin üzerinde sayıyla parlamentoya girme'
Türkiye'de yaşayan her bir ferdin, kendisini Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit ve hür vatandaşı olarak hissetmesini sağladıklarını, sağlamaya devam edeceklerini, hiç kimsenin kökeninden, etnik yapısından, inancından, dininden, mezhebinden ötürü dışlanmayacağını, yargının kimsenin çıkarlarına hizmet etmeyeceğini, sadece millet için, millet adına hüküm vereceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Böylece Türkiye gerçek anlamda bir hukuk devleti olacak. İşte yeni anayasaya 12 Haziran'da adım atıyoruz. Hedef 367'nin üzerinde AK Parti'nin gümbür gümbür parlamentoya gelmesi'' dedi.
Ülkeyi devraldıklarında iktidarda MHP, ANAP ve CHP'nin yavrusu DSP'nin iktidar olduğunu, bu iktidarın 30 milyar dolar IMF'den borç aldığını, 23,5 milyar dolarlık borçla ülkeyi devraldıklarını anlatan Erdoğan, şu anda borcun 5 milyar dolara düşürüldüğünü kaydetti.
Bu borcu hemen de ödeyebileceklerini, ancak faizin düşük olması nedeniyle rahatsız olmadıklarını dile getiren Erdoğan, ''2012 sonuna kadar onu bitireceğiz. 3,5 yıldır IMF ile stand by anlaşması yapmadık. MHP filan bunlar yaptılar. Şimdi çıkmış yalan yanlış, 'Bunlar IMF'nin kapısında, şöyle böyle' diyor. Geç bu işleri ya'' diye konuştu.
Küresel ekonomik krizde birçok ülkenin ekonomik olarak çok kötü duruma düşmesine karşın, Türkiye'nin kimseden bir kuruş destek almadan kendi ayakları üstünde durduğunun altını çizen Erdoğan, şunları ifade etti: ''Çünkü biz 'Delikanlım işaret aldığın gün atandan, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' diyerek yürüdük. Çünkü biz evladı Fatihan olarak bu yola güçlü çıktık ve güçlü yürüyoruz. Bu mücadeleyi güçlü olarak yürütüyoruz, hiçbir zaman geri adım atmadık. Milliyetçiyiz diyenlere sesleniyorum: Milliyetçilik insanı sevmektir ayırt etmeden, milliyetçilik bu vatanı sevmektir ayırt etmeden. 780 bin kilometrekareyi kucaklamaktır. Şu CHP'ye bak hangi illerden milletvekili çıkarmış? MHP'ye bak hangi illerden çıkarmış? AK Parti'ye bak nereden çıkarmış? AK Parti 81 vilayetin 80'inden çıkardı. Niye? Biz vatanımızın tamamını kucakladık. Biz 74 milyonun tamamını kucakladık. Türk-Kürt, Laz-Çerkez-Gürcü-Roman, Boşnak, Arnavut hiçbir ayrım yapmadık. Biz Yunus'un diliyle yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Farkımız buydu.''
'Bay Kemal bu paraya sulandı'
Türkiye'yi devraldıklarında Merkez Bankasının kasasında 27,5 milyar dolar olduğunu, bu paranın yarısının da yurt dışındakilerin dövizleri olduğunu anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Şimdi Merkez Bankasının kasasında 95 milyar dolar var. Dedim ya Bay Kemal bu paraya sulandı. Çünkü bunlar boşaltmaya alışmışlar. Şimdi nasıl olsa para orada diye, hazır bekliyor. 'Buradan dağıtırım' diyor Bay Kemal. Benim milletim sokulduğu bir delikten bir daha sokulmaz. Geçti artık o, geçti. Biz 100 milyar dolarların üzerinde Merkez Bankasını inşa ediyoruz. Türkiye'nin gücü sadece milletimiz değil. Balkanlar'dan, Ortadoğu'ya, Afrika'ya kadar bütün mazlum toplumların da gücü olacak. İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün.''
