Balyoz'da reddi hakim talebine ret

''Balyoz Planı'' davasında sanık avukatlarından Mahir Işıkay'ın, ''mahkeme heyetinin hasmane davranışlar sergilemesi ve mahkemede adil yargılanma şartlarının sağlanmaması gerekçesiyle reddi hakim kararı verilmesi'' talebi reddedildi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, savcılık mütalaasına karşı savunma yapmaya devam eden tutuklu sanıklar Süleyman Namık Kurşuncu, Necdet Tunç Sözen, Kubilay Baloğlu, Mustafa İlhan, Yalçın Ergül ve Rasim Arslan ile tutuksuz sanıklar Şenol Büyükçakır, Ayhan Gümüş, Namık Sevinç, Yusuf Volkan Yücel, Atilla Özler, Çetin Can, Osman Başıbüyük ve Hüseyin Dilaver'in avukatı Haluk Pekşen, dava konusu harekat planlarında hükümetin düşürülmesine yönelik olarak planlandığı belirtilen hiçbir icra hareketinin yapılmadığını savundu.

Dosya kapsamındaki söz konusu belgelerin bilgisayar ortamında hazırlanması ve kendilerince kabul edilmese de seminerde konuşulmasının ancak ''hazırlık hareketi'' olarak kabul edilebileceğini belirten Pekşen, bu hazırlık hareketleriyle sanıkların iradesinin suç işlemeye yönelip yönelmediğinin tespit edilemeyeceğini ve sanıklar bakımından da ayrı ayrı, titizlikle değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 25 Ocak 2010 tarihli bir kararına işaret eden Pekşen, bu kararda ''Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışma suçunun oluşabilmesi için fail tarafından bu amaçla silahlı örgüt kurulmasının yeterli olmadığı, kurulan örgütün amaç suçun işlenmesi doğrultusunda ülke genelinde bu amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte cebir ve şiddet içeren ve ağır suç teşkil eden icra hareketlerine girişilmiş olmasının da gerektiği'' ifadesinin kullanıldığını ve Yargıtay kararına konu olayda, ''örgütün silahlanması ve amaca yönelik vahim eylemler planlamasının suça hazırlık hareketi niteliğinde olup icra hareketine dönüşmediği'' şeklinde görüşler de dile getirildiğini aktardı.


''Sanıklar hakkında teşebbüs maddesinin uygulanması hatalıdır''

Avukat Pekşen, Yargıtay kararına konu davadaki olayların, bu davadaki olaylara göre çok daha vahim olduğunu kaydederek, söz konusu olayda dahi eylemlerin 'hazırlık hareketi' olarak kabul edildiğini savundu.

Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerine göre dava konusu suçlara teşebbüsün de tamamlanmış suç gibi cezalandırıldığını hatırlatan Pekşen, ''Oysa sanık müvekkillerin yargılandığı maddeye bakıldığında bu yönde bir düzenleme olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sanıklar, iddianamede belirtilen atılı suçu işlemek için hiçbir icra hareketi yapmadıklarından öncelikle sanıkların cezalandırılmalarının ve haklarında teşebbüs maddesinin uygulanmasının hatalı olacağı açıktır'' dedi.

Sanıkların kanunda suç olarak düzenlenen hiçbir davranışı gerçekleştirmediklerini ve iddianamede sıralanan hususların kesinlikle icra hareketi olarak nitelendirilemeyeceğini aktaran Pekşen, bu nedenle sanıkların beraat edecekleri kanaatinde olduklarını dile getirdi.

Pekşen, savunmasına şöyle devam etti:

''Ayrıca, her ne kadar iddianamede, sanıkların bu tarihten sonra ellerinde olmayan nedenlerle icra hareketlerini tamamlayamadıkları, istedikleri sonucun gerçekleşmediği görüşü dile getirilmişse de bu gerekçe tamamen varsayımdır, bu görüşte olunması durumunda hangi nedenle bu icrayı tamamlayamadıklarının da tespiti ve belirtilmesi gerekmektedir. Failin başladığı icra hareketlerini tamamlama imkanı varken hareketlerine devam etmemesi halinde icra hareketlerinden vazgeçme söz konusudur.''

Avukat Haluk Pekşen, savunmasında belirttiği gerekçelerle müvekkili olan sanıkların hukuki durumlarının dilekçelerinde belirttiği hususlar çerçevesinde değerlendirilmesini ve müvekkilleri hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.


Mahkemenin ara kararı

Pekşen'in savunmasından sonra mahkemeye ulaşan talepleri değerlendirdiklerini belirten Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, kimi sanık avukatlarından Mahir Işıkay'ın, ''mahkeme heyetinin hasmane davranışlar sergilemesi ve mahkemede adil yargılanma şartlarının sağlanmaması gerekçesiyle reddi hakim kararı verilmesi'' talebinin, yargılamayı uzatma amaçlı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini bildirdi.

Başkan Diken, avukat Haluk Pekşen'in müvekkillerinin savcılık mütalaasına karşı savunma yapacaklarını belirterek duruşmayı yarına erteledi.