Balbay 530 gündür tutuklu

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Mustafa Balbay'ın avukatı Mehmet İpek, müvekkilinin 530 gündür tutuklu olduğunu belirterek, bunun makul süre olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davada söz alan İpek, iddianamenin CMK'da belirlenen kurallara uygun olmadığını belirterek, sanıkların kendilerini savunamaz hale getirildiğini söyledi.

Sanıkların sürekli neyle suçlandıklarını sorduklarını söyleyen İpek, ''Suç fiilin ne zaman, nerede işlendiği açıklanmadan yargılama yapılması mümkün değildir. Ceza davasında sanık kendisini savunamaz hale getirilir ise ceza muhakemesi, önceden belirlenmiş bir sonuca ulaşmak için başvurulan bir zulüm aygıtına dönüşür'' dedi.

İpek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının artık iç hukukun bir parçası olduğunu ifade ederek, ''Müvekkilim Mustafa Balbay'ın tutukluluk süresi 530 günü buldu. Bir tedbir uygulaması olan tutukluluğun 530 gün sürmesi makul süre olarak değerlendirilemez. AİHS'nin 5. maddesine göre geçerli şüphe bulunsa dahi kişinin tutukluluk süresi hakkındaki makul sürenin hukuka ve yargı kararlarına uygun olması gerekir. Tutukluluğun devamı için başka nedenler de olmalıdır. Burada hangi hukuk kurallarının uygulandığını tespit edebilmek mümkün değil'' diye konuştu.

Makul sürede serbest bırakılma ve makul sürede yargılanma hakkının birbirinden farklı kavramlar olduğunu anlatan İpek, ''Kaçma şüphesi yoktur. Müvekkilim gazetecidir. İkinci kez çağrıldığında savcılığa gitmiştir. AİHS'nin 5. maddesi ve AİHM'in kararlarına göre Balbay'ın tutukluluğunda makul süre aşılmıştır. Tutukluluk halinin sona erdirilmesini talep ediyoruz'' dedi.

Gazeteci Tuncay Özkan, Mustafa Levent Göktaş ve Hasan Atilla Uğur'un da aralarında bulunduğu bazı sanıkların avukatlığını yapan Celal Ülgen de emperyalizmin artık kabuk değiştirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

''Emperyalist güçler artık arabaların altlarına TNT kalıpları koymuyor. Aydınları silahla vurmuyor. Onun yerine tertipler düzenliyor, CD'ler, DVD'ler, kurmaca belgeler hazırlıyor. Balyoz, Poyrazköy, Kafes, Ergenekon davalarında aynı tertibin izleri var. Bir seri katil var, bir seri tertip var. Aynı yöntemle, aynı izlerle tertip yapıyor. Türkiye'de emperyalist güçler bir başka elbise biçti. Emperyalist güçler bütün Türkiye'yi bir tertip cenneti haline getirmiştir.''

Tutuklu sanıklardan Hasan Atilla Uğur'un başarılı bir subay olduğunu dile getiren Ülgen, Uğur'un askeriyede kendisine verilen görevleri emir komuta zinciri içerisinde yaptığını ve yaptığı görevler nedeniyle de tutuklu bulunduğunu söyledi.

Ülgen, tutuklu sanık Mustafa Levent Göktaş'ın tutuklu bulunmasının hukuksuzluk olduğunu, Göktaş'ın derhal tahliye edilmesini ve kendisinden özür dilenmesi gerektiğini söyleyerek, müvekkillerinin tahliyesini talep etti.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sanık avukatların taleplerini dinledikten sonra savunmasını yapmak üzere tutuklu sanık Neriman Aydın'ı kürsüye çağırdı.