Barış Terkoğlu'nun tutukluluğuna itiraza ret
Barış Pehlivan'ın avukatları; Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel, Pehlivan'ın tutukluluğuna itiraz ederek, tahliyesini istedi. Öte yandan, Barış Terkoğlu'nun tutukluluğuna itiraz ise reddedildi.
cumhuriyet.com.trOdatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu ile gazeteci Hülya Kılınç, daha önce İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından açıklanan MİT mensubu şehidimizin cenaze törenine ilişkin yayımlanan haber gerekçesiyle tutuklandı.
İTİRAZ EDİLDİ
Barış Pehlivan'ın avukatları; Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel, Pehlivan'ın tutukluluğuna itiraz ederek, tahliyesini istedi.
Öte yandan, Barış Terkoğlu'nun tutukluluğuna itiraz ise reddedildi.
Avukat Hüseyin Ersöz ise, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Terkoğlu'nun tutukluluğuna itirazı reddeden hakimliğin kararının, dün gazeteci Murat Ağırel'i tutuklayan mahkeme ile aynı olduğun belirterek, "malumun ilanı" ifadelerini kullandı.
Odatv'nin haberine göre, Barış Pehlivan'ın tutukluluğuna itiraz edilen dilekçede ise; Barış Pehlivan'ın, tutukluluk kararı için, "Söz konusu karar haksız ve hukuka aykırı olup; bu karardan bir an evvel dönülmesi gerekmektedir" denildi.
Dilekçede; Şehit MİT mensbunun haberi için, Barış Pehlivan hakkında soruşturma yürütülüyor olmasının bile hak ve hukuka aykırılık teşkil ettiği, bu yüzden de tutuklama kararının kabul edilmesinin mümkün olmadığı dile getirildi.
Dilekçede, yapılan haber için, "haberde ortaya konmak istenen husus hiçbir istihbari bilgi ya da belgenin paylaşılması ve açıklanması değil, Şehidimize uygun şekilde bir defin ve törenin gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Haberin dikkat çektiği nokta, arkasında yatan gaye ve motivasyon açıkça Şehitlerimizin yüceltilmemesine dikkat çekmekten ibarettir" ifadelerine yer verildi.
Dilekçede; haberimizden önce, açık kaynaklardan paylaşılan şehit MİT mensubunun bilgilerinin kamuoyunun erişimine sunulduğunun da örnekleriyle altı çizildi. Bu nedenle de habere ilişkin ortada "gizli" bir bilgi ya da "ifşa"dan bahsedebilmenin mümkün olmadığı ifade edilirken, "Halihazırda açıklanmış, milyonların bilgisine ulaşmış, Milletvekilleri, gazeteciler, sosyal medya hesapları tarafından defaten paylaşılmış bir bilginin yeniden ifşasından ve yayılmasından bahsedebilmek hukuka ve akla aykırıdır. Açıklanan, deşifre edilen birtakım bilgileri müvekkilin adeta yeniden ifşa ettiğinden ve yaydığından bahsedilemeyeceğinden ve bu fiili imkansızlık hali, kanunun ihlal edilmediğini gösterdiğinden atılı suçun maddi unsurlarının oluşmadığı sabittir" denildi.
Dilekçede; Barış Pehlivan'ın söz konusu soruşturmada, "şüpheli" olmasının hukuki ve mantıki hiçbir yanının bulunmadığına işaret edildi.
Herkes tarafından bilinenin sır olamayacağının vurgulandığı dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Öncelikle ve önemle vurgulamak isteriz ki; Müvekkil Barış PEHLİVAN tarafından da gerek Savcılık ifadesinde gerek Hakimliğiniz huzurunda açıkça ifade edildiği üzere; suçlamaya dayanak haber Manisa’da ikamet eden “gönüllü muhabir” Hülya KILINÇ tarafından yapılmış ve Odatv İnternet Haber Sitesi’ne gönderilmiştir. Bu noktada, Hülya KILINÇ’ın Odatv’nin ücretli çalışanı olmadığını; kurumun çalışma prensibi gereği daha fazla haber yelpazesi ile kamuoyunu bilgilendirmek adına kolektif yayıncılık anlayışı ile ücretli ve sürekli çalışanlar dışında Türkiye’nin dört bir tarafında faaliyet gösteren serbest ve yerel gazetecilerin haberlerine de açık olduğunu belirtmek isteriz.
Atılı suça dayanak gösterilen Odatv haberinin yayınlanması nedeniyle bir MİT mensubunun kimlik bilgilerinin ve istihbarat faaliyetlerinin ifşa edildiği iddiası doğru olmayıp, Müvekkilin fiilen de hukuken de atılı suçu işlemiş olması mümkün değildir. LİBYA’DA ŞEHİT OLAN MİT MENSUPLARI İLE İLGİLİ 3 OLARAK SÖZ KONUSU HABERDEN ÖNCE BİRÇOK AÇIKLAMA VE PAYLAŞIM YAPILDIĞINDAN MÜVEKKİLİN HERHANGİ BİR BİLGİ YAHUT BELGEYİ İFŞA ETTİĞİ, AÇIĞA ÇIKARDIĞI YADA YAYDIĞINDAN BAHSEDİLEMEZ.
