Balyoz savcısı 20 yıl istedi
Balyoz davasında iddia makamı aralarında emekli Orgeneraller Çetin Doğan, İbrahim Fırtına, emekli Oramiral Özden Örnek’in de bulunduğu 250’si tutuklu, 365 sanık asker hakkında 15-22 yıl arasında hapis cezası istedi.
cumhuriyet.com.trİstanbul’da 1. Ordu Komutanlığı’nda 5-7 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen seminerin arka planında “Balyoz Darbe Planı” yapıldığına ilişkin davanın 88. duruşması yapıldı. Eski Birinci Ordu Komutan emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Orgeneral Bilgin Balanlı, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, emekli korgeneral ve MHP Milletvekili Engin Alan, emekli Orgeneral Ergin Saygun’un da aralarında bulunduğu 250’si tutuklu 365 sanıklı davaya dün devam edildi.
İstanbul. 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi’nin bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın dünkü öğleden sonraki bölümünde Başkan Ömer Diken iddia makamına “soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin” olup olmadığını sorudu.
Savcı Kırbaş, talepleri olmadığını, esas hakkında mütalaayı hazırladıklarını belirtti. Savcı Kırbaş, 920 sayfalık mütalaayı 30 CD ek ile sunduklarını ifade etti. İddia makamının esas hakkındaki mütalaasını savcılar Savaş Kırbaş ve Hüseyin Kaplan, dönüşümlü olarak hazırladıkları mütalaayı özetleyerek okudular. Savcı Kırbaş, mütalaayı okurken davanın 1 No’lu sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, yerinden kalkarak salonun kapısına doğru yöneldi. Başkan Ömer Diken, Çetin Doğan’ı çıkmaması için uyararak “Dinleyin” dedi.
Çetin Doğan’ın rahatsız olduğunu söylemesi üzerine “Çıkarsanız, doktor raporu isteyeceğiz” diye uyarıda bulundu.
“Raporlarda birçok çelişki var”
Duruşmanın sabahki bölümünde ise tutuklu sanık Jandarma Kriminal Albay Abdurrahman Başbuğ, tüm sanıklar adına iddia edilen darbe planlarını içerdiği iddia edilen dijital verilere ilişkin TÜBİTAK raporlarına ve gazeteci Mehmet Baransu tarafından savcılığa teslim edilen 19 CD’lere ilişkin imaj ve kopyaların değerlendirmesini yaptı. Albay Başbuğ, mahkemenin TÜBİTAK’a 4 Şubat 2010 ve 28 Mayıs 2010 tarihlerinde iki ayrı bilirkişi heyeti görevlendirmesi yaptırdığını anlattı. Başbuğ, TÜBİTAK raporlarında “üst verilerde değişiklik yapılmasının teknik olarak mümkün olduğu”nun anlatıldığına dikkat çekerek “TÜBİTAK görevlilerince hazırlanan her iki rapor da birçok hata ve kendi aralarında dahi birçok çelişki barındırmaktadır” dedi.
Hata barındırıyor
Başbuğ, TÜBİTAK raporlarında dosyaların oluşturulduğu programlar ve sürümlerinin belirtilmediğine dikkat çekerek “Neden belirtilmediklerinin yapılabilecek tek mantıklı izahı ‘Bu verilerin mantıksal ve zaman hiyerarşisine göre hata barındırdığının gizlenmesi’ olmaktadır” görüşüne yer verdi. Albay Başbuğ şöyle devam etti:
“Davanın gelinen aşamasında bilirkişi taleplerinin kabul edilmediğini belirterek ‘Bunların tartışılması inisiyatifi duruşma savcısına bırakılmıştır.’ Bu dumda duruşma savcısı istemediği sürece bu gerçekler günyüzüne çıkamaycak ve mahkeme eksik yargılama ile hükme gidecek anlamı çıkmaktadır. Bu da belirli organizasyonlar tarafından manipüle edilerek servis edilen delillerden de daha vahim ve acı bir durum olarak karşımıza çıkacaktır.”
