Balkan ve Rumeli derneklerinden 'Hayır' buluşması
Ege Balkan Rumeli Dernekleri Federasyonu'nun Bornova'da düzenlediği 'Balkanlıların Cumhuriyeti Buluşması'na 'İzmir Marşı' ve 'Hayır' sloganı damgasını vurdu. CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve eski Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil de 16 Nisan'a kadar 'Hayır' oyu için mücadele çağrısı yaptı.
DHA
Ege Balkan Rumeli Federasyonu'nun düzenlediği 'Balkanlıların Cumhuriyet Buluşması' Bornova Çamdibi Pazaryeri üzerindeki İzbaş Düğün Salonu'nda yapıldı. Etkinliğe CHP İzmir milletvekili Musa Çam, Tacettin Bayır, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, eski Genel Sekreter ve İstanbul Milletvekili BihlunTamaylugil, CHP'li Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, CHP'li Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, CHP'li Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda Balkan kökenli İzmirliler katıldı.
CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Anayasa değişikliğinin TBMM'den yangından mal kaçırır gibi, çoğunluk diktatörlüğü anlayışıyla, azınlık ve muhalefetin dediğine asla kulak verilmeden geçirildiğini söyledi. Anayasa değişikliğinin barolara, mühendis, mimarlara, sendikalara, üniversitelere, anayasa uzmanlarına danışılmadan, sorulmadan hazırlandığını belirten Sındır, "Toplumsal mutabakat metni olan anayasa kimseye sorulmamış. Kapalı kapılar ardında rejimi de değiştirme adına ve yok olma noktasına gelmişken 'Ben bu iktidara nasıl tutunurum' telaşıyla bir metin hazırlanmış" dedi.
"TDK SÖZLÜĞÜNDEN 'BAŞBAKAN' SÖZCÜĞÜ ÇIKARILSA YERİDİR"
Sındır, referandumda 'Evet' diyecek olanlardan doğru dürüst gerekçe duymadıklarını sadece 'Hayır' diyenleri hain ilan etmek, yalan, iftira, demagoji üzerine kendi istedikeleri rejimi dayatma adına her türlü yolu denediklerini söyledi. Kendilerinin 'Hayır' demek için çok nedenleri olduğunu belirten Sındır, şöyle dedi:
"Atatürk Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı aynı anda sürdürmeyi reddetmiştir. İsmet İnönü de parti genel başkanın Cumhurbaşkanı olmasını uygun görmemiştir. Ama 16 Nisan'da oylanacak anayasa değişikliğiyle siyasi parti genel başkanı cumhurbaşkanı seçilebilecek. Bu Cumhurbaşkanı kendi partisinin milletvekillerini Meclis'e taşıyacak. Meclis'te büyük olasılıkla çoğunluk olacak. Kendi talimatlarıyla kanun çıkaran, kanun değişikleri yapan bir meclis olacak. Yani bir kişi kanun yapıcıya egemen olacak. Bu bir kişi aynı zamanda hükümetin kendisidir. Zaten adına Cumhurbaşkanlığı hükümeti diyorlar. Artık bu değişiklikte 'başbakan' kelimesi yok. Türk Dil Kurumu sözlüğünden 'başbakan' sözcüğü çıkarılsa yeridir. Çünkü ihtiyacımız kalmayacak. Böyle makam mevki olmayacak. Bakanlar kurulu da yok. Bu bir kişi tüm kararları tek başına verecek. İdari ve mali konularda kararname yetkisine sahip. Bu kişi siyasi parti genel başkanı ama Cumhurbaşkanı olarak vali, emniyet müdürü atayacak, bürokrasiyi belirleyecek. Kendi siyasi parti il başkanını da belirleyecek. O devlet bürokrasisi kimin ağzına bakacak artık. O siyasi partiye yönelik bir karar verebilir mi? Devlet bir siyasi partinin vesayeti altına girmez mi? Bu kişi yargı organlarını da belirleyecek. Ne yazık ki ülkeyi ne Atatürk ne de İnönü'nün kabul etmediği tek adam rejimine götürüyorlar."
Sındır, Türkiye'yi Suriye ve Irak'ın içine düştüğü duruma düşürmeye, toplumu kutuplaştırmaya çalışanlara, parti devletine izin verilmemesi için 16 Nisan akşamına kadar mücadele etme çağrısı yaptı.
"BANA 'TERÖRİST' DEMEYE KALKANIN ALNINI KARIŞLARIM"
CHP eski Genel Sekreteri, İstanbul Killetvekili Bihlun Tamaylıgil de yaptığı konuşmada ülkenin barış, kardeşlik, dostluk, hukuk ve demokrasiye ihtiyacı olduğunu ancak bugün hukuk ve demokrasiyi farklı yorumlayan ve böyle sunulan anayasa değişikliğiyle karşı karşıya kalındığını söyledi. Tamaylıgil, "Bu anayasa değişiklik anaların gözyaşını dindirecek mi? Ödenmeyen faturalar karşılığında sosyal ve ekonomik rahatlık sağlayacak mı? Birlikte yaşam mutluluğunu getirecek mi? Bu değişiklik gözümüz gibi koruduğumuz en önemli emanetimiz olan Cumhuriyet'e karşı kurgulanan süreçte başarılı olabilecek mi" diye sordu. Dinleyenler Tamaylıgil'e hep bir ağızdan "Hayır" diye yanıt verdi.
Cumhuriyetin bir nimet olduğunu, kişiye, zümreye özel değil herkesin söz hakkı olan bir yönetim biçiminin Kurtuluş mücadelesi ile kurulduğunu belirten Tamaylıgil, bunun kolay kazanılmadığını söyledi. Tamaylıgil, anayasa değişikliğinin demokrasinin olmazsa olmaz şartlarını bir kenara ittiğini, gücün tekelleşmesini getirdiğini öne sürerek, "Bizim kimsenin macerasına verecek geleceğimiz yok. Biz Balkanlılar bir coğrafya değil bir kültürü temsil ediyoruz. Birlik ve beraberlikle yaşıyoruz. Kavgaya karışmaz, kavganın nedeni olmayız. Bugüne kadar sorun olmadık sorumluluk sahibi olduk. Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetine sonunu kadar sahip çıkacağız. Habur, Oslo ve Dolmabahçe'yi unutup bana terörist demeye kalkanın alnını karışlarım" diye konuştu.
Ege Balkan Rumeli Dernekleri Federasyonu Başkanı Süleyman Pehlivan da referandumda 'Hayır' diyecek olanların terörist gibi gösterildiğini söyledi. Pehlivan, "Türkiye'nin yüzde 50'si 'Hayır' derse PKK, FETÖ ve DEAŞ'lı mı olacak? Biz Balkanlılar Cumhuriyet'e sahip çıkıyoruz. Cumhuriyet ve parlamenter sistemin devamı için 'Hayır' diyeceğiz" dedi. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ve CHP Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar da 'Hayır' oyu kullanılması yönünde konuşmalar yaptı. Toplatıda sık sık İzmir Marşı bir ağızdan söylendi.