Barış Doster yazdı: Kulislerde "Yüzde 5 seçim barajı" hareketliliği
Gazetemiz yazarı Barış Doster, seçim barajın düşürülmesinin olası sonuçlarını anlattı. Doster, "İktidar blokunun barajı indirmesindeki temel nedenin ne olduğuna ve neyi amaçladığına ilişkin muhalefetin yaptığı yorumlar bir yana, barajın düşürülmesinin olası sonuçlarını tartışalım." dedi.
cumhuriyet.com.trGazetemiz yazarı Barış Doster, "Yüzde 5 seçim barajı ve sonuçları" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Doster bugünkü yazısında, Cumhur İttifakı ortaklarının, yüzde 10 barajını düşürmek için anlaştıkları iddiasını değerlendirdi. Barajın yüzde 5'e çekileceği söylentilerini ele alan Doster, barajın düşürülmesinin olası sonuçlarını anlattı.
Doster, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ittifaklar öne çıkmış, küçük partilerin önemi artmış olsa da barajın yüzde 5’e indirilmesinin özellikle baraj sorunu yaşayan partiler açısından olumlu bir siyasi hava doğuracağı açıktır." ifadelerini kullandı.
Barış Doster'in yazısı şöyle:
Cumhur İttifakı ortaklarının, yüzde 10 barajını düşürmek için anlaştıkları açıklandı. Barajın önce yüzde 7’ye indiğini yazdı gazeteler. Sonra bu oranın yüzde 5’e çekileceğini yazdı Habertürk’te Muharrem Sarıkaya. İktidar blokunun barajı indirmesindeki temel nedenin ne olduğuna ve neyi amaçladığına ilişkin muhalefetin yaptığı yorumlar bir yana, barajın düşürülmesinin olası sonuçlarını tartışalım.
Birincisi, gerekçesi ne olursa olsun, 12 Eylül 1980 darbesinin ürünü olan yüzde 10 barajının düşürülmesi önemlidir. Her ne kadar Türkiye; parlamenter rejimden vazgeçmiş, TBMM’nin etkinliği hayli azalmış, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ittifaklar öne çıkmış, küçük partilerin önemi artmış olsa da barajın yüzde 5’e indirilmesinin özellikle baraj sorunu yaşayan partiler açısından olumlu bir siyasi hava doğuracağı açıktır.
İkincisi, geçmiş seçimlere bakıldığında, yüzde 10 barajının büyük partilere yaradığı, yüksek baraj nedeniyle pek çok partinin TBMM dışında kaldığı, milyonlarca seçmenin TBMM’de temsil edilmediği görülür. Yüksek baraj nedeniyle seçmenlerin önemli bölümü, asıl oy vermek istedikleri parti baraj sorunu yaşadığından, bir başka partiye, kerhen oy vermiştir. En çok desteklediği partiye değil de daha az desteklediği partiye oy atmıştır. Taktik oy kullanmıştır.
Üçüncüsü, 'Temsilde adalet mi? Yönetimde istikrar mı' sorusunun muhatabı seçmenler değil, siyasetçilerdir. O nedenle, yönetimde istikrarı sağlamak adına, temsilde adaletten vazgeçmek, bunu da yüzde 10 barajıyla sağlamaya çalışmak, 1983 ve 1987 seçimleri dışında, darbecilerin beklediği sonucu da vermemiştir. Partiler ittifaklar kurarak veya bağımsız adaylar göstermek yoluyla, TBMM’ye girmeyi başarmıştır.
SİYASETİN MATEMATİĞİ FARKLIDIR
Dördüncüsü, baraj yüzde 5 olduğunda, pek çok küçük parti ittifak kurup barajı geçmenin hesabını yapacaktır. Bu, siyasette uzlaşma kültürünü de besleyecektir.
Beşincisi, iktidar bloku, baraj yüzde 5’e çekildiğinde, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin Millet İttifakı’na yönelmeyip, kendi aralarında ittifak kurmalarının, hatta buna Saadet Partisi’nin de katılmasının hesabını yapmış olabilir mi? Olabilir. Dahası, İYİ Parti’nin öncülük ettiği, sağcı partilerin katıldığı bir ittifakın kurulmasıyla, Millet İttifakı’nın dağılacağını, CHP’nin yalnız kalacağını da düşünmüş olabilir. Siyasette bu tür hesaplar doğaldır. Fakat unutmamak gerekir ki masa başında yapılan hesaplar, sandıkta her zaman karşılık bulmazlar. Siyasette 2 ile 2’nin toplamı bazen 1 eder, bazen 6 eder. Tarihte örnekleri çoktur.
Altıncısı, oy kaybı yaşayan iktidarların, seçim sistemini değiştirdikleri, kendi yararlarına olacağını düşündükleri düzenlemeler yaptıkları, çok sık tanık olduğumuz bir durumdur. Fakat bu değişikliklerin genellikle umulan sonucu vermediği de bilinir.
Kısacası, matematiğin siyaseti yoktur, lakin siyasetin matematiği vardır. Siyasetçilerin de bunu iyi bilmesi gerekir."