Albay Başbuğ, dijital kayıtlarda kullanılan “Microsoft Office 2007” (Office 12) programının TSK’de günümüzde dahi kullanılmadığının tanik ifadeleriyle de anlaşıldığına dikkat çekti. Albay Başbuğ, Adli Emanet’te bulunan 19 CD’nin imajının tarafların huzurunda yeniden alınmasını, 1. ve 2. TÜBİTAK raporunu hazırlayan görevlilerin mahkemeye çağrılmasını talep etti. Başbuğ “İnsanların hürriyetinin söz konusu olmasından ve bu tespitlere göre de bunca insanın suçsuz yere tutuklu bulunmasından dolayı herkesçe kabul görebilecek ve Microsoft Office Programlarından anlayan bir Bilirkişinin derhal ve bir an önce Mahkeme huzuruna getirilmesi talebimdir” diye konuştu.
ODTÜ raporunda sahtecilik
“Tutuklu Balyoz davası sanıkları” imzasıyla yapılan yazılı basın açıklamasında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’nın avukatlarının Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ile Bilgisiyar Mühendisliği bölümlerinden akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyetine rapor hazırlattığına dikkat çekildi. Basın açıklamasında ODTÜ raporunda “dava konusu microsoft word dosyalarının büyük bir çoğunluğunda sahteciliğe işaret eden dijital bir izin varlığı ortaya çıkarılmıştır” denildi.Tutuklu sanıkların basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Sözde darbeye zemin hazırlamak için kendi uçağımızın düşürüleceği, camilerimizin bombalanacağı, sözde darbeye karşı olan subayların tutuklanacağı iddiaları ile yaratılan infialin aslında milletimizin gözbebeği olanTürk Silahlı Kuvvetlerimize güveni sarmak amacıyla oluşturulduğu anlaşılmıştır. Şimdi asıl sorulması gereken sanıkların suçlu olup olmadığı değil, bu komployu kim veya kimlerin yaptğıdır.”
Arsenal’ın 2. Raporu: En az bir sefer oynama yapıldı
Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatları Hüseyin Ersöz ve Celal Ülgen, ABD’de hukuk firmaları ve hükümet kuruluşlarına adli bilişim dalında danışmanlık hizmeti veren Arsenal Danışmanlık Şirketi’ne, Gölcük’te Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010 tarihinde yapılan aramada bulunan ve sanıkların Şubat 2011’de tutuklanmalarına dayanak gösterilen 5 No’lu harddisk’teki dijital kayıtlara ilişkin bir rapor hazırlattı. Arsenal Danışmanlık Şirketi’nin Genel Müdürü'nün imzalardığı raporda “Samsung Sabit Diskde, adli imajının alındığı 9 Şubat 2012 tarihinden önce en az bir sefer oynama yapıldığı sonucuna varmıştır” ifadesi yer aldı.Arsenal raporunda şu değerlendirmeler yer aldı: “Spesifik olarak, Arsenal, tarihi geriye çekilmiş en az 120 dosya ve klasörün Samsung Sabit Diske kopyalandığını saptamıştır. Arsenal’in DATA MFT’de tespit ettiği tarih ve zaman aykırılıklarından biri, Samsung Sabit Disk’e en son yazılan 120 dosya ve klasörün, 8 Nisan 2004’de oluşturulmuş gibi görünmesidir. Bu, Samsung Sabit Diski 28 Temmuz 2009’a kadar kullanımda olduğu için mümkün değildir. Arsenal, şu ana kadar saptadığı delillerde yapılan oynamalar nedeniyle, Samsung Sabit Disk içindeki tüm verilerin orijinalliği hakkında ciddi bir endişe taşımaktadır. Samsung Sabit Disk üzerindeki analizlerimiz devam etmektedir.”
