Balbay'ın mazbatasını avukatları aldı
Ergenekon davasından tutuklu bulunan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın mazbataları alındı. Balbay'ın mazbatasını avukatları; Haberal'ınkini ise oğlu aldı. Haberal'ın mazbatası İstanbul Adliyesi'ne getirildi.
cumhuriyet.com.trCHP'den İzmir Milletvekili seçilen, ikinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın mazbatasını, avukatları Mehmet İpek ve Oktay Yılmaz aldı.
İzmir İl Seçim Kurulundan Balbay'ın mazbatasını alan avukatlardan Mehmet İpek, gazetecilere yaptığı açıklamada, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine mazbatayla birlikte başvurarak Balbay'ın tahliyesini isteyeceklerini belirtti.
İpek, tahliye talebini İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine, bugün yetişmezse yarın sabah ileteceklerini kaydederek, ''Dosyadaki mevcut taleplerimize daha önce milletvekili seçildikten sonra tahliye edilen siyasilerle ilgili emsal kararlara atıfta bulunarak, kanunlar önünde eşitlik ilkesi gereğince bir tedbir olan tutuklamanın sona erdirilmesini de ekleyeceğiz'' dedi.
Tahliye talebini sunduktan sonra mahkemenin vereceği kararı bekleyeceklerini belirten İpek, Balbay'ın 24 Haziran'da yapılacak yemin törenine katılmasını umut ettiklerini dile getirdi.
Haberal'ın mazbatası
CHP'den Zonguldak milletvekili seçilen Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın mazbatasını oğlu aldı.
Haberal'ın kardeşi Osman Haberal, gazetecilere, kardeşinin avukatının gazetecilere açıklamada bulunmamalarını istediğini belirterek, ''Erkan Haberal, mazbatayı alarak İstanbul'a hareket etti. Önümüzdeki günlerde Haberal'ın avukatı kente gelerek gerekli bilgilendirmeyi yapacak. Ailemiz bu konuda görüş bildirmeyecek'' dedi. Haberal'ın avukatı mazbatayı İstanbul Adliyesi'ne sundu.
Müvekkili Haberal'ın tahliye edilmesi için hazırladığı dilekçeyi ikinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne veren Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı, mazbata ve tahliye talepli dilekçesini mahkemeye sunduktan sonra Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinin önünde bekleyen basın mensuplarına açıklama yaptı.
Haberal'a ait mazbatayı basın mensuplarına gösteren Helvacı, Haberal aile fertlerinin Zonguldak İl Seçim Kurulundan aldıkları milletvekilliği mazbatasını kendilerine ilettiklerini belirterek, mahkemeye tahliye talepli dilekçe sunmalarıyla ilgili süreci şöyle anlattı:
''Mahkemeye dosyada mevcut delil durumu itibariyle tutuklamayı gerektirebilecek suç şüphesi bulunmadığını, ayrıca delilleri karartma ya da kaçma şüphesi bulunmadığını belirten tahliye dilekçesi sunduk. Dilekçede, milletin güvenini kazanarak TBMM'de kendisini temsil etme hakkını haiz gördüğü bir kişinin kaçma ve delilleri karartma şüphesi olmadığı olgusunu pekiştiren yeni bir olgu olduğuna dikkati çektik ve bu çerçevede emsal kararları da göz önünde bulundurarak müvekkilimizin tahliyesini talep ettik.''
'Sabahat Tuncel kararını örnek gösterdi'
Mahkemelerin Türk milleti adına karar verdiklerini ve bununla yükümlü olduklarını ifade eden Helvacı, ''Bu çerçevede, Türk milleti adına karar veren mahkemelerin de milletin iradesine saygı göstereceği inancıyla, dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle, milletvekili seçilmesini de ek bir faktör olarak göz önünde bulundurarak müvekkilimizin tahliyesini talep ettik ve bu çerçevede karar verilmesini temenni ediyoruz'' dedi.
Gazetecilerin, ''Emsal dediğiniz karar hangi karar?'' sorusuna karşılık, daha önceki genel seçimde bağımsız milletvekili olarak seçilmesinin ardından tahliye edilen Sabahat Tuncel örneğini veren avukat Helvacı, Tuncel'in İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince mazbatanın sunulmasının ardından dokunulmazlık gerekçesiyle tahliye edildiğini ancak dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı tarafından gerekçe yönünden itiraz edilmesi üzerine mahkemenin bu kez Tuncel'i ''milletvekili seçilen bir kişinin kaçma ve delilleri karatma şüphesi ortadan kalktığı'' gerekçesiyle tahliye ettiğini söyledi.
Helvacı, ''Tabii ki biz de bu emsal karara dayandık'' dedi.
'Haberal'ın hastalığı geçmişe dayalı bir hastalık'
Bir gazetecinin, ''Haberal tahliye olursa parlamentoda çalışabilecek mi?'' diye sorduğu Helvacı, şunları söyledi: ''Tabii ki. Müvekkilimizin bu rahatsızlığı geçmişe dayalı bir hastalık ama tutukluluk hali bu sağlık sorunlarını maalesef hayati risk teşkil eden bir noktaya getirdi. Bu çerçevede tahliyesine karar verilmesi halinde tabii ki öncelikle tam teşekküllü hastanede tedavi sürecinin ardından görevine başlayabilir. Ama hastalığının sebebi maalesef tutuklanması değil, hastalığının bu noktada ilerlemesinin tek sebebi haksız tutukluluk halinin yarattığı stres ve buna bağlı rahatsızlıklar.''
