Barış Pehlivan yazdı: “Bu arşiv, Bahçeli’nin hoşuna gitmeyecek”
Gazetemiz yazarı Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” başlıklı köşesinde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
cumhuriyet.com.trGazetemiz yazarı Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” başlıklı köşesinde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan, yazısının “Bu arşiv, Bahçeli’nin hoşuna gitmeyecek” başlıklı bölümünde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde “Serok Erdoğan” olarak karşılanmasını hatırlattı.
Erdoğan’ın 2005 yılındaki Diyarbakır ziyaretinde “Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur.” dediğini hatırlatan Pehlivan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yıllar önceki sözlerini hatırlattı.
Pehlivan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Hani ne demişti filozof: Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. Haklı değil mi, hem nehir hem sen değişirsin. Belki Erdoğan’ın konuşmalarını görse filozof karar değiştirirdi.
Neden mi? Cumhurbaşkanı, geçen cuma günü Diyarbakır’a gitti. Bölge halkına el uzattı. En çok da AKP’lilerin 'Biji Serok Erdoğan' sloganı tartışıldı. MHP’nin Davutoğlu’na karşı yıllardır dilinden düşürmediği 'Serok Ahmet' sloganına gönderme yapılıp 'buna ne diyeceksiniz' denildi.
Ama asıl mesele Erdoğan’ın, 'Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız' ifadelerindeydi.
Peki, Erdoğan 2005’teki o ziyaretinde ne demişti? Şunu:
'Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur.'
Lakin, açıp bakıyorum...
Erdoğan aslında hep bunu söylemiş. 2009’da da 2012’de de 2013’te de...
Şimdi...
Buraya kadar her şey konuşuldu. Asıl gizlenmek istenen ise MHP lideri Bahçeli’nin ne dediğiydi. Zira, muhalefetteyken defalarca Erdoğan’ın 2005 Diyarbakır konuşmasını yerden yere vurmuştu.
MHP’nin sitesini açıyorum. Erdoğan’ın 2005 Diyarbakır çıkışına Bahçeli’nin aynı tarihlerde verdiği tepki halen orada duruyor:
'Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin karşısındaki silahlı bölücü terör sorununu etnik bir kimlik talebi olarak görmüş ve buna siyasi ve hukuki statü kazandırılması anlamına gelecek sorumsuz beyanlarıyla bölücü heveslerin iştahını kabartmıştır. Sorunun teşhisinde ve tedavisinde tam bir gaflet içinde olan Başbakan Erdoğan, siyasi çözüm talepleri için zemin hazırlamış, bölücü terörün siyasi kimlik ve meşruiyet kazanma çabalarının önünü açmıştır.'
Bahçeli yıllar boyu aynı üslubu isim ve yer vererek sürdürdü. Örnek olsun, 2009 yılında şunu söyledi:
'Başbakan 2005 yılında Diyarbakır ziyaretinde yıllarca var olan bölücü terör olayını Kürt sorununa dönüştürerek, bölücü terörü bu ülkede yaşayan toplumun insanları arasında bir etnik çatışmaya temel olabilecek tarihi bir hatayı işliyor.'
Örnekler çoğaltılabilir ama sanırım anlaşıldı.
Kısacası 'başkan' kelimesinin Kürtçesi olan 'serok' lafı büyük kriz değil. Kriz, Erdoğan’ın geri dönüp 16 yıl önceki konuşmasına yeniden atıf yapmasında. Aynı yerde durduğunu söylemesinde. O günkü pozisyonunu korumasında.
Zira 'Kürt açılımı'nın başlangıç tarihi olarak görülen 2005’teki o konuşma, MHP tarafından da 'ihanet' olarak okunuyor. Haliyle Bahçeli’ye asıl sorulması gereken soru şu: 2005 Diyarbakır konuşması hakkında fikriniz değişti mi?"