Adli Bilirkişi Peksayar’ın Raporu: Delil olarak kullanılmaları sakıncalı
Tutuklu sanık Albay Aydın Sezenoğlu’nun kardeşi avukatı Ali Sezenoğlu da mahkemeye Adli Bilirkişi Tevfik Koray Peksayar’ın hazırladığı bilirkişi raporunu sundu.Adalet Bakanlığı’nın resmi bilirkişi listesinde yer alan Tevfik Koray Peksayar’ın raporunda şu görüşe yer verdi: “Bilgi teknolojileri kapsamında çeşitli teknikler kullanılarak geçersizliği tespit edilen belgelerin, yine aynı yolla yapılan tespitlerle geçerliliğinden şüphe duyulan belgeler ve diğer belgelerle birlikte anlamsal bütünlük ifade etmeleri gerekliliği düşünüldüğünde birbirlerine atıf ve referanslar içerdikleri varsayıldığında aranan bütünlüğü elde edilemeyeceği, delil bütünlüğü ve suç tarihi açısından değerlendirildiğinde bu CD imajlarının delil olarak kullanılmalarının sakıncalı olduğu kanaatindeyim.”
Tanklar çıktıktan sonra
Savcılar Savaş Kırbaş ve Hüseyin Kaplan tarafından okunan iddia makanının mütalaasının son bölümlerinde “darbe suçu icra edilemediği yorumunun kabul edilemeyeceği” belirtilerek “tanklar, toplar sokağa çıktıktan” sonra yargılamanın yapılamayacağı kaydedildi.
“Balyoz darbe planının icra edilmemesi” nedeniyle ceza verilemeyeceğine yönelik yorumların yanlış olduğu savunulan mütalaada şu ifadelere yer verildi:
“Diğer silahlı çetelerle ilgili icra hareketi olmadan ceza verilmemesi makul görülebilir. Ancak TSK için bu durum göndeme gelemez. Zira üst düzey bir komutanın bu şekilde planları ele alması suç için gerekli icra teşebbüsünün gerçekleştiğini gösterir.”
Balyoz planının icraya geçtiğinin en büyük delilinin Balyoz planının kendisi olduğu savunulan mütalaada “iddianamede yer alan darbe planının 5 aşamasının zaten icraya geçtiğinin delili olduğu” öne sürüldü.
Savcıların mütalasında, iddia edilen Balyoz planlarından “Sıkıyönetimden istifade edilerek ülke yönetiminin ele geçirilmeye çalışıldığının” anlaşıldığı belirtildi.
Sıkıyönetimden daha önce uygulanabilecek olan Olağanüstü Hal tedbirinin uygulanmayıp direkt sıkıyönetime geçilmeye çalışılmasının, “ülke yönetimine el konulmaya çalışıldığını” gösterdiği anlatıldı.
İddia makamı tarafından “Bu suçun askeri hiyerarşi içinde değil, 1. Ordu Komutanlığınca seçilmiş kişilerin hiyerarşisi içerisinde işlendiği” belirtilerek “Bu nedenle 365 sanık hakkında ayrı ayrı eylemlerine uyan TCK 147 ve 61/1 maddeleri gereğince hapis cezası verilmesine karar verilmesi” istendi.
Ara karar
Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli orgeneral Aytaç Yalman’ın da aralarında bulunduğu “tanık” dinletme taleplerini “dosyaya bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle” reddetti. Mahkeme, “soruşturmanın genişletilmesi, bilirkişi tayin edilerek duruşmada dinlenilmesi” taleplerini de reddetti. Mahkeme avukatlar Ali İhsan Tezel ve Kemal Yener Saraçoğlu’nun reddi hakim taleplerini “davayı uzatmak amaçlı” olduğu gerekçesiyle reddetti.
Mahkeme, 30 Mart, 2 ve 3 Nisan tarihlerinde duruşma yapılması kararını geri alarak “Sanıklara ve avukatlarına delillerin değerlendirilmesi ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesini” kararlaştırdı. Dava 5 Nisan 2012 tarihine ertelendi.