Libya’da şehit düşen MİT mensuplarına ilişkin sosyal medyada, gazetelerde, basın yayın organlarında birçok haber yapılmış ve Milletvekili kademesindeki insanlar tarafından dahi soruşturma konusu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Örneğin, Libya’da şehit olan MİT mensuplarının kimlik bilgileri ve görev yerleri, İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 26 Şubat 2020 tarihinde yaptığı basın toplantısında kamuoyuyla paylaşılmış ve kamuoyuna mal edilmiştir. Bu gerçek, müvekkile atılı suçun oluşmadığının önemli bir kanıtıdır.
Dolayısıyla Müvekkilin “Genel Yayın Yönetmeni” olduğu haber sitesinde, DAHA EVVEL KAMUOYUYLA KİMLİK BİLGİLERİ ZATEN PAYLAŞILMIŞ OLAN ŞEHİDİMİZİN cenaze töreninden bilgi ve fotoğrafların yayınlanmış olmasının “deşifre” olarak nitelenmesi hukuken mümkün değildir. SÖZ KONUSU HABERİN YAYINLANMASINDAKİ ASIL VE YEGANE AMAÇ, TOPLUMA MAL OLMUŞ BİR KİŞİNİN ŞEHADETİNİN YÜCELTİLMESİDİR
(...) sosyal medya ile açık kaynaklarda şehidimizin cenazesine dair onlarca fotoğraf paylaşılmasına rağmen suçlamaya dayanak haberdeki fotoğraf seçiminde şehit ailesini deşifre etmemek adına da son derece özen gösterilmiştir. Bilgi dahilinde olmasına rağmen şehidin köyü ve ailesine ilişkin bilgiler habere dahil dahi edilmemiştir. Bu durum başlı başına Müvekkil ve meslektaşlarının suç işleme kastı içerisinde hareket etmediklerinin, şehidimize ilişkin azami özen ve dikkati göstermek gayretinde olduklarının kanıtıdır.
Bu noktada en çarpıcı örnek Kaşif KOZİNOĞLU olacaktır. Öyle ki; kimlik bilgileri, ailesi, özel hayatı, fotoğrafı deşifre edilerek Odatv Davası soruşturmasına dahil edilen MİT mensubu Kaşif KOZİNOĞLU cezaevinin olumsuz şartlarına daha fazla dayanamamış ve kalp krizi geçirerek vefat etmiştir. Merhum Kaşif KOZİNOĞLU’nun MİT mensubu olması göz önünde bulundurulmaksızın, Kanun’da değişiklik yapılmasından sonra, cenaze töreninden aile bireylerinin de 9 görüldüğü fotoğraflara erişimin halen mümkün olduğunu Sayın Hakimliğinizin dikkatine sunmak isteriz.
Diğer yandan, MÜVEKKİL HAKKINDAKİ SUÇLAMAYA DAYANAK YAPILAN, İÇERİĞİ İTİBARİYLE İFADE HÜRRİYETİNİN SINIRLARI İÇERİSİNDE YER ALAN HABERİN BASIN HÜRRİYETİNİN KORUMASI ALTINDA DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR. MİT mensup ve faaliyetlerine ilişkin bilgiler ifşa, hedef gösterme niteliğinde olmadığı sürece basın yayın faaliyetlerinin konusu olabilmektedirler.
Kamuoyunda tanınan, bilinen MİT mensupları ile ilgili kısa bir açık kaynak taraması yapıldığında farklı kesimlere yakın olan birçok gazete ve haber sitesinin yapmış olduğu onlarca haberle karşılaşılmaktadır.
Tüm kitapçılarda MİT ve MİT mensuplarına ilişkin sayısız kitap ve yazılı yayın bulunmaktadır. Söz konusu kitapların birçoğunda bir kısmı hala faal olabilecek birçok Teşkilat mensubunun açık isimleri ve aile bilgileri yer almaktadır.
TBMM’nin herkese açık internet sitesinden Susurluk Komisyonu, Darbeleri Araştırma Komisyonu ve Fail-i Meçhulleri Araştırma Komisyonu zabıt ve raporlarına erişilebilmektedir. Söz konusu tutanaklarda açık isimleri ile beyanda bulunmuş birçok MİT personeli yer almaktadır.
(...) Son olarak önemle vurgulamak isteriz ki, bugüne dek sayısız ödüller almış, eşine az rastlanır araştırmacı gazeteciler arasında sayılan MÜVEKKİLİN ÜLKEMİZİ YASA BOĞAN ŞEHİT HABERLERİ ALDIĞIMIZ BUGÜNLERDE, ŞEHADET MERTEBESİNE ULAŞMIŞ BİR KİŞİYİ MENSUBU OLDUĞU KURUM BAKIMINDAN AYRIM YAPMAKSIZIN, YÜCELTMEK ADINA YAYINLANMIŞ HABER NEDENİYLE TUTUKLU BULUNMASININ HUKUKEN, AHLAKEN VE VİCDANEN BİR KARŞILIĞI YOKTUR
Bu bağlamda esasında “gazetecilik faaliyeti” nedeniyle özgürlüğünden mahrum bırakılmasına karar verilen Müvekkil Barış PEHLİVAN hakkında, huzurdaki soruşturma sonunda atılı suç nedeniyle dava açılıp “mahkumiyetine” karar verilse dahi, infazın 8 ayda tamamlanacak olması da göz önünde bulundurularak, verilecek olan TAHLİYE kararı ifade özgürlüğünün de temini anlamına gelecektir."