Bale sanatçılarından Gençlik ve Spor Bakanlığı’na tepki: 'Bale, yüzyıllardan beri sanattır ve öyle kalacaktır!'

Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun 56 saatlik “bale antrenörlüğü” programı açmasının ardından Bale Sanatçıları Derneği duruma tepki göstererek "Bale spor değil sanattır" kampanyası başlattı.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun 06-12 Mart arasında yapılacağını duyurduğu ‘bale antrenörlüğü’ için şartlarını da açıkladı.

Bale Sanatçıları Derneği tarafından başlatılan kampanyada  balenin, Rönesans döneminden günümüze tüm dünyada sanat olarak kabul gördüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da sanat faaliyeti olarak kabul edildiği belirtildi.

Türkiye Dans Sporları Federasyonu'nun elde etmeyi planladıkları birtakım ticari kazançlar uğruna bu durumun yok sayıldığını belirtilen kampanyada şu ifadelere yer verildi:

"Belirli kişi ve kurumlara rant sağlama amacı da güden bir yeni oluşumla baleyi bir spor branşıymış gibi göstererek bale antrenörü yetiştiren eğitimler vermeyi planlamaktadır. Önerdikleri programda yer alan sportif bale, bale antrenörü, bale hakemi gibi kavramların dünyanın hiçbir yerinde tarih boyunca ve günümüzde bir karşılığı ve geçerliliği bulunmamaktadır. Tamamen uydurulmuş olan bu yeni kavramlar baleye ait değildir.

Bu durum pek çok devlet sanatçısı, vakıf ve kuruluşu da harekete geçirmiş olup sosyal medya hesaplarında bu konu karşısındaki tepkiler giderek artmaktadır. Bale Sanatçıları Derneği tarafından change.org üzerinden başlatılan çevrimiçi imza kampanyası da iki gün içerisinde binlerce kişi tarafından imzalanmış olup büyük destek görmektedir. Bale eğitimi, ülkemizde Yükseköğretim Kurumu’na bağlı Devlet Üniversitesi Konservatuarları ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel kurslar tarafından yürütülmektedir."

PROGRAM 14 YIL SÜRÜYOR

Fiziksel uygunluk ve yeterlilik gerektiren bale eğitimi mülakatlarında başarılı olup bale sanatına uygunluğu tespit edilen öğrenciler ile konservatuvarlarda lisans ve lisansüstü akademik eğitimler şeklinde sürüldüğü anlatılan kampanya metninin devamında şunlar kaydedildi: 

"Bu üniversitelerde alanında uzman bale akademisyenleri eğitim vermektedirler. Öğrencilerin mezun olabilmesi için oldukça zorlu akademik bir programı başarıyla tamamlaması, eğitimleri süresince pek çok uygulamalı ve teorik sınavdan başarıyla geçmeleri ve akademik çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel bale kurslarında da ancak bakanlık onaylı toplam 14 yıl süren programı başarıyla tamamlayan mezun öğrenciler kurs bitirme sertifikası almaya hak kazanarak Usta Öğretici unvanını kazanmaktadır.

Dans Sporları Federasyonunun açılması planlanan sportif bale antrenörlüğü sertifikası ile yukarıda anlatılan akademik ve kurs kapsamında uzun yıllar süren eğitimler sonunda sadece başarılı olan öğrencilerin almaya hak kazandıkları eğitmenlik belge ve diplomalarını hiçe sayarak bir hafta gibi bir sürede, bu konudaki hiçbir eğitim geçmişi, yetenek ve fiziki yeterlilikleri olmasına bakılmaksızın, hiçbir emek sarf etmeden, bale hakkında hiçbir fikri olmayan kişilere eğitmenlik, hakemlik, antrenörlük gibi yetkiler verilecektir. Bale sanatı ile ilgisi olmayan, aynı zamanda bu alanda hiçbir tecrübesi bulunmayan kişilerin bu belgeleri alabileceği gibi uygulama şansı da artacak ve mevcut kaçak uygulamalar yasallaştırılacaktır.

Çok sayıda bilimsel çalışmada da belirtildiği üzere balenin erken yaşta başlayarak tamamlanması gereken uzun bir süreç olduğu zaten bu alandaki tüm profesyoneller ve eğitmenler tarafından kabul görmüştür. Bu yaratılmaya çalışılan yeni durum tüm dünyada kabul görmüş akademik çalışmaları da hiçe saymaktadır."

"SANATSAL YAKLAŞIMLAR YERİNİ İŞLEVSİZ ETKİNLİKLERE BIRAKACAK"

Bu durum çocuklar ve insanların fiziksel ve ruhsal sağlıkları konusunda büyük bir tehlike yarattıldığının altı çizilen metinde son olarak şu ifadeler kullandı: 

"Bale programlarının bu konuda uzman eğitmenler tarafından uygulanmadığında fiziksel sakatlıklara ve pedagojik problemlere yol açtığının örnekleri mevcuttur. Dans Sporları Federasyonu başkanı tarafından çeşitli platformlarda bu eğitimleri akademik kariyeri olan kişilerin vermeyeceği, akademik kariyeri olan kişiler verdiği takdirde katılanların başarılı olamayacağı beyan edilmiştir. Bu durumda eğitim verecek kişilerin niteliği, teknik ve pedagojik yeterliliği de umursanmamaktadır. Nitelik, içerik, süre ve denetim açısından kesinlikle kabul edilemeyecek bu eğitim sonucunda ciddi sorunlar yaşanması kaçınılmazdır.

Balenin temeli olan disiplin temelli sanatsal yaklaşımlar yerini işlevsiz ve tehlikeli etkinliklere ve yarışma odaklı süreçlere bırakacaktır. Yarışmaların tek amacı katılım ücreti gibi kalemler adı altında maddi kazanç sağlamak olacaktır. Ülkemizde ve dünyada zaten klasik bale yarışmaları düzenlenmekte olup bu bir spor yarışması ve müsabakasından tamamen farklı bir format ve disiplindedir.

Bale Sanatçıları Derneği olarak bizler bu konuda üzerimize düşen tüm yasal ve sosyal sorumluluğu yerine getirmek için harekete geçmişken tüm sanatçılardan, sanat severlerden, eğitmenlerden, duyarlı halkımızdan ve yetkili devlet birimlerinden sanatın mihenk taşlarından biri olan bale eğitimine sahip çıkmalarını, çocukların sağlığını tehlikeye atacak uygulamaların karşısında durmalarını bekliyoruz."