"Banka zararları 500 milyar dolar azaldı"

IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun birinci bölümü yayınlandı. Raporda, "Ülke bankacılık sistemlerinin kimi bölümleri kötü bir şekilde sermayelendirilmiş durumda ve hala önemli aşağı yönlü risklerle karşı karşıya. Zayıf bankalarla ilgili ağır işleyen süreç, alınmış olağanüstü destek politikalarından çıkışı zorlaştırabilir" denildi.

cumhuriyet.com.tr

IMF 2010 Nisan ayı Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun birinci bölümü yayınlandı. Raporda ekonomik toparlanma güç kazanmış bir durumdayken küresel finansal sistemin daha sağlıklı hale geldiği, ancak istikrarın sağlanmasında risklerin yüksek kalmaya devam ettiği belirtildi.

Rapordaki ana mesajlar şöyle sıralandı:

"-Gelişmiş ülkelerin özerk riskleri istikrardaki kazanımları zayıflatabilir ve kredi krizini yeni bir aşamaya çekebilir.

-Ülke risklerini iyi tasarlanmış mali konsolidasyon stratejileri yoluyla azaltmaya; krizin mirasını temizlemeye ve sağlıklı, kendi ayakları üzerinde durabilen, kredi desteği verebilecek bir bankalar temeli sağlayarak 'finansal küçülme-kaynaksızlık (deleveraging)' sürecini sorunsuz bir şekilde kolaylaştırmaya yönelik politikalara ihtiyaç var.

-Geleceğe bakıldığında, regülasyon gündeminde kararlılıkla ilerlemeye ve daha güvenli, daha esnek ve dinamik küresel finansal sisteme doğru dönüşümü tamamlamaya ihtiyacı bulunuyor."


Küresel sistemin sağlığı Ekim 2009'dan bu yana iyileşti

Raporda ekonomik toparlanma etkisini gösterirken, Ekim 2009 IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu'ndan bu yana küresel finansal sistemin sağlığının iyileştiği belirtilirken, "Ancak istikrar riskleri toparlanmanın hala kırılgan doğasına ve devam eden bilanço onarımlarına bağlı olarak yükselmiş kaldı" denildi.

Gelişmiş ülke riskleri, kazanımları tehlikeye düşürüyor

Leverage (özvarlık dışı kaynak kullanma) mekanizması için daha az istekli piyasalar ve destek politikalarından çıkışın bir parçası olarak likidite çekilişiyle birlikte yeni finansal istikrar risklerinin su yüzüne çıktığı belirtilen raporda, "Ülke risklerinin bankacılık sistemlerine iletimi ve ekonomi aracılığıyla bunların geri dönüşü, finansal istikrara zarar verebilir" denildi.


Zararlarda 500 milyar dolar azalış

IMF raporunda, iyileşen ekonomik ve finansal piyasa koşullarının bankaların beklenen zararlarını azalttığı, rakamın 2.8 trilyon dolardan 2.3 trilyon dolara indiği ve banka sermaye pozisyonlarında da önemli iyileşme görüldüğü kaydedildi. Raporda şu saptamalar yapıldı:
"-Fakat ülke bankacılık sistemlerinin kimi bölümleri kötü bir şekilde sermayelendirilmiş durumda ve hala önemli aşağı yönlü risklerle karşı karşıya. Zayıf bankalarla ilgili ağır işleyen süreç, alınmış olağanüstü destek politikalarından çıkışı zorlaştırabilir. Zayıf kurumlarla kararlı biçimde başa çıkmada görülecek başarısızlık, büyüme rakamlarında bu kurumların büyüklüğüyle orantılı rol oynayabilir. Bankalar iş modellerini yeniden değerlendirmeli, sermayelerini yükseltmeli, bilançolarını risksiz, fonlamalarını istikrarlı hale getirmelidir.

-Bankalar bilançolarını onarırken kredilerde toparlanma yavaş, sığ ve eşitsiz bir şekilde olacak. Özel kredi talebindeki zayıf toparlanmaya karşın ülke ihtiyaçlarındaki şişmeler, sınırlı kredi arzına karşı maliyetleri artırabilir. Kredi kapasitesi darlığını hedefleyen ekonomi politikası önlemleri, mali risklerin yönetimiyle birlikte kredi arz ve talebinin, üzerlerindeki baskıdan kurtulmalarına yardımcı olmalıdır.

-Farklı bölgelerde farklı hızlarla yaşanan küresel toparlanma, yükselen piyasaların istikrarında zorluklara yol açıyor. Güçlü büyüme beklentileri, para birimlerindeki değerlenmeler ve yükselen varlık fiyatları, portföy sermaye akışını, Asya Pasifik'e (Japonya hariç) ve Latin Amerika'ya çekiyor. Burada başta büyük gelişmiş ekonomilerdeki düşük faiz oranları olmak üzere 'itici faktörler' de anahtar konumda bulunuyor. Şimdiye kadar ülkeler arasında varlıkların aşırı değerlendiği konusunda, kimi belli bölgesel piyasalar hariç sadece sınırlı kanıt bulunmaktadır. Ancak şu anki yüksek dış ve iç likidite koşulları ve güçlü kredi büyümesi, enflasyonu ateşleme ve gelecek yıllarda kabarcıklara yol açma potansiyeline sahip. Ekonomi politikasını üretenler yükselen sermaye akışlarına karşılık verdi, fakat finansal istikrarın devamını sağlamak için devamlı ihtiyat gerekli."

Ekonomi politikasını yütürenlerin, sistemik risklerin azaltılmasında yakalanan ivmenin korunması için, birkaç ana alanda ek eylemler gerçekleştirmesi gereğine dikkat çekilen raporda, "Özerk risklerin dikkatli bir şekilde yönetilmesi temeldir. Hükümetlerin yükselen borç yükünü engellemek ve kredi krizinin yeni bir aşamaya geçmesinden sakınmak için güvenilir orta vadeli mali konsolidasyon planları tasarlamaya ihtiyaçları vardır. Politika üretenler deleveraging sürecinin diğer aşamasının sorunsuz olmasını sağlamak zorundadır. Canlılığını kaybetmiş kurumlar için hızlı çözümler ve zayıf kurumların ticari bir geleceğe kavuşturularak yeniden yapılandırılması, olağanüstü ekonomi politikası desteklerinden kalıcı bir şekilde çıkışın mümkün kılınması ve kendi ayakları üzerinde durarak kredi desteği verebilecek sağlıklı bir finansal kurumlar temeli sağlanması için hayatidir" denildi.

IMF raporunda ileri bakıldığında düzenleyici reformların hızlı bir şekilde ancak cari ekonomik ve finansal koşullar göz önüne alınarak ilerletilmesi ihtiyacı bulunduğu kaydedildi. Bankacılık sektörünün sermaye tabanının güçlendirilmesine devam etmenin, finansal sistemi sermaye yeterliliği çerçevesine hazırlamak için yardımcı olacağına değinilen raporda, "Bankaların gelecekteki iş modellerinin daha kesin hale getirilmesi için yeni finansal sistemin işleyiş çerçevesi daha açık tanımlanmalıdır. 'Batmasına göz yumulmayacak kadar önemli' kurumlar sorununa yönelmek piyasa disiplinini restore etmek ve özerk bilançoların yalıtılması için kritiktir" saptaması yer aldı.