Barış Çiçekleri... (30.09.2011)

cumhuriyet.com.tr

M.Kemal Atatürk bir konuşmasında ‘Ben savaş adamı değil, barış insanıyım…’ der.

Barış; özgürlüklerin korkuyla yer değiştirmediği, aydınlığın karanlığa üstün gelmediği bir umut çiçeğidir. Barış, savaş karşıtı bir kavramdır. Sulh, uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan bir ortamdır. Barışın tarihi insanlığın tarihi kadar eskidir. Barış yapmak, barışsever olmak, iç barış, çalışma barışı, huzur gibi kavramlar, barış olgusunun türevleridir…

Barış, içimizdeki zalime baş kaldırmaktır. Zulme uğrayanlarla birlikte haykırmaktır. Barış, savaşa karşı direnmektir, haksızlıklara kafa tutmaktır. Ayrımcılığın her türünü dışlamaktır.

Demokrasiyi çiğneyerek, hukuk devletini yok ederek, Cumhuriyet rejimini hırpalayarak, toplumu kutuplaştırarak, ayrımcılık yaparak, öğretim üyelerini, gazetecileri, askerleri, milletvekillerini cezaevlerine doldurarak, kadınlara şiddet uygulayarak barışı sağlayamayız.

Barış, demokrasi ile ikiz kardeştir. Adalet, hak, hukuk olmayan yerde barış da olamaz. Bilincinde, bilinçaltında, vicdanında kavga tohumları taşıyanlar asla barışı gerçekleştiremezler. Barış tacı, saltanat tacıyla kıyaslanmayacak kadar değerlidir.

Dünyanın tüm renklerinin ortak adıdır barış. Korkuya dayanan barış, bastırılmış bir savaştan başka bir şey değildir.

Ne diyor Atatürk? “Bugünkü insanlık toplumunda insan olarak yer alabilmek için, huzur ve sükûn ile, ama kesinle özgürlük ve bağımsızlık kurarak, çok sürekli çalışmak gerektiğine inanmış bulunuyorum” (Mimber gazetesi).

Unutmayalım, “ne iyi bir savaş vardır, ne de kötü bir barış”.