"Bana komplo kuruldu"

Birinci Ergenekon davasının 174. duruşması başladı. Yıldız, Danıştay davasıyla ilgili konuşacağını ifade ederek, ''Türkiye'nin en gizli istihbarat teşkilatının başkanıyım'' deyince Özese, ''Mikrofonu kapatın'' diyerek Yıldız'ın konuşmasına izin vermedi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, emekli tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin ve Ergün Poyraz ise duruşmaya gelmedi.

Köksal Şengün'ün mazereti dolayısıyla mahkeme heyetine başkanlık eden üye hakim Hasan Hüseyin Özese, duruşmaya çağrılan mağdurlar Danıştay Başkanı Mustafa Birden ile Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu'na yapılan tebligata henüz cevap gönderilmediğini kaydetti.

Duruşmada usul hakkında söz almak isteyen tutuklu sanık İsmail Yıldız'a Özese ''reddihakim'' talebi dışındaki usul hakkında söyleyeceği diğer şeyleri dinlemeyeceğini belirtti.

Yıldız, Danıştay davasıyla ilgili konuşacağını ifade ederek, ''Türkiye'nin en gizli istihbarat teşkilatının başkanıyım'' deyince Özese, ''Mikrofonu kapatın'' diyerek Yıldız'ın konuşmasına izin vermedi. Yıldız'ın konuşmakta ısrar etmesi üzerine Özese, kızarak Yıldız'ı yerine oturttu.

Duruşmada, daha sonra, Aktüel dergisinde 2006'da yayımlanan, avukat Abdülkadir Erdil ile yapılan ''Katil (Alparslan Arslan) para için önce bana geldi'' başlıklı haber nedeniyle tanık olarak çağrılan Erdil dinlenildi.

Erdil, 73 yaşında olduğunu belirterek, şu anda avukatlık yapmadığını, emekli olduğunu söyledi.

Erdil, ''Sanıkları da bu davayı da gazetelerden okudum. Olayların ne şekilde geliştiğini bilmem. Kimseyi tanımıyorum. Alparslan Arslan'ı tanımıyorum, o da beni tanımaz. Danıştay baskınından, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasından haberim yok'' dedi.
O dönemde ismini açıklamak istemediği bir siyasi partinin genel başkan adayı olduğunu ifade eden Erdil, bu nedenle çok dolaştığını, gazete ve dergilerde röportajının çıktığını, Aktüel dergisinden de Ecevit Kılıç'la röportaj yaptığını söyledi.

Kılıç'ın kendisine ısrarla Alparslan Arslan'ı sorduğunu, tanımadığını söylemesine rağmen ısrar ettiğini, kendisinin de ''Bana zorla tanıttırmaya mı çalışıyorsun?'' dediğini ifade eden Erdil, dergide yayınlanan söz konusu haberi tekzip ettirdiğini kaydetti.

Erdil, o dönemde delegeleriyle dolaştığını, adaylık sürecinde 800 bin lira masraf yaptığını söyledi.

12 Eylül döneminde yargılandığını ifade eden Erdil, Arslan'ı tanımadığını tekrarlayarak ''Bu tür olaylarda olmam'' diye konuştu.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in ''Anlattıklarınıza göre Alparslan Arslan büronuza hiç gelmedi. Doğru mu?'' sorusu üzerine Erdil, ''Evet, doğru'' dedi.

Savcının sorularının ardından Özese, Alparslan Arslan'ı ayağa kaldırarak Erdil'i tanıyıp tanımadığını sordu. Erdil'i bugün burada gördüğünü belirten Arslan, ''Daha önce mahkemede ve televizyonda adını duymuş olabilirim. Tanışıyor da tanışmıyor da olabilirim. Bu konuda bir şey bilmiyorum'' diye konuştu.

"Bana komplo kuruldu"

Duruşmada tanıklığına başvurulan avukat Abdülkadir Erdil, Aktüel dergisinde yayımlanan röportajının ardından tazminat davası açmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu röportaj benim siyasi hayatımı bitirdiği gibi ailemi de mağdur etti. Bin liralık dava açamazdım. Yüksek meblağlı dava açmam gerekirdi. Dava harcını yatıramayacağım için açmadım. Kirada oturuyorum.
Aktüel'de o haber yayınlandıktan sonra ilk olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu aradı. Vicdanen kendimi yargıladım. Zaten namusluydum. Dava açacağım kişiyi şimdi biliyorum artık. Şimdi siz seyredin Mehmet Eymür üzerinden devlete açılacak davayı.''

Röportajda, Erol Şahin ile birlikte büroya gelen avukat Sait Bingöl yerine Alparslan Arslan'ın yazıldığını ifade ederek, ''Siyasi komploya düştüğümü düşünüyorum. Bana komplo kuruldu. O dönem gündemin birinci maddesi Danıştay baskınıydı'' diye konuştu.

Avukat Vural Ergül de Kuzey Irak'tan getirilecek yüklü miktarda paranın MİT'e ait olduğuna ilişkin bilgi notunun 2008 yılının şubat ayının son haftasında Mehmet Eymür tarafından flaş bellek içinde savcılığa verildiğini belirterek, MİT'in bu belgenin Eymür tarafından yazıldığını mahkemeye gönderdiği yazıda doğruladığını kaydetti.

Bu arada, söz alan sanık İsmail Yıldız, farklı konulara değinmesi üzerine mahkeme heyetince salondan çıkarıldı.
Duruşma, tanık Erdil'e soru sorulmasıyla devam ediyor.

Perinçek'in açıklaması

Öte yandan, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yazılı açıklama yaparak, Oda TV'de ele geçirildiği, kendisinin uyarı ve telkinlerini içerdiği belirtilen notun ''uydurma'' olduğunu iddia etti.

Perinçek, Mustafa Balbay'ın koğuşuna konulduktan kısa süre sonra çıkarılmasıyla ilgili olarak şunları kaydetti:

''3 Mart 2011 Perşembe günü, Mustafa Balbay'ın bulunduğu F-3 hücrelerine saat 13.30'da nakledildim. Saat 16.30'da F-8 koğuşuna geri getirildim. Hücrelerden çıkarken kesinlikle 'Ankara'dan haber hızlı geliyor' diye bir şey söylemedim. 'Cezaevi yöneticilerinin suç işlediklerini, bunun kameralarla saptandığını' belirttim. Balbay'a da 'Seni buradan çıkaracağız' dedim. Uydurma haberin düzeltilmesini rica ederim.''