'Balık'lara hikayeler

Sahnenin ortasındaki akvaryum Türkiye'nin balık hafızasına gönderme yapıyor. Hikâyeler sanki balıklara anlatılıyor. Yönetmen Zenderlioğlu, "Çözüm üretemesek de en azından bu oyunlarla tekrar gündeme gelmesini sağlayacağız" diyor.

cumhuriyet.com.tr

Milattan öncesinden Sofokles’e ait metin “Antigone”, bu topraklara uyarlansa ortaya ne çıkar? Karşı karşıya gelen ve biri devlet töreniyle toprağa verilen, diğeri akbabalara yem edilen iki kardeşin cenazesinden bize ne düşer?

Yasalara başkaldıran Antigone için bu defa ortada gömülecek bir kardeş değil, intikam duygusuyla aradığı kardeşinin kemikleri var. Kardeşinin kemiklerini arayan bir kadının katliam gününün tanığının peşine düşmesi ve yüzleşmesi... Kadın, düğün gecesinde eşiyle küçük bir oyun oynarken onu sorguya çeker. 14 yıl öncesine Bitlis – Mutki’ye hafızalarda bir yolculuğa çıkarlar. Oyun kâbusa bu noktada dönüşür...

Geçen sezon Diyarbakır Cezaevi vahşetini konu alan ve hâlâ sahnelenen “Disko 5 No’lu” oyunu ile hafızamızda derin iz bırakan Destar Tiyatro, yeni sezonu “Antigone”den bir esinleme ile karşıladı. Berfin Zenderlioğlu, “Antigone”den yola çıkarak kaleme aldığı “Antigone2012”yi aynı zamanda yönetti. Aynı zamanda “Disko 5 No’lu”daki rolüyle önceki gün Tiyatro... Tiyatro... dergisi tarafından verilen “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nün sahibi Mirza Metin’le aynı sahneyi paylaşıyor. Dinleyerek büyüdükleri hikâyeleri, şimdi kendileri sahneden anlatıyor.

Hâlâ güncelliğini koruyan bir metin “Antigone”, Zenderlioğlu için. “Destar Tiyatro’nun ‘Yüzleşme Oyunları’nın sonucusuydu bu. Öncesinde ‘Reşe Şevi’ ve ‘Disko 5 No’lu’ vardı. Ben Bitlisliyim, dedelerim Mutki’den göç etmiş. Bir haberde Mutki’nin Kavakbaşı köyünde bir itirafçının sözü üzerine bir yeri kazınca 32 kişinin cesediyle karşılaşıyorlar. ‘Antigone2012’de de merkeze aldığımız faili meçhuller, toplu mezarlar şimdiye kadar basında bu kadar görülmemiş ve deşifre olmamıştı. Çözüm üretemesek de en azından bu oyunlarla tekrar gündeme gelmesi ve insanlar tarafından sorgulanabilmesini sağlayacağız.”

Bir başka gündem maddesini de Mirza Metin hatırlatıyor “Disko 5 No’lu”yu açlık grevleri sürerken Diyarbakır’da oynadıklarını belirterek: “30 yıl önce yaşanmış bir olayı sahneliyorduk ve açlık grevleri devam ediyordu. Bu devlet özgürlükler konusunda bir yol kat edememiş, onu gördük” diyor.

Sahnenin ortasındaki akvaryum da Türkiye’nin balık hafızasına gönderme yapıyor. Sahnedeki katilin “Şimdiye kadar yaptığım hiçbir şeyi hatırlamıyorum” sözlerini destekliyor gibi bu... Hikâyeler sanki balıklara anlatılıyor. Zenderlioğlu: “Balık hafızalı diyorlar ya, balık burada da unutmak, unutulmak üzerine var olan bir imge gibi. Onca şey yaşıyorsun, sonra gündemden düşüyor. Ardından bir yenisi...”

Oyundaki karakterini hatırlatıyor Metin, “Toprak kazılsa her yerde bir toplu mezar çıkar. Oyunda adamın dediği gibi, ‘Kemikler Cizre’dedir, yok Diyarbakır surlarına bak, belki de İstanbul’da denizin altında....’ Hafıza tazelemek lazım. Sanatın işlevi de bu.”

 

‘Yaşadığını oynamak, oynadığını yaşamak’

Rêşan İlhan’ı “Antigone2012”nin kadın oyuncusu olarak izleyecektik. Ancak, 26 yaşındaki kardeşi henüz son bulan açlık grevinde olduğu için oyunu bırakıp Diyarbakır’a annesine ve kardeşine destek olmaya gitmiş. Zenderlioğlu anlatıyor: “Uzaktan duyduğun zaman olay çok daha farklı ama, yanı başında biri olduğu zaman sende uyandırdığı durum başka.. Biz provalarda çalışırken ‘bunu özümse, oradaki kadınları, anneleri düşün, onun duygusuyla oyna’ diyorduk. Ama ne zaman ki bu durum nüksetti o zaman kaldıramadığını anladık. Çünkü oynadığı karakter kardeşinin kemiklerini arıyor”. Mirza Metin sözü alıyor: “İstanbul’da 90’larda Kürtçe tiyatroyu başlatanlardan Hüseyin Kaytan, şöyle derdi: “Kürt tiyatrocuların yaşadıklarını oynamak, oynadıklarını yaşamak gibi bir gerçeği var.” Bu devam ediyor şu an.

(Bugün ve 28 Kasım’da, ayrıca 8, 15 ve 27 Aralık’ta saat 20.30’da Beyoğlu Şermola Performans’ta izlenebilir. 0212 243 74 36.)