‘BARIŞ’a ezgiler
Eskişehir’deki Barış Akademisyenleri müzik grubu kurdu. Grup üyeleri, müzik yaparak hem üretmeye hem direnmeye hem de barış çağrısı yapmaya devam ediyor.
Ezgi Atabilen‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attıkları için önce açığa alınıp sonra ihraç edilen Barış Akademisyenleri Eskişehir’de bir müzik grubu kurdu. Adı ‘Barışa Ezgiler’. Hem hayallerindeki üniversitenin ilk adımları olduğunu söyledikleri ‘Dayanışma Dersleri’ni düzenliyor, hem de pek çok enstrümanla dillerinin döndüğü birçok dilde şarkılar seslendiriyorlar. Hiçbir yere gitmiyor, pes etmiyor, üretmeye devam ediyor ve aynı zamanda bir sağaltma aracı olarak gördükleri müziğin gücüyle barışın sesini yükseltiyorlar. Grup üyelerinden Murat Yıkılmaz, Ozan Devrim Yay, Sultan Zengin ve Osman Şişman’la yaptığımız bu söyleşiyi okuyacak olanlara da bir notları var: “Akustik gitar kutusuna ihtiyacımız var. Enstrüman desteğine de açığız.”
-Barışa Ezgiler ne zaman kuruldu?
Murat Yıkılmaz: Nisan 2016’da tutuklu akademisyenler Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya’nın tutulduğu Silivri’yi ziyaret ettik. Eskişehir’den yaklaşık 20 kişi onları ziyarete giderken Ozan ‘sevdikleri bir şarkıyı seslendirin’ diye fikir verdi. Bir akordeon, bir gitarla yolda minibüste çalıştık. Silivri’nin önünde yaklaşık 20 kişilik grup küçük bir dinleti yaptık. Ama grup biz açığa alındıktan sonra kuruldu. Yani geçen ekim ayında.
-Grubun tüm üyeleri barış akademisyeni mi?
Murat Yıkılmaz: Şu an 11 kişiyiz. 5’imiz imzacı ve ihraç edilmiş akademisyen. Solist desteği veren başka arkadaşlarımız da var.
‘Müzik bizi güçlü kılıyor’
-Müzik yapmak sizin için bir mücadele yöntemi mi?
Murat Yıkılmaz: Burada mayıstan beri Dayanışma Dersleri yapıyoruz. Baskı gören, soruşturulan, uzaklaştırılan arkadaşlarımıza destek vermek için. Açığa alındıktan sonra bu dayanışmayı büyütelim diye düşündük. Ben önermiştim “Arkadaşlar, enstrüman çalanlarımız var aramızda, müzik de yapalım” diye. Hiçbirimiz profesyonel değiliz bu arada. Hepimiz çalarken öğreniyoruz, gelişiyoruz. Sonra bu yaptığımız şey çok sevildi. Biz bunu bir direnme biçimi, bir karşılık verme, baskı gören insanların sanat yoluyla verdiği bir tepki olarak görüyoruz. Bizi bir arada tutuyor, çok mutlu ediyor. Burada baskı gören herkesle bir aradayız. Müzik bizi güçlü kılıyor.
'Sürücü kursunda bile çalışamıyoruz'
-Müzik dışında ne yapıyorsunuz, akademiden ihraç edilenler için soruyorum. Hayat nasıl devam ediyor?
Ozan Devrim Yay: Pasaport iptaliyle yurtdışı araştırma projelerine dahil olma olanağımız da ortadan kalktı. Sözleşmelerimizin yenilenmediği süreçte dahil olduğum bazı bilimsel projeler vardı. Bu işlere maddi beklenti olmadan, fiilen devam etmek istedim. Ama TÜBİTAK ve üniversitenin çok açık baskılarıyla o projelerden de çıkartıldık. ‘Neler yapabilirim’i araştırma aşamasındayım hâlâ. Onun dışında hepimiz denk gelirse çeviri gibi ufak tefek işlerle ilgileniyoruz.
Murat Yıkılmaz: Aramızda çeviri yapanlar, dergi çıkaranlar, kafe işletenler var. Çalışma olanaklarımız ihraç edilen herkes gibi kısıtlanmış durumda. Özel üniversitelerde, özel okullarda, hatta sürücü kursunda bile iş bulmamız söz konusu değil. Çünkü çalışamayacağımız her yere bildirilmiş, yasaklanmış durumda. Şimdilik aslında çok ciddi bir faaliyet içine girmiş, işini yoluna koymuş, eski yaşam standardına kavuşmuş kimse yok. Herkes tutunabilmek için kişisel anlamda çabalıyor. Sendikamız Eğitim Sen’in bir dayanışma fonu var. Onunla ayakta duruyoruz biraz da.
'Her imzacı psikolojik gözaltında’
-Yaklaşık 10 konser vermişsiniz bugüne kadar. Hiç engelle karşılaştığınız oldu mu?
Ozan Devrim Yay: İki hafta önce terör örgütü üyeliği ve propaganda suçlamasıyla bir haftalık gözaltı süreci yaşadım. Bunun dolaylı etkileri dolayısıyla iptal etmek zorunda kaldığımız bir konserimiz oldu. Doğrudan bir baskı değil ama dolaylı etkileri oluyor yaşadıklarımızın.
Murat Yıkılmaz: Biz şunu biliyoruz; fiziksel olarak gözaltında değiliz ama psikolojik olarak hepimiz, her imzacı her an gözaltında. Bunu hissediyoruz. Ozan örneğinde de bunu yaşadık.
Hayalimizdeki üniversiteyi kuracağız
-Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Murat Yıkılmaz: 100 binden fazla insandan söz ediyoruz aslında. İmzacı olduğu için ihraç edilmiş 500’e yakın akademisyen var. Biz buradayız. Hiçbir yere gitmiyoruz. İşe geri dönmek ve hakkımızı geri alabilmek için her türlü hukuki mücadeleyi vereceğiz. Bunu yaparken de daha çok insana sesimizi duyuracağız. Barış talebini müziğimizle de gündemde tutmayı sürdüreceğiz. Dayanışma Dersleri’mizin sayısı bir yılda 24’ü buldu. Her disiplinden insan geldi, burada konuk ettik. Şimdi onu Eskişehir Okulu olarak büyüteceğiz. Duyurusunu da yaptık, herkes katkı yapacak. Sonbaharda Dayanışma Dersleri’ni tıpkı hayalimizdeki üniversite gibi kuracağız Eskişehir’de.
Ozan Devrim Yay : Ben kamu görevimden atıldım belki ama hâlâ Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin üyesiyim. Akademik birikimimi oda faaliyetleri üzerinden devam ettirmek gibi bir niyetim de var.