‘Barış’a özgürlük

Barış akademisyenleri kararı AYM’yi böldü. Oylama sonucu 8’e 8 çıkınca Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın oyuyla çoğunluk sağlandı.

Alican Uludağ

Zühtü Arslan

Anayasa Mahkemesi (AYM), Güneydoğu’daki hendek çatışmaları sırasında “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılan 10 akademisyenin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, yeniden yargılama yapılmasına hükmetti ve akademisyenlere 9’ar bin TL tazminat ödenmesini kararlaştırıldı. Bu kararla kesin hüküm giyenlerin cezası kaldırılacak. AYM Genel Kurul üyelerinin 8’e 8 bölünmesi ve Başkan Zühtü Arslan’ın eşitliği bozan oyuyla alınan karar, yargılaması halen süren 784 akademisyenin davası için emsal nitelik taşıyor.

İfade özgürlüğü...
AYM, Türkiye’de ifade özgürlüğü açısından önemli bir karar verdi. “Barış için Akademisyenler” İnisiyatifi” Sur, Cizre ve Silopi başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sokağa çıkma yasakları ve hendek operasyonlarının gerçekleştiği sırada 10 Ocak 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bir bildiri yayımlamıştı. 1128 öğretim üyesinin imzaladığı bildiriye, daha sonra yeni imzalar eklendi, bu süreçte imza sayısı 2 bin 218’e çıktı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzacı akademisyenlere tepki gösterirken “Gitsinler hendek kazsınlar veya dağa çıksınlar” dedi. Bu açıklamalardan sonra akademisyenler hakkında savcılıklar tarafından “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturma başlatıldı ve birçoğu gözaltına alındı, tutuklananlar oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sürecinde çıkarılan kararnamelerle bildiriyi imzalayan 404 akademisyen, üniversitelerdeki görevlerinden ihraç edildi. Savcılıklar, bu kapsamda 784 akademisyen hakkında dava açtı. Yargılanan akademisyenlerden 191 akademisyen hapis cezasına çarptırıldı. Büyük bölümünün cezası ertelenirken 35 kişinin mahkûmiyet kararı ertelenmedi.

Yoğun tartışma...
İmzacılardan Prof. Dr. Füsun Üstel, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından onanan 1 yıl 3 aylık hapis cezasının infazı için Eskişehir Kadın Kapalı Cezaevi’ne gelerek hapse girdi. Üstel, 2.5 ay sonra AYM toplantısına kısa süre kala tahliye edildi. Bu süreçte cezası onanan 10 akademisyen, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, bildiriye imza attıkları gerekçesiyle cezalandırılmalarının ifade özgürlüğünün ihlali olduğu vurgulandı.
AYM Genel Kurulu, birleştirdiği 10 başvuruyu dün gündemine aldı. Sabah başlayan müzakeler akşama kadar sürdü. Toplantıda yoğun tartışmalar yaşandığı öğrenildi. Müzakereler sonucunda oylamaya geçildi. 8 üye ihlal yönünde oy kullanırken, 8 üye ise ihlal yok dedi. Yasaya göre eşitlik durumunda başkanın oyu 2 sayılıyor. Zühtü Arslan, ihlal yönünde oy kullandığı için oylama sonucu 8 oya karşılık 9 oyla ihlal kararı yönünde oldu.

İhlal yok diyenler Erdoğan’ın atadıkları
Hak ihlali olduğuna karar veren üyeler; Başkan Zühtü Arslan, Başkan vekilleri Engin Yıldırım, Hasan Tahsin Gökcan, üyeler Hicabi Dursun, Celal Mümtaz Akıncı, Muhammed Emin Kuz, Yusuf Şevki Hakyemez, Recep Kömürcü iken; ihlal olmadığını düşünen ve çoğunluğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı üyeler ise Rıdvan Güleç, Selahattin Menteş, Yıldız Seferinoğlu, Recai Akyel, Kadir Özkaya, Muammer Topal, Serdar Özgüldür, Burhan Üstün oldu. 


'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HÂLÂ TEHLİKEDE'
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz AYM’nin verdiği kararı şöyle değerlendirdi: “BAK Bildirgesi’ni imzalamanın cezalandırılması gibi ifade özgürlüğünün çok açık ihlali olan bir başvuruda bile ihlal kararının ne kadar zor çıktığını gördük. Anayasa Mahkemesi’ndeki kutuplaşma siyasi nitelikli tüm başvuruları etkileyecektir. Yeniden yargılama kararına da Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararlarında olduğu gibi direnen ve tekrardan ceza kararı veren ağır ceza mahkemeleri ile karşılaşabiliriz. İfade ve basın özgürlüğü halen tehlike altındadır. Bu karar da bu tehlikeden bizi uzaklaştırmaz.”

'EŞİT OY, GELECEK İÇİN KAYGI VERİCİ'

İhlal kararı verilen akademisyenlerin avukatlarından Aslı Kazan, “Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini tespit eden bu kararı geç gelen ama sevindirici bir gelişmedir” dedi. Ancak AYM’nin bu kararı eşit oy (8/8) ile vermesinin de bir o kadar üzücü ve gelecek için kaygılanmalarına yol açtığını belirten Kazan, “Bu durum da ne yazık ki, AYM üyelerinin bir kısmının hukuk standartlarından ziyade kendilerini atayan otoriteye bağlılığını gösteriyor. Netice itibarıyla bu karar sonrası akademisyenlere açılan davaların ve soruşturmaların düşürülmesi gerekiyor. Ve de akademisyenlerin yerinin adliye olmadığı anlaşıldığına göre bir an önce ait oldukları yere üniversiteye dönmeleri sağlanmalıdır” diye konuştu.

CHP'Lİ ÖZEL: HAKLAR İADE EDİLMELİ

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AYM’nin akademisyenlere ilişkin verdiği hak ihlali kararının ardından, “Akademisyenlerin ellerinden alınan akademik görevleri, pasaportları ve bütün hakları iade edilmeli, süreç içindeki zararları tazmin edilmelidir. Yapılanlardan dolayı amasız, fakatsız bir özür bekliyoruz” açıklamasını yaptı. AYM’nin bu kararıyla olağanüstü halin en tartışmalı kararını mahkum ettiğini ifade eden Özel, “FETÖ’nün bağnaz, dogmacı, aklı ve bilimi dışlayan yapısına karşı akademide mücadele eden FETÖ’nün rakiplerini, sadece kendisine muhalif oldukları için hedef seçenler, 12 Eylül ve 16 Nisan antidemokratik anayasalarına rağmen ve Anayasa Mahkemesi’nin mâlum kompozisyonuna rağmen anayasa, tarih ve vicdan karşısında bu kararla mahkûm olmuştur” dedi.