Yapılan yatırımlar
Türkiye'de 163 bin derslik yaptıklarını, Uşak'a da 633 derslik kazandırdıklarını, Uşak'taki okullara 4 bin 892 adet bilgisayar gönderdiklerini, AKP iktidarı öncesinde bilişim teknolojisi sınıfının olmadığını, bunları kendilerinin getirdiğini bildiren Erdoğan, ilköğretimde erkek öğrenciye 30, kız öğrenciye 35, ortaöğretimdeki erkek öğrenciye 45, kız öğrenciye 55 lira verdiklerini, parayı anneye vererek pozitif ayrımcılık yaptıklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ''Çıkıyor bu CHP'lilerin bazıları, ''AK Parti işte kadını ihmal ediyor' diyor. Kadını ihmal eden sizsiniz be. Hayatınızda hatırladınız mı kadını. Şu anda Türkiye'de siyasi yaşamda, sosyal yaşamda kadına en önemli değeri veren parti AK Parti olmuştur. Daha da inşallah bu güçlenecek'' dedi.
Sosyal güvencesi olmayanlara 150 lira destek verdiklerini, erzak, kömür yardımı yaptıklarını, 2006 yılında Uşak Üniversitesini kurduklarını anlatan Erdoğan, ''Bizden önce var mıydı? Kim kurdu? Biz kurduk. Bizden önce gelenler bu sözleri vermedi mi? Kurdular mı? Kurmadılar'' diye konuştu. Geçen yıl müracaat eden 900 bin civarındaki üniversite öğrencisine burs veya kredi verdiklerini, müracaat edenlerin hepsine bunun verildiğini belirten Erdoğan, bir kadının emeklilerin maaşlarına zam yapılmasıyla ilgili sözüne ''2 ayda bir zam yapılmaz. Belli aralıklarla zammı yapıyoruz. Bunu anayasal teminat altına aldık. Toplu sözleşmeden çıkan rakam aynen emekliye yansıtılacak'' dedi. Okullarda artık kara tahtayı kaldırdıklarını, akıllı tahtaya geçeceklerini, akıllı tahtaların bilgisayar donanımlı olacağını söyleyen Erdoğan, çocuklara birer elektronik kitap vereceklerini, bunların ücretsiz olacağını, bütün müfredatın da bunun içerisinde olacağını söyledi.
Eğitim ve sağlık yatırımları
Erdoğan, AKP iktidarı döneminde yapılan eğitim ve sağlık yatırımlarına, hizmet kalitesindeki artışa dikkati çekti. ABD ve Avrupa'daki çocuklar hangi olanaklara sahipse, aynı olanaklara artık Türk çocuklarının da sahip olduğunu, sağlıkta devlet hastanesi-SSK ayrımını kaldırdıklarını, SSK hastanelerinin eski haliyle ilgili işçilerin hesap sorması gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Bu Kılıçdaroğlu inim inim inletti bizi, 90'lı yıllarda 8 yıl SSK'nın başında genel müdürlük yaptı. Hastanelerde kuyruklarda az mı bekledik? Doktor efendi bizi muayenehaneye çağırır, orada da bizden parayı alır mıydı? Bu nasıl adalet Kılıçdaroğlu? Sen genel müdürdün yahu. Anamızı ağlattın, anamızı. Girersin SSK'daki eczanenin kuyruğuna, ilacını alamazsın. Reçeteyi uzatırsın, ikisi var, üçü yok. Ne olacak, git eczaneden al. Kardeşim sen benden her ay primi kesiyorsun. Böyle olmadı mı? Çok daha enteresanı, biz hastaneleri birleştirme kararı aldık. Bunlar CHP; Kılıçdaroğlu karşı çıktı, 'olmaz' dediler. Biz ne dedik, 'olur, olur, bal gibi olur.' Ve yaptık, oldu. Kılıçdaroğlu, yürü yahu, bak herkes halinden memnun. Bununla da kalmadık. Şimdi isteyen istediği hastaneye gidiyor mu? Özel-devlet ayrımı var mı, istediği eczaneden ilacını alıyor mu? Ah benim can kardeşlerim, ah. Bunlarda yalan bol, dürüst değiller, kuru sıkı atıyorlar. Benim vatandaşımın bunları birbirinden ayırması lazım. Futbol takımı tutar gibi parti tutma dönemini bırakmamız lazım. Bakınız artık Ergenekon ile bunlar bir arada. İlginç.''
Erdoğan, şu anda 18 helikopter ambulansın Türkiye'nin 16 noktasında sağlık hizmeti verdiğini, 2 jet ambulans bulunduğunu, 3'ünün daha geldiğini belirterek, Uşak'a yapılan sağlık tesisleri hakkında bilgi verdi. Uşak Aile Sağlığı Merkezi'ni hizmete açtıklarını, 500 yataklı merkez devlet hastanesinin yapımına da sürat verdiklerini, kendilerinden önce Uşak'ta MR ve tomografi cihazının olmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ben Bay Kemal'in genel müdür olduğu dönemin hastanelerinde ameliyathanelerin fotoğraflarını önüme getirttim, aman Allah'ım ne rezalet, ne rezillik, hastanelerin koridorlarının halini hatırlayın. Sağlam girseniz hasta çıkarsınız. Ama şimdi bizim hastanelerimizde artık 1-2 yataklı odalar, banyo, tuvalet, her şey içinde. Bakınız sağlıkta attığımız bu adımlarla Uşak'ımızı değiştiriyoruz. Bu adımlarla birlikte 3 bilgisayarlı tomografi cihazı, 2 MR cihazı. 23 diyaliz cihazı vardı, şimdi 78 oldu. Diyaliz hastalarımız çok bekliyordu. TOKİ konutta devrim yaptı. Uşak'ta 1956 konut uygulaması başladı, 1780'ini tamamladık. Şehrinizdeki çarpık yapılaşmasının simgesi haline gelen tabakhane bölgesinde kentsel dönüşüm projesi gerçekleştireceğiz. Yeni bir adım atıyoruz Türkiye'de, şehircilik bakanlığı kuruyoruz. Şehircilik bakanlığı ile Türkiye genelinde tüm belediyelerle bir plan çalışması yapacağız. Şehirlerimizi plan bütünlüğü içinde daha güzel konuma getireceğiz.''
Ulaştırma alanında AKP öncesi dönemde Uşak'a 29 kilometre bölünmüş yol yapıldığını 8.5 yılda 65 kilometre yaptıklarını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye genelinde de 79 senede 6100 kilometre olan bölünmüş yollara 8 yılda 13 bin 600 kilometre ilave ettiklerini, Uşak-Denizli arası bölünmüş yol yapımına devam ettiklerini, seneye tamamlayacaklarını ifade etti. Uşak çevreyolu projesini de bu yılın yatırım programına aldıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya'nın ortak havaalanı olacak Zafer Havaalanı'nın da yapımına süratle devam ettiklerini kaydetti.
Erdoğan, KÖYDES'den Uşak'a 53 milyon lira kaynak kullandırdıklarını, DSİ olarak 2003-2010 arasında 1 baraj, 4 gölet yaptıklarını, içme suyu sorununu da büyük ölçüde hallettiklerini, 16 taşkın koruma tesisi inşat ettiklerini, 35 bin 270 dekar araziyi sulamaya açtıklarını, Uşak iline 35 bin metreküp içme suyu temin ettiklerini kaydetti. Erdoğan, Uşak'ta 9 gölet, 4 sulama ve 4 taşkından koruma tesisi inşaatının da devam ettiğini söyledi. Seçime 28 gün kaldığını söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Ne yapacağız. 28 gün ev ev dolaşmaya hazır mıyız? Bu sadece benim görevim değil, bu milli bir dava değil mi? Bunu beraber taçlandıracağız. Burayı da Ankara'dan takip edeceğim. Bakalım 3-0 oldu mu, ben size inanıyorum, size güveniyorum, bunu 3-0 yapacağınıza inancım tam. Siz isterseniz bu iş olur'' dedi.
Erdoğan, Uşak'ta 28 tesisin toplu açılışını yaptı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uşak'ta 28 tesisin toplu açılışını yaptı. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingin ardından Uşak Valiliği Engelsiz Yaşam Merkezi bahçesinde düzenlenen toplu açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan, Uşak'a 2006 yılında kazandırdıkları Uşak Üniversitesinin kısa zamanda seçkin bir bilim kurumu vasfını yakaladığını, bugün bu üniversiteye bağlı Fen Edebiyat Faükültesi derslikleri bloğu, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi derslikleri ve akademik blokları, Karahallı ve Sivaslı meslek yüksek okullarıyla sosyal tesisleri hizmete aldıklarını söyledi.
Bugün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından şehre kazandırılan Kız öğrenci Yurdu ile ilköğretim okulları, anaokulları, spor salonları gibi 7 projeyi, Eşme'de kültür merkezi, spor salonu, toplum sağlığı merkezi ve vergi dairesi hizmet binasını, Banaz'da vergi dairesi hizmet binası, MOBESE sistemi, Özel İdare tarafından yaptırılan Özmerkez İş Merkezi'ni ve bir sağlık ocağını hizmete açtıklarını da kaydeden Erdoğan, açılışı yapılan tesisler arasında Uşak Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi'nin de bulunduğunu söyledi.
İller Bankasının yaptığı Uşak Kanalizasyon Projesi, Karayolları tarafından yaptırılan Uşak Üniversitesi Köprülü Kavşağı, Uşak Havaalanı pist genişletme projeleri, DSİ tarafından Banaz'da yaptırılan Kızılcasöğüt, Sivaslı'da Yayalar göleti ve sulaması, Susuz, Ören, Endez sulama şebekeleri ve KÖYDES projelerinin de açılışı yapılan tesisler arasında yer aldığını kaydeden Erdoğan, tüm bu tesislerin Uşaklılara hayırlı olması temennisinde bulundu.
Törende konuşan Vali Özdemir Çakacak ise 28 tesisin 113 milyon liraya mal olduğunu söyledi.
Yurttaşlarla sohbet etti
Erdoğan, bazı protokol üyeleriyle kurdeleyi kestiği sırada hayırsever Ali Rıza Şahin ile bir süre sohbet etti. Erdoğan, kurdele merasimi sırasında da ''28 ayrı tesisi Uşakımıza kazandırıyoruz. Bugüne kadar Uşakımıza elimiz boş gelmedik. Bu gelişte de gerek devlet olarak yaptıklarımız, gerekse hayırseverimizin kazandırdığı hizmetlerle huzurlarınızdayız'' dedi. Açılış sonrası Başbakan Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan ile açılışı yapılan Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Uşak Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon Tesisini gezdi. Erdoğan, tesiste bulunan zihinsel engelli çocuklara hediye verdi.
Bu sırada porfiria behçet hastası olduğunu, tedavisinin mümkün olmadığını, sürekli özel ilaçlar kullanmak durumunda kaldığını, işe ihtiyacı olduğunu, hastalığı nedeniyle her işte de çalışamadığını anlatan S.Ö. adlı yurttaş, Başbakan Erdoğan'dan yardım istedi. S.Ö, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yardımcı olacağını söylediğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, halk oyunu ekibiyle fotoğraf çektirdi, açılışı yapılan tesisin karşısındaki Huzur Park'ta bulunan vatandaşlarla tel örgünün arkasından sohbet ederek, çocuklara oyuncak dağıttı. Öte yandan AKP'nin Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitinginde baygınlık geçiren 10'a yakın vatandaşa sağlık ekipleri müdahale etti.