Helvacı, mahkemenin karar vermesine ilişkin nasıl bir süreç yaşanacağına ilişkin soru üzerine ''tahliye talebinin mümkün olan en kısa sürede değerlendirilmesinin yasal hükümlülük olduğunu'' belirterek, ''Daha önceki tutuklu milletvekilleriyle ilgili verilen kararlarda mazbatanın sunularak tahliye talebinde bulunulduğu aynı gün karar verilmişti. Ancak mahkemenin kendi değerlendirmesidir bu'' diye konuştu.
Helvacı, kararla ilgili yasal bir süre olup olmadığı sorusuna yönelik de mecliste cuma günü yemin töreni olacağını bildiğini ve bu çerçevede mahkemenin bir an önce karar vermesi gerektiği kanaatinde olduğunu belirterek, ''Bu ülkeye hizmet etmek müvekkilimizin tek temennisi. Tabii Türk milletinin de ona güven duyarak bu göreve layık görmesi son derece onur verici. Bu çerçevede görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışacağına inanıyoruz'' diye konuştu. Dilek Helvacı, müvekkili Haberal'a mazbatanın suretinin iletildiğini sözlerine ekledi.
Mahkemeye sunulan dilekçe
Haberal'ın avukatları Köksal Bayraktar, Dilek Helvacı ve Yasemin Antakyalıoğlu tarafından hazırlanan, ikinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan tahliye talepli dilekçede, ''terör örgütünün kurucusu ya da yöneticisi olma'' suçlamasıyla tutuklanan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın mahkemenin duruşmalarında İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsünde monitöre bağlı olarak iki gün boyunca yazılı ve sözlü savunması yaptığı, kendisine yöneltilen her soruya tüm açıklığıyla cevap vermek suretiyle suç şüphesinden tamamıyla arındığı bildirildi.
Mehmet Haberal'in sabit ikametgah sahibi, sabıkasız ve dünyaca tanınmış, başarılı bir bilim insanı olduğu belirtilen dilekçede, ''Haberal'ın toplumdaki saygın konumu ve uzun zamandan beri devlet koruması altında olduğu göz önünde bulundurulduğunda halen kaçma şüphesi altında olmadığının tartışmasız bir gerçek olduğu'' kaydedildi. Soruşturma aşamasında, Haberal'ın evinde ve iş yerlerinde yapılan kapsamlı aramalar sonucunda el konulan eşyalarında suç unsuru bulunmadığı hatırlatılan dilekçede, ''Bunun dışında, her gün yüzlerce kişinin girip çıktığı iş yerlerinde, başkalarına ait çalışma odalarında bulunan ve CMK'nın 134. maddesine aykırı olarak, mahallinde imajları alınmayan ve bir sureti arama sırasında ilgilisine verilmeyen yasa dışı delillere dayalı olarak, müvekkilimize herhangi bir suç isnadında bulunulamayacağı açıktır'' ifadesi kullanıldı.
Kovuşturmanın ulaştığı bu aşamada, Haberal açısından kaçma, delilleri karartma, gizleme, değiştirme veya yok etme şüphesi söz konusu olmadığı savunulan dilekçede, şöyle denildi: ''Dosya kapsamındaki bu somut verilere ilaveten müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal 12 Haziran 2011'de yapılan milletvekili genel seçimlerinde Zonguldak ilinden, CHP'den 24. dönem milletvekili olarak seçilmiştir. İlişikte, bu hususu teyit etmek üzere, İl Seçim Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 20 Haziran 2011 tarihli 24. dönem milletvekili tutanağının Üsküdar 5. Noterliğince 20 Haziran 2011 tarih ve 18926 yevmiye no ile tasdik edilmiş suretini takdim ediyoruz.''
Ant içmenin sadece milletvekilliği görevinin başlamasının bir koşulu olduğu, milletvekilliği sıfatının kazanılmasıyla ilgili bir husus olmadığı belirtilen ve bağımsız olarak seçilen milletvekili Sabahat Tuncel örneği verilen dilekçede, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin tahliye kararının emsal teşkil ettiğini, bu karara göre Haberal'ın da anayasanın 10. maddesinde düzenlenen ''kanunlar önünde eşitlik'' ilkesi gereğince ''milletvekili seçilmiş olması nedeniyle kaçma ya da delilleri karartma ihtimali kalmamış olduğundan'' tahliyesine karar verilmesi gerektiği kaydedildi.
Dilekçede, ''Arz ettiğimiz sebepler uyarınca müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın 12 Haziran 2011 tarihli milletvekili genel seçimlerinde Zonguldak ilinden 24. dönem CHP milletvekili seçildiği göz önünde bulundurularak Türk milleti adına karar vermekle yükümlü sayın mahkemenizin milletin iradesine saygı göstermesini ve dosyada mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen uzun süre ve halen kaçma ya da delilleri karartma şüphesi altında olmadığı gerekçesiyle bihakkın tahliyesine karar verilmesini talep ederiz'